FETÖ’nün medya yapılanmasında sembol isimlerden olan Tarık Toros ve Bülent Keneş ise Adnan Menderes’i kötüleyerek bir algı yaratmaya çalışmışlardır. Önderleri geçmişte sözde Adnan Menderes’e sahip çıkıp, Başbuğ Türkeş’e iftira atmışken, Tarık Toros şimdi “Adnan Menderes demokrasi şehidi değildi, son yıllarında çok yanlış işler yapmıştı, müdahale arayanlara altın tepsi sunmuştur” diyerek, Bülent Keneş ise “1957 sonrası bugüne benzer despotik işler yapan bir adamı/kadroyu da bu kadar melekleştirmeyelim. Darbecileri kınayalım ama darbeden vb. yönetimlerden başka çıkış bırakmayanların yaptıklarını da es geçmeyelim” diyerek FETÖ’nün çoklu yüzünden kesit sunmuşlardır.

MHP’nin yıllardır mücadele ettiği kara propagandalardan biri de “Adnan Menderes’i Alparslan Türkeş astırdı” iftirası olmuştur. Çeşitli siyasi partiler, sözde dini cemaatler, bazı yazarlar, yorumcular Başbuğ Alparslan Türkeş’i karalamak ve MHP’yi demokrasi karşıtı güç olarak göstermek için sürekli bu kara propagandayı yaptılar. Bu propaganda yıllardır yapılır ama oldukça cılız kalırdı. Fakat ilk defa geçtiğimiz günlerde çok cepheli ve çok sesli bir şekilde bu iftiranın propagandası yapıldı. Bunda da temel sebep 27 Mayıs’ın 60. yıl dönümünde “Demokrasi ve Özgürlükler Adası” açılışını Cumhurbaşkanı Erdoğan’la birlikte MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin yapmış olmasıdır.

FETÖ, CHP, DEVA, Gelecek mensupları ve kendini AKP’li gösteren bazı kriptolar adeta çıldırdı. Kimi “Darbeci Türkeş’in partisi ne geziyor orada?” derken, kimi sırf Erdoğan- Bahçeli birlikteliğinden oluşan manzaraya hasetliklerinden, Adnan Menderes’i kötüleyerek propaganda yaptı. Kimi de “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın akıbeti de Adnan Menderes gibi olsun” şeklinde bir temenniyi beslediği için vurguları hep o yönde oldu.

Bu kara propagandalar içinde yine en büyük şeytanlık FETÖ’den geldi. Biliyorsunuz teröristbaşı Fethullah Gülen, Başbuğ Türkeş’in sağlığında yüzüne şirinlik yapar, korkusundan açıktan hiçbir eleştiri yapamazdı. Ama kapalı kapılar ardında cemaatiyle sohbetlerinde Başbuğ Alparslan Türkeş’i Adnan Menderes’in idamı konusunda şöyle suçlar ve iftira atardı:

Milletin sevdiği bir adamdı. Affetmem ben Menderes’i asmalarını, düşünün 33 sene geçmiş, affedemedim ve asılmasının %50 vebali Türkeş’in boynunda.

Gördüğünüz gibi yıllarca sözde Adnan Menderes’e sahip çıkan, Başbuğ Türkeş’i suçlayan propagandalarla cemaat tuzağına düşürdükleri insanların beynini yıkadılar, MHP’ye düşman ettiler.

Ya şimdi FETÖ mensupları bu atmosferde ne diyor?

FETÖ’nün medya yapılanmasında sembol isimlerden olan Tarık Toros ve Bülent Keneş ise Adnan Menderes’i kötüleyerek bir algı yaratmaya çalışmışlardır. Önderleri geçmişte sözde Adnan Menderes’e sahip çıkıp, Başbuğ Türkeş’e iftira atmışken, Tarık Toros şimdi “Adnan Menderes demokrasi şehidi değildi, son yıllarında çok yanlış işler yapmıştı, müdahale arayanlara altın tepsi sunmuştur” diyerek, Bülent Keneş ise “1957 sonrası bugüne benzer despotik işler yapan bir adamı/kadroyu da bu kadar melekleştirmeyelim. Darbecileri kınayalım ama darbeden vb. yönetimlerden başka çıkış bırakmayanların yaptıklarını da es geçmeyelim” diyerek FETÖ’nün çoklu yüzünden kesit sunmuşlardır.

