Mustafa Kemal Atatürk, bütün hayatı boyunca sadece Türk milletine inandı, gücünü de, yetkisini de bu kaynaktan aldı. Kurtuluş Savaşı bir Milli Mücadele’dir. Cumhuriyet milli temeller üzerine kurulmuş ve yükselmiştir. CHP gibi PKK ve FETÖ ile birlikte yürüyüp, sonra da Atatürk ilkelerinden bahsetmek bu milletin aklına hakarettir ve açık şekilde bir ihanettir.

Gazi Mustafa Kemal, 19 Mayıs 1919’da Samsun’a ayak basarken, Türk tarihine de yeni ve şanlı bir sayfa açıyordu. Samsun, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ilk adımıdır. Buradan yakılan istiklal ve bağımsızlık ateşi, Amasya, Sivas ve Erzurum’da daha da büyümüş ve Türk milletinin silkinip ayağa kalması ile birlikte kurtuluşun yolunu açmıştır. Bu ateş dünya durdukça var olacak ve yolumuzu ve geleceğimizi aydınlatacaktır.

MİLLİ MÜCADELE

Mustafa Kemal Atatürk, bütün hayatı boyunca sadece Türk milletine inandı, gücünü de, yetkisini de bu kaynaktan aldı. Milli olunmadan kurtuluş olmayacağını, bağımsız ve hür bir devlet kurulamayacağını çok iyi biliyordu.

Kurtuluş Savaşı, bir milli mücadeledir. Bu cumhuriyet milli temeller üzerine kurulmuş ve yükselmiştir. 19 Mayıs’ta Samsun’dan atılan adımla birlikte, işgalcilere, sömürgecilere, zalimlere olduğu kadar içimizdeki hainlere karşı da bir mücadele başlatılmıştı. Ve aradan bir asırdan fazla zaman geçti ve aynı mücadele bugün de kaldığı yerden devam ediyor. Ne acıdır ki, cumhuriyetle hesabı olanların hedeflerinde de her zaman millilik ve milliyetçilik olmuştur. CHP gibi PKK ve FETÖ ile birlikte yürüyüp, sonra da Atatürk ilkelerinden bahsetmek bu milletin aklına hakarettir ve açık şekilde bir ihanettir.

YA BAŞARILI OLSALARDI?

Emre Kınay gibi, milliyetçileri kapısından sokmayacağını söyleyen ve bunun teminatını alan bir soysuzu belediye başkan adayı yapıp sonra da MHP’ye milliyetçilik dersi vermeye kalkışan zavallıları nereye koyacağız? Kanı bozuk, yüzü kara, kıblesiz, kimliksiz, kişiliksiz, milliyetsiz birini belediye başkan adayı yapanların bu milletle de, milliyetçilikle de hiçbir bağ ve ilgileri olamaz. Sadece bu kadarı bile MHP’ye neden operasyon yapılmak istendiğini, ele geçirilmesi durumunda neler olacağını ve kimlere hizmet edileceğini anlamaya da anlatmaya da fazlasıyla yetmez mi? Sos ve yal peşinde olan Emre Kınay zihniyetinin bir de bu ülkede iktidar olduğunu düşünebiliyor musunuz? Bırakın kapının önünden geçirmeyi, kendilerinden olmayan, kendileri gibi düşünmeyen, kendilerini onaylamayan hiç kimseye hayat hakkı bile tanımazlar.

BEN BİR TÜRK MİLLİYETÇİSİYİM

Mustafa Kemal Atatürk, cumhuriyeti “en büyük eserim” diye, anlatmıştır. Dolayısı ile bu büyük ve yıkılmaz eserin temeli olan milliyetçiliğin iyi anlaşılması, yaşanması ve muktedir olması gerekiyor. Mustafa Kemal, “Ben her şeyden önce bir Türk milliyetçisiyim. Böyle doğdum. Böyle öleceğim. Türk birliğinin, bir gün hakikat olacağına inancım vardır. Ben görmesem bile, gözlerimi dünyaya onun rüyaları içinde kapayacağım. Türk birliğine inanıyorum, onu görüyorum. Yarının tarihi, yeni fasıllarını Türk birliğiyle açacaktır. Dünya sükununu bu fasıllar içinde bulacaktır. Türk’ün varlığı bu köhne aleme yeni ufuklar açacak, güneş ne demek, ufuk ne demek, o zaman görülecek” demiştir. Bugünkü CHP’den hatta yancılarından sözlere sahip çıkan, bu sözü benimseyen bir tek kişi bulabilir misiniz? Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni kuran irade işte budur. Şimdi, bu CHP nasıl Atatürk’ün partisi olabilir? Atatürk, “Taş kırılır, tunç erir; ama Türklük ebedidir” diyor. Siz hiç bu sözü ağzına alan bir CHP yöneticisi gördünüz mü? Mustafa Kemal, “Benim hayatta yegâne fahrim, servetim Türklükten başka bir şey değildir. Bu memleket tarihte Türk’tü, halde Türk’tür, ebediyen Türk olarak yaşayacaktır” vecizelerini bir hayat düsturu olarak ortaya koyuyor. Bu sözlere sahip çıkan bir tek CHP yöneticisi tanıyan var mı? Bunları daha da çoğaltabiliriz. “Ne mutlu Türk’üm diyene” sözünden bile rahatsız olan bir anlayıştan bahsediyoruz.

HER ZAMAN UYANIK OLMALIYIZ

Milli bayramlarımız, heyecanımızın, coşkumuzun, ümitlerimin tazelendiği, tarihle, şanlı geçmişimizle bir defa daha onur duyduğumuz müstesna günlerdir. Tarihimizle, vatanımızla, atalarımızla, kahramanlarımızla, şehitlerimizle ve büyük Türk milletiyle her zaman gurur ve onur duyduk. Bin yıldır bu coğrafyada devletimiz var. Bu mübarek topraklarda Türk milleti kimliği, Türk Devleti bayrağı ile yaşamanın her zaman ağır bedeli olmuştur. Bu bedeli dün ödedik, bugün de ödüyoruz. İlelebet bu toprakların sahibi olmak, bağımsız ve hür yaşamak için, her zaman bu bedeli ödemeye hazır olmamız gerektiğini de biliyoruz. Etrafımız yine amansız şekilde kuşatılmış, varlığımıza yine göz dikilmiş durumdadır. Şeytani planlar yapılıyor, içimizdeki hainler organize edilip üzerimize salınıyor. Her zaman uyanık, her zaman dikkatli, her zaman cesur ve atak olmak zorundayız. 19 Mayıs ruhu hiçbir zaman eksilmemeli, tarihimizden ders alıp ileriye umut ve güvenle bakmalıyız.

Bu vesile ile Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları başta olmak üzere, bütün şehitlerimizi, ebediyete intikal etmiş gazilerimizi ve kahramanlarımızı şükranla ve rahmetle, hayatta olanları saygı ve hürmetle anıyorum. Kadir Gecesi’nin Türk-İslam âlemine hayırlar getirmesini diliyorum.