Yönetim sistemi başkanlık üzerine inşa edilmiş olan Amerika Birleşik Devletleri’nde yönetim erki olan yasama, yürütme ve yargı arasında güçler ayrılığı bulunmaktadır.

Yönetim sistemi başkanlık üzerine inşa edilmiş olan Amerika Birleşik Devletleri’nde yönetim erki olan yasama, yürütme ve yargı arasında güçler ayrılığı bulunmaktadır. Yasama organı olarak oldukça güçlü bir parlamento sistemine sahip olan ABD’de Kongre, iki meclisten oluşmaktadır. Bunlar; üst meclis olarak 100 üyeden oluşan Senato ve alt meclis olarak 435 üyeden oluşan Temsilciler Meclisi’dir. İki yılda bir yapılan seçimlerde Temsilciler Meclisi’ndeki üyelerin tamamı yenilenirken, Senato üyelerinin ise üçte biri yenilenmekte; altı yılda da Senato’nun tamamı yenilenmektedir.

Siyasal sistem içerisindeki kontrol mekanizmaları ve dengeler, yetki ve sorumlulukları paylaştırmanın yanı sıra kurumları, politika yapım süreci ve uygulamalarda birlikte çalışmaya zorlamaktadır. Bu doğrultuda Kongre’nin, yürütmeyi belirli konularda sınırlayan bir güce sahip olması, Kongre seçimlerini de önemli hale getirmektedir. Son yıllarda özellikle dış politikada yasamanın yetkilerinin belirgin olarak öne çıkması, ABD Başkanı’nın çıkarmak istediği kanunlarda muhalefet partisi ile pazarlık yapması zorunluluğunu beraberinde getirmiştir.

2020 yılının Kasım ayında gerçekleşen başkanlık seçimlerinde Demokrat Joe Biden’ın, Cumhuriyetçi Donald Trump’a karşı kazanmasının yanı sıra Kongre’nin her iki kanadında da Demokratların çoğunluğu elde etmesi ile birlikte geçtiğimiz iki yıl, Joe Biden başkanlığı açısından nispeten daha rahat bir dönem olmuştur. Bu nedenle 8 Kasım 2022 tarihinde gerçekleşen Kongre Seçimleri (ara seçimler), Joe Biden yönetimi ve uluslararası politikayı yönlendiren en önemli ülkelerden biri olan ABD için hayati bir önem taşımaktadır.

8 Kasım 2022 tarihinde gerçekleşen ve Temsilciler Meclisi’nin 435 üyesinin tamamının, Senato’nun ise 34 üyesinin yanı sıra birçok eyaletin valisinin oylandığı seçimlerde 15 Kasım 2022 tarihi itibarıyla açıklanan sonuçlara göre Senato’da Demokratlar’ın koltuk sayısı 50, Cumhuriyetçiler’in koltuk sayısı ise 49 olmuştur. Georgia eyaletinde ise Demokratlar ve Cumhuriyetçiler arasındaki yarışta sonuç henüz kesinleşmemiştir. Georgia eyaletinde hiçbir adayın yüzde 50 oy oranını geçememesi nedeniyle en çok oyu alan iki aday olan Demokratların ve Cumhuriyetçilerin adayları 6 Aralık tarihinde yapılacak olan ikinci tur seçimlerde yarışacaktır. Aralık ayında Georgia’da yapılacak ikinci tur seçimlerde Cumhuriyetçilerin kazanması durumunda Senato’daki koltuk sayısı 50-50 eşit olacaktır. Bu durumda Demokrat olan Senato Başkanı Kamala Harris eşitliği Demokratlar lehine bozacak ve Demokratların Senato’daki liderliği devam edecektir.

435 sandalyenin bulunduğu Temsilciler Meclisi’nde çoğunluğu elde etmek için bir partinin en az 218 koltuk kazanması gerekmektedir. 15 Kasım 2022 tarihi itibarıyla açıklanan sonuçlara göre Cumhuriyetçiler 215, Demokratlar ise 204 koltuk kazanmıştır. Cumhuriyetçiler, seçim sonuçlarının henüz kesinleşmediği bölgelerde 3 koltuk daha kazanırsa çoğunluğu elde edecektir. Cumhuriyetçilerin, Temsilciler Meclisi’nde çoğunluğu elde etmesi durumunda grup lideri Kevin McCarthy, Temsilciler Meclisi liderliğini Nancy Pelosi’den devralacaktır. Bununla birlikte Cumhuriyetçilerin, Temsilciler Meclisi’nde yüksek bir çoğunluk elde edememesi nedeniyle istikrarlı bir meclis yönetiminin sağlanamaması beklenmektedir.