Hem kendileri darbeci olduklarından darbeyi övmüşler, hem de Adnan Menderes konusunda önderlerinin geçmişteki sözlerine rağmen sırf Recep Tayyip Erdoğan’a düşmanlıkları için Adnan Menderes’i bile satmışlardır.

Hani Adnan Menderes milletin sevdiği adamdı?

Onu asanları hani affedemiyordunuz? Sevginiz niye birden bitti, onu asanları birden nasıl affettiniz?

Dün, MHP’ye düşmanlık yapmak için Adnan Menderes’e sözde sahip çıkıyorlardı, bugün MHP’nin de içinde olduğu Cumhur İttifakı’na düşmanlık yapmak için Adnan Menderes’i kötüleyip 27 Mayıs darbesini övüyorlar.

Hele Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın “Demokrasi ve Özgürlükler Adası” açılışında bir hakkı teslim etmek adına kullandığı “Bu vesileyle, sürgüne gönderildiği Hindistan’dan, idam kararlarının hukuki ve meşru olmadığını, insanlık duygularıyla uyuşmadığını belirterek, trajediyi engellemek için çırpınan merhum Alparslan Türkeş’i de rahmetle yâd ediyoruz” cümleleri sonrası daha çok çıldırdılar.

FETÖ, CHP, DEVA, Gelecek mensupları koro halinde “Türkeş darbeci” diye çığırtkanlık yaptılar. Hadi bunları anlıyoruz da hükümete yakın olarak adlandırılan Yeni Şafak gazetesinde yazarlık yapan Ergün Yıldırım gibilere ne oluyor da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu anlamlı sözleri üzerine “Koca koca entelektüelim diyen adamlar bugünün konjonktürüyle milliyetçiliği savunmak adına Türkeş’in darbeci pratiğini görmezden geliyorlar” türünden zırvalarda bulunabiliyor?

Geçmişteki FETÖ güzellemelerine bakınca, FETÖ’yü öven kitapları yazınca aslında zırvalamasının ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir hakkı teslim etme adına gösterdiği fazileti gölgelemeye çalışmasının nedeni daha net anlaşılıyor. AK Parti ve MHP mensupları tepki gösterince zırvalarının arkasında bile duramadı ve tüm twitlerini silmek durumunda kaldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da tarihe not düştüğü ve hakkı teslim ettiği gibi Başbuğ Alparslan Türkeş’in Adnan Menderes’in idamını engellemek adına gösterdiği çaba tarihi belgelerle arşivde bulunmaktadır. Başbuğ Alparslan Türkeş’in Adnan Menderes’in idamını durdurmak için sürgünde bulunduğu Yeni Delhi’den dönemin Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel’e yazdığı mektup bile başlı başına tarihi vesikadır.

“Siyasi suçlardan dolayı ölüm cezalarının verilmesi, bugünün insanlık duygularına uymamaktadır” diyen bir Türkeş duruşunu getirip “Adnan Menderes’i idam ettiren adam” portresine giydirmeye çalışmak alçaklıktır.

Bir de bu tartışmalarda en tuhaf olan ne oldu biliyor musunuz?

Daha düne kadar sanki çok değer veriyormuş gibi Başbuğ Alparslan Türkeş’in video ve sözleriyle Cumhurbaşkanı Erdoğan’a saldıranların, Cumhurbaşkanı Erdoğan Başbuğ Alparslan Türkeş’e hakkını teslim edince bu sefer direkt Başbuğ Türkeş’i kötülemeleri olmuştur. Her ikisini de yapan aynı adam… Aynı alçak dersek tam tarif olur sanırım.

Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel’e Başbuğ Alparslan Türkeş tarafından gönderilen tarihi mektup, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Başbuğ Alparslan Türkeş’in hakkını teslim eden tarihi konuşması ve MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin “Demokrasi ve Özgürlükler Adası” açılışındaki anlamlı konuşması birleşince fitnecilere, iftiracılara ancak hüsran yaşamak düşecektir.

FETÖ’nün peşine fareli köyün kavalcısı gibi takılanlar sözüm sizlere…