2019 yılında bütün dünyayı etkisi altına alan Kovid-19 pandemisi küresel anlamda birçok sıkıntıyı beraberinde getirirken ülkelerin ekonomisi üzerinde de büyük hasarlar bırakmıştır.

2020 yılında kapanma kararlarının arka arkaya açıklanmasıyla beraber küresel ticaret neredeyse durma noktasına gelmiş, tedarik zinciri hiç olmadığı kadar sekteye uğramıştır. 2022 yılında tedarik zincirinin tam olarak toparlanamaması “çip” krizini daha da derinleştirmiş ve teknoloji ihracatı yapan ülkelerin ekonomilerinde derin sarsıntılar yaşattığı gibi bütün dünyayı etkisi altına almıştır.

Günümüzde yaygın olarak kullanılan çip ve entegre devreler ilk olarak 1970’li yıllarda ABD’de üretilmeye başlanmıştır. Çiplerin hayatımıza girdiği günden bu zamana kadar ABD sektörün liderliğini üstlenmiş, hâlen tasarım ve satış alanlarında dünyadaki en büyük paya sahip olmaya devam etmektedir.

Pandeminin getirdiği ekonomik olumsuzlukların etkilerinin devam ettiği bir süreçte ABD çip üretiminde hem eski gücüne dönmeye çalışmakta hem de sektördeki liderliğini pekiştirmek istemektedir. Öte yandan Çin ise bu alandaki payını güçlendirmek adına sektöre olan yatırımlarını artırmakta ve ABD ile olan ekonomik savaşında önemli bir avantajı elde edebilme arayışına devam etmektedir.

Amerikan Yarı İletken Endüstrisi Birliğinin 2022 yılı verilerine göre 555,9 milyar dolarlık küresel çip satışı gerçekleşmiş ve ABD yüzde 46’lık bir satış payıyla sektördeki liderliğini korumuştur. Çin ise yüzde 7’lik bir paya sahip olabilmiştir.

Burada dikkat çekici olan unsur ise ABD’nin üretimdeki payıdır. 1990’lı yıllarda ABD çip üretiminin yüzde 37’sine sahipken bugün gelinen noktada bu oran yüzde 12’ye gerilemiştir. Buna mukabil olarak Amerikan şirketlerinin çip üretimini taşeronlara aktarmasıyla üretimin Asya ülkelerine kaydığı görülmektedir.

Sektörde en büyük üretim payı yüzde 66 ile Tayvan’a aitken Çin yüzde 8’lik bir paya sahiptir. Ancak son dönemde Çin’in “çip” sektörüne yoğunlaştığı ve bu bağlamda yatırımlarını artırdığı gözlemlenirken, Çin’in Tayvan ile 2030’larda küresel “çip” üretiminin yüzde 42’sine sahip olacağı sıklıkla gündeme gelmektedir.

ABD, çip endüstrisini Çin ile olan rekabetinde çok önemli görmekte ve sektördeki liderliğini Çin’e kaptırmak istememektedir. Bu bağlamda ABD imalat alanındaki üretim payını artırmayı, küresel pazarın kontrolünü sürdürmeyi hedeflerken, Çin’i kısıtlamaya yönelik faaliyetlerine de hız vermiştir.

27-28 Temmuz 2022 tarihinde Çip ve Bilim Yasası ABD Kongresinden geçmiş 9 Ağustos 2022’de ABD Başkanı Joe Biden’ın imzasıyla yürürlüğe girmiştir. Yürürlüğe giren yasa ile ABD’de çip üretimini teşvik amaçlı 280 milyar dolarlık bir yardım ayrıldığı bilinmekle beraber teşviklerden yararlanmak isteyen şirketlerin Çin’deki üretim tesislerinin teknolojik olarak geliştirilememesi şartı getirilmesi dikkatlerden kaçmamıştır.

Yine yasa kapsamında çip üretimi için gerekli malzeme, donanım ve makinelerin Çin’e ihracatı için lisans şartı getirilmesi ve bununla beraber 7 Ekim 2022 tarihinde ABD Ticaret Bakanlığına bağlı Sanayi ve Güvenlik Bürosu (BIS)’nun yayımladığı duyuruda Çin’in en büyük çip üreticisi firmalarında bulunduğu 31 şirketin İhracat Kontrol Listesine alındığını bildirmesi ABD’nin, Çin’in çip endüstrisinde hızla yükselişe geçmesini engellemek adına attığı somut örnekler arasındadır.

Ayrıca yasanın getirdiği kısıtlamaların ABD vatandaşlarının Çin’de çip endüstrisinde çalışmasını izne tabi kılması ve denetimlere tabi tutulacak olması ABD’nin Çin’in uluslararası insan kaynağına da erişimine sekte vurmaya yönelik bir hamle olarak ön plana çıkmaktadır. ABD, dünyayı Çin ile olan ekonomik savaşı arasında sıkıştırırken, küresel dengelerin yeniden kurulmaya başlandığı bir dönemde Türkiye’nin önemi ve konumu ön plana çıkarken yaptığı atılımlar da küresel çevrelerin dikkatini çekmeye devam etmektedir.

ABD Hazine Bakanı Janet Yellen geçtiğimiz mayıs ayında “friend-shoring” kavramını ortaya atmış ve artık serbest ticaretin değil güvenli ticaretin önem kazandığına vurgu yapmıştır.

Özellikle Rusya-Ukrayna savaşının beraberinde getirdiği enerji ve gıda krizinin çözüm noktasının Türkiye olması ülkemizin ne denli güvenilir bir ortak olduğunu tekraren ortaya koymuştur.

Avrupa ülkelerinin karşı karşıya kaldığı enerji krizinin Türkiye’nin enerji merkezi hâline getirilerek çözüme kavuşturulmasının gündeme gelmesi ve bütün dünyayı etkileyecek olan tahıl krizinin de Türkiye’nin çabaları ile aşılması bütün dünyanın kabul ettiği bir gerçekliktir.

Türkiye’nin pandemi sürecinden önce tanıttığı ve geçtiğimiz 29 Ekim 2022 tarihinde ilk üretimini banttan indirdiği yerli ve milli otomobili TOGG hiç şüphesiz Türkiye ekonomisi ile altyapısı adına önemli bir yere sahip olacaktır.

Çipler teknolojik üretimin olmazsa olmazıdır. Türkiye teknolojide yerli ve milli hamlelerini yaparken “çip” üretiminde de girişimlerine devam etmektedir.

Önceki yıllarda çip üretiminde ciddi bir tecrübeye sahip olan Malezya’yla imzalanan anlaşma, TÜBİTAK tarafından geliştirilen “ÇAKIL” ismindeki milli mikroişlemci projesi ve Ticaret Bakanı Mehmet Muş’un Türkiye’nin çip alanında önemli çalışmaları olduğunu belirterek “Ankara’da belli bir yer de ayrılmış durumda. Çiple ilgili yatırım konusunda Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının çalışması var” ifadelerini kullanması, Türkiye’nin bu alanda da ciddi çalışmalar yürüttüğünü ortaya koymaktadır.

Türkiye gerek yerli otomobili gerekse de savunma sanayisinde yapmış olduğu atılımları “çip” üretimiyle de perçinleyerek kendi güvenliği ve ekonomisini kalkındırmakla beraber önümüzdeki süreçte de hasıl olması muhtemel küresel krizlerin çözümünde etkin rol oynamaya devam edecektir.