2019 birçok sorun ve krizle birlikte anılacak bir yıl oldu. Dünya gündeminde öne çıkan onca gelişme var ki, Türkiye’yi de yakından ilgilendirdi. Özellikle Orta Doğu ve Doğu Akdeniz, Türkiye’nin gündeminde ağırlıklı yer işgal etti. Geçtiğimiz yıl içinde yaşanan bu gelişmelerin 2020 yılında da gündemimizde olacağı açıkça görülüyor.

ABD Başkanı Trump’ın akıbeti sadece bizi değil tüm dünyayı meraklandırıyor ve yeni yılda bu konuda önemli gelişmeler yaşanacak. Temsilciler Meclisinin, Trump’ın suç işlediğine dair bir karara varmasıyla azil sürecinin Senatoya taşınması, 2019’da gerçekleşen en önemli gelişmelerden biriydi. Senatonun Cumhuriyetçi çoğunluğunda olması ve azil kararı için üye tam sayısının üçte ikisinin Trump aleyhine oy vermesi gerektiğinden, Trump’ın görevinde kalacağını öngörmek mümkün. Ancak, Kasım 2020’de Trump ikinci kez başkanlık seçiminde Demokrat rakibi ile yarışacak ve azil sürecinde Trump’a desteğin arttığı söyleniyor. Dolayısıyla, Demokratların Trump’ı alaşağı etme amacıyla başlattıkları süreç, tam aksi bir sonuç doğuracak ve Trump’ın yeniden seçilmesini kolaylaştıracak gibi görünüyor. Ayrıca, Temsilciler Meclisindeki çoğunluğun da Demokratlardan Cumhuriyetçilere geçmesi kuvvetle muhtemel. 2020’de şimdikinden daha güçlü ve atak bir Trump göreceğiz. Bunun muhakkak ki gelecek dört yıl boyunca tek taraflılık ve şovenizm gibi küresel seviyede hissedilen yansımaları olacaktır.

Türkiye özelinden bakıldığında ise yine Suriye ve Doğu Akdeniz’in gündemde olacağı anlaşılıyor. Ayrıca, Türkiye’nin Rusya ve ABD ile olan ilişkileri bu sorun alanlarındaki duruma da etki edecek ve gidişatını belirleyecektir.

Önümüzdeki hafta Rusya Devlet Başkanı Putin’in Türkiye ziyaretinde açılışını yapacağı TürkAkım doğal gaz boru hattı, Türkiye-ABD-Rusya arasındaki ilişkilerin seyrini anlamak için iyi bir örnek. Türkiye enerji ihtiyacını karşılamak için yeni güzergâhlar arar ve TANAP ve TürkAkımı gibi projelerle Avrupa’nın enerji güvenliğine katkıda bulunmak isterken, ABD Rusya’nın enerji alanında Avrupa’daki ağırlığını arttırmasından rahatsızlık duyuyor ve bunu engellemeye çalışıyor. ABD’nin 2020 yılı bütçe kanununda TürkAkım projesini yaptırım kapsamına alması, ABD’nin hem Rusya’nın artan etkisini engellemek hem de Türkiye’yi Rusya’dan uzaklaştırmak istediğinin bir göstergesi. Bu tavrın bir benzerini S-400 ve F-35 anlaşmazlığında da gördük. 2020 yılında da bu çekişmenin devam edeceğini ve Türkiye’nin iki büyük güç arasında tercihte bulunmaya zorlanacağını şimdiden söylemek mümkün.

2020’de en çok konuşulacak dış politika konusunun Doğu Akdeniz’deki anlaşmazlık olacağını söylersek yanlış olmaz. Bugün Atina’da Yunanistan-GKRY-İsrail arasında EastMed (Doğu Akdeniz) adıyla anılan bir doğal gaz boru hattı için ilk anlaşmanın imzalaması, Kıbrıs’ın doğal kaynaklarının KKTC ve Türkiye’nin aleyhine bir silah olarak kullanılmaya devam edeceğini gösteriyor. Bu hattın, Libya ile imzalanan deniz yetki alanı mutabakatı ile belirlenen alandan geçmesinin planlandığı dikkate alınırsa, EastMed projesi yüzünden bölgede gerginliğin tırmanacağını öngörmek gerekir.

Kısacası, 2020’nin geçen yıldan daha sorunsuz ya da rahat geçeceğini söylemek pek mümkün görünmüyor. Türkiye’nin, bahsettiğim sorun alanlarında ciddi sorunlarla karşı karşıya kalacağı açıkça ortada.

Millî birlik ve beraberlik, bu sınamalar karşısında devletimizin elindeki en etkili güç unsuru olacaktır. Zor bir yıla girerken iç siyasetteki kısır çekişme ve yapay tartışmalardan uzaklaşıp bölgemizdeki dış politika gelişmelerine odaklanmanın ve millî meselelerde birlik ve uzlaşı görüntüsü vermenin büyük önem arz ettiğini hatırlatmak isterim.