1 Kasım 2015 seçimleri sonrası yaşananlar hem Türkiye için hem de Türk siyaseti için gerçekten tarihe geçen önemli gelişmelerdi. Önce MHP üzerinde “ele geçirilme” operasyonu denendi. MHP üzerindeki bu operasyon başarısız olsa da hain darbe girişimi olan 15 Temmuz’a bir yol açmak için birbiriyle bağlantılı gelişmeler olduğu çok net anlaşıldı. Aslında MHP üzerinde operasyon yapanlar, 15 Temmuz’u daha rahat ve engelsiz gerçekleştirmek için buna giriştiler.

MHP üzerinde gerçekleşen operasyonda FETÖ’nün figüranı olanlar, “milletvekili adayı yapılmadım, aday yapıldım seçilemedim” temelinde olan düşüncelerine çeşitli kılıflar giydirerek o günlerde MHP’yi nasıl suçluyorlardı?

“MHP’nin iktidar olma kaygısı yok”

MHP’nin ilke ve ölçülerinden taviz vermeme, omurgalı davranma duruşu bunlara böyle görünüyordu. Ya da şahsi çıkarlarını ve menfaatlerini bu propaganda ile örtüyorlardı. Zaten MHP’ye başka ne diyebilirlerdi ki?

7 Haziran 2015 seçimleri sonrası, AKP ile dört ilke ortaya konularak yapılan koalisyon görüşmesinin anlamını, CHP’nin MHP’ye yaptığı “HDP’li koalisyon teklifinin” anlamını bilemeyecek adamların nefsi kaygı ve arzuları için MHP’ye yaptıkları suçlamalar utanç vesikası olarak tarihe geçti.

O günlerde ne suçlama yaptıklarını, MHP’yi nasıl yorumladıklarını hatırlayın ve bugün hangi hale düştüklerini o zamanki ifadeleriyle birlikte kıyaslayın…

Dertlerinin dava ve vatan olmadığını bugün çok net gördük…

Parti kurup gittiler, CHP ve HDP’nin tüm ihanetlerine kuyruk oldular. CHP’nin çapsız, vizyonsuz, beceriksiz ve ihanet içindeki belediye başkanlarını kadro ve ihale alabilmek için desteklediler. Gözleri öyle bir döndü ki, HDP-terörist Demirtaş aşığı olan CHP’li Belediye Başkanlarını Fatih Sultan Mehmet Han’a benzettiler, yüzünde şeytanlık görülecek adamların yüzünde ‘Rabbi Yessir’ gördüklerini söylediler.

MHP’yi sırtından hançerleyenlerin hayat hikâyesinin özeti işte budur.

Dün makam, sıfat ve FETÖ’den aldıkları işaretle MHP’yi sattılar; bugün ise CHP sayesinde sıfat alan bunlar, FETÖ, PKK birlikteliğinde vatanı satacak her türlü adımı atıyorlar.

1 Kasım 2015 seçimleri sonrası MHP ve Türkiye üzerinde yaşatılmaya çalışanları bir bütün değerlendirdiğinizde tarihin MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’yi nasıl haklı çıkardığını her yönüyle göreceksiniz. Milli çizgisine oturan devlet mekanizması, milli mücadele veren Cumhur ittifakı bu haklılığın somut belgesidir. Terörle mücadeledeki başarı, Karabağ zaferi, ibadete açılan Ayasofya’nın manevi tadı, Mavi Vatan projesi, Kıbrıs’ın milli çehreye dönmesi, Türk dünyasındaki samimi işbirliği ve bunlara benzer daha birçok gelişme her şeyin özetidir.

1 Kasım 2015 seçimleri sonrası MHP’yi hançerleyenler, şimdi de Türkiye’yi sırtından vurmak için ellerinde hançerle dolaşıyorlar. Kaygısı vatan değil makam olanların hikâyesiydi bu… Maskeler düştü.

Editör: Haber Merkezi