ABD’nin, terör örgütü YPG ile olan ilişkisi tartışılırken, ABD’nin YPG’li terörist Şahin Cilo’ya gün geçtikçe sahip çıkması göze batarken, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, teröristbaşı Şahin Cilo için ABD’ye "Mazlum denilen kod adlı, kırmızı bültenle aranan terörist. Amerika'nın, bu adamı bize teslim etmesi lazım" çağrısında bulunmuşken, tam bu sırada terör örgütü IŞİD’in önderi Ebubekir El Bağdadi’nin bir operasyonla öldürüldüğü haberi geldi.

         ABD Başkanı Donald Trump'ın "Çok büyük bir şey oldu" şeklinde yaptığı sosyal medya paylaşımı dünya genelinde çok büyük merak uyandırmıştı ve vakit ilerleyince bunun Bağdadi’nin öldürülmesi adına ön duyurusu olduğu anlaşılmıştı.

         Terör örgütü IŞİD’in önderi Ebubekir El Bağdadi’nin öldürüldüğünün duyurulmasından sonra Trump düzenlediği ilk basın toplantısında; "Halkımızla ilgili, dünyayla ilgili çok kötü şeyler söylüyordu. El Kaide'nin başına geçmesi bekleniyordu. Bağdadi yıllardır kaçıyordu. DEAŞ'ın eylem planlarıyla ilgili bilgilere ulaştık. Rusya, Türkiye, Suriye, Irak ve Suriyeli Kürtlere (YPG) teşekkür ediyorum. Rusya harikaydı. Irak harikaydı. Suriye'de Rus kontrolündeki hava sahalarını açtılar ve oralardan uçtuk. Bize askeri destek vermediler ama istihbarat verdiler. Suriyeli Kürtler (PYD/YPG) çok yardım ettiler. Türkiye oraya gireceğimizi biliyordu. Zorluk çıkarmadı"  açıklamalarını yaptı.

          Başta dikkat çektiğim zamanlama ile Trump’ın bu cümle içindeki “Suriyeli Kürtler” diye kastettiği (PYD/YPG’ye) teşekkürü yan yana getirdiğimizde bir imaj çalışması olduğunu çok net görüyoruz.

Türkiye, Rusya, Suriye, Irak bir devlet ama  “Suriyeli Kürtler” diye kastettiği PYD/YPG kimdir?

          ABD ve onun sahip çıktığı terör örgütü YPG köşeye sıkışmış iken şimdi ABD “Bağdadi öldürüldü” propagandasıyla Türkiye, Rusya, Suriye, Irak yanında adeta PYD ve YPG’yi meşrulaştırmaya çalışıyor.

           Mazlum Kobani dedikleri teröristbaşı da ABD’nin “IŞİD’in panzehiri YPG” propagandasına uygun bir şekilde “Beş aydır, Ebu Bekir el-Bağdadi'yi öldürmek için ortak bir operasyon gerçekleştirene kadar, sahada ortak bir iş birliği ve doğru izleme yapıldı. Bu büyük göreve katılan herkese teşekkürler.”  diye açıklama yapıyor.

          Zaten YPG’yi “IŞİD’le mücadele eden güç” olarak pazarlayan ABD iken, teröristbaşı Şahin Cilo’nun bu imaja uygun rolünü oynaması gözlerden kaçmamaktadır. Teröristbaşı Şahin Cilo nasıl bir gaza getirildiyse “IŞİD liderlerini izleme ve hedef alma ortak iş birlikleri devam ediyor ve yakında başka etkili operasyonlar da olacak” açıklamasıyla hormonlu kahramanlığa soyunuyor.

          Anlaşılıyor ki, ABD bundan sonra “Mazlum Kobani’nin bizden farkı yok, Bağdadi’nin öldürülmesinde, IŞİD’le mücadelede hep yanımızdaydı” savunmasıyla, bu teröriste yönelen tepkileri azaltacak ve bu propagandayla ona kalkan olacaktır.

         Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’ın da bunun YPG'ye "bir kredi çıkartma, onlara bir paye verme şeklinde bir çabanın olduğunu”  belirtmesi, olayın çok net görüldüğünü göstermiştir.

         ABD kendi yarattığı Bağdadi canavarını aynı Usame Bin Ladin gibi ortadan ölü-yahut diri olarak ortadan kaldırmıştır. ABD, El-Kaide ve IŞİD gibi terör örgütlerini Orta Doğu bölgesine yerleşme bahanesi olarak kullanmıştır. İşi bitenleri kenara koyuyor, işi olanlarla yoluna devam ediyor.

        Terör örgütü YPG şimdiki planları için daha cazip geldiği için oyunlarını onun üzerinden kuruyor. Yarın onu da kullanıp atacaktır.

         Türkiye, terör örgütü YPG ve teröristbaşı Şahin Cilo konusunda haklı tutumunu sonuna kadar devam ettirmelidir.

         Adalet Bakanlığının hazırladığı iade talepnamesini  “Türkiye Cumhuriyeti ile Amerika Birleşik Devletleri Arasında Suçluların Geri Verilmesi ve Ceza İşlerinde Karşılıklı Yardım Anlaşması” hükümleri gereğince Ferhat Abdi Şahin’in tutuklanmasını ve Türkiye’ye iade edilmesini teminen diplomatik kanaldan ABD makamlarına iletilmek üzere bugün Dışişleri Bakanlığına göndermesi yerinde ve zamanında adım olmuştur.

         Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş yıl dönümünde, cumhuriyet değerlerine yakışır bu adımın takipçisi olunmalı ve sonuç alınmalıdır.

          Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, cumhuriyetimizin kuruluş yıl dönümü vesilesiyle yayınladığı mesaj içindeki “Türkiye, kadim tarihi birikimi, köklü devlet tecrübesi ve bir asra yaklaşan cumhuriyet birikimi ile tüm bu sorunların üstesinden gelebilecek güce, imkâna, kararlılığa sahiptir. Nitekim, ülkemizin önünde kurulan tüm tuzakları, Allah'ın yardımı, milletimizin desteğiyle birer birer bozarak bugünlere geldik. İçinden geçtiğimiz bu önemli süreci de cumhuriyetimizi bizlere miras olarak bırakanların vizyonuna uygun şekilde başarıyla neticelendireceğimize yürekten inanıyorum”  şeklindeki cümlelerinin bu sonucun alınmasındaki kararlılığa güç katmasını temenni ediyorum. Türkiye Cumhuriyeti’nin düşmanlarına nefes aldırılmamalıdır. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın son yıllardaki terörle mücadeledeki duruşu, kararlılığı cumhuriyet vizyonuna yakışandır.

        Bu vesile ile Türkiye Cumhuriyeti'nin ilanının 96'ncı yıl dönümünde Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü ve dava arkadaşlarını rahmet ve minnetle anıyorum.