 Seçim öncesi ABD iç ve dış politikası değerlendirildiğinde Biden yönetimini test eden önemli gelişmelerin yaşandığı görülmüştür. 24 Şubat 2022 tarihinde başlayan Rusya-Ukrayna savaşı süresince Biden yönetimine yönelik eleştiriler ortaya çıkmış, küresel ekonomik problemler ABD ekonomisinde de krize sebebiyet vermiştir. Yüksek enflasyon, artan faiz oranları ve fiyatlar ABD halkında rahatsızlık yaratmıştır. Ancak Trump’ın atamış olduğu muhafazakâr hâkimlerin yer aldığı Anayasa Mahkemesi’nin kürtajın anayasal güvencesini ortadan kaldırması hem Demokrat hem de Cumhuriyetçi kadın seçmenler arasında olumsuz karşılanmış olup, Başkan Biden’ın kürtajın tekrar anayasal güvenceye kavuşacağına yönelik vaadi seçim sonuçlarını Demokratlar lehine etkilemiştir. Hatta seçimlere yüksek katılımı da sağlamıştır.

ABD’nin geçmişteki ara seçim sonuçları incelendiğinde genellikle iktidar partisinin oy kaybettiği görülürken, bu seçimde Demokratların oylarını belli oranda koruduğu ve Cumhuriyetçilerin zafer beklentisinin gerçekleşmediği görülmektedir. Kongrenin alt kanadı Temsilciler Meclisi’nde Cumhuriyetçiler çoğunluğu sağlarken, Senato’da ise Demokratlar çoğunluğu korumuşlardır. Seçimler bir nevi berabere bitecek gibi gözükmektedir. Bu durum, anketlerde çok daha yüksek oy oranı yakalamış olan Cumhuriyetçilerin, bekledikleri başarıyı tam olarak elde edemediğini göstermektedir.

Kongre seçimlerinde Cumhuriyetçilerin büyük bir zafer elde etmesini müteakip 2024 yılı başkanlık seçimleri için adaylığını açıklamasını beklenen Donald Trump’ı destekleyen birçok ismin, mevcut sonuçların ardından Trump’a adaylık açıklamasını ertelemesini talep ettiği görülmektedir. Zira Cumhuriyetçilerin beklendiği gibi büyük bir zafer elde edememesinin yanı sıra Florida’nın 44 yaşındaki Cumhuriyetçi Valisi Ron DeSantis’in, Miami gibi Demokratların güçlü olduğu bölgelerde dahi yüksek bir oy alarak yeniden seçilmesi, Cumhuriyetçi Parti’nin genç kanadının dikkatini çekmiştir. Bu durum 2024 Başkanlık seçimlerinde Trump’ın kolaylıkla başkan adayı olamayacağını göstermiştir.

Seçim sonuçları Demokratlar açısından değerlendirildiğinde ise önümüzdeki süreçte Biden’ın, geçmiş iki yılın aksine karar çıkarmakta zorlanacağı öngörülmektedir. Özellikle vergi ve bütçe konusunda Temsilciler Meclisi’nin yetkili olması nedeniyle Biden yönetiminin mali konularda düzenleme yapmakta zorlanması ve ABD’nin Ukrayna’ya yapılan mali ve askeri desteği kısıtlaması ihtimal dâhilindedir. Ek olarak Biden yönetiminin iç politikada özellikle ekonomik alanda uygulamaya koymayı planladığı projelerde Cumhuriyetçilerin engel çıkarması muhtemeldir.

Kongre seçimleri Türkiye-ABD ilişkileri açısından değerlendirildiğinde ise en önemli gündem maddesi olarak Türkiye’nin Rusya’dan S-400 hava savunma sistemi satın alması nedeniyle F-35 programından çıkarılması ve CAATSA olarak bilinen “ABD’nin Hasımlarıyla Yaptırımlar Yoluyla Mücadele Yasası” kapsamında yaptırıma uğramış olması dikkat çekmektedir. Bu kapsamda F-35 programından çıkarılan Türkiye, 40 adet F-16 ve 79 adet F-16 modernizasyon kiti almak için ABD’ye başvuruda bulunmuştur. İki ülke arasında görüşmeler halen devam etmektedir. Joe Biden yönetiminin, Türkiye’ye F-16 satışına destek verdiği bilinirken, ABD’nin yabancı ülkelere silah satışı için gerekli olan Kongre onayında çeşitli problemler ortaya çıkmıştır.

Henüz kesinleşmeyen Senato seçimleri sonuçları ve Temsilciler Meclisi’ndeki dağılımın, bu süreçte beklenmedik bir değişimi beraberinde getirmesi öngörülmemektedir. Zira son zamanlarda zaten Senato’nun F-16 savaş uçaklarının Türkiye’ye satışı konusunda Türkiye’ye karşı tavrını değiştirmeye başlamasının yanı sıra Türkiye-ABD ilişkilerinin savunma boyutu incelendiğinde genellikle Demokratların ve Cumhuriyetçilerin uzlaşı içerisinde olduğu görülmektedir. Bu doğrultuda iki ülke arasındaki kurum ve makamların görüşmeleri neticesinde kısa vadede olmasa da orta vadede hem Demokratların hem de Cumhuriyetçilerin ılımlı kanadı ile sağlanacak temaslar neticesinde bir sonuca ulaşılması mümkündür.