Peş peşe geldi…

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2021’i, 30 Ocak 2021 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan genelge ile “Yunus Emre ve Türkçe Yılı” olarak ilan etti ve bu kapsamda “Dünya Dili Türkçe” adıyla yurt içinde ve dışında etkinlikler düzenlenmesine karar verildiğini açıkladı.

Ve… Türk Dil Kurumu’nun başındaki Prof. Dr. Gürer Gülsevin’in açıklaması:

“Türkçemizin medeniyet dili kimliğiyle bir kez daha dünyaya duyurulmasına vesile olacak “Yunus Emre ve Türkçe Yılı” hayırlı olsun!”

Bir Türk milliyetçisi için bundan büyük mutluluk olabilir mi?

Ah ses bayrağım ah, galiba mahzunluğun yakında bitecek!

*

Sonra…

Kazakistan, 80 yıldır kullandığı 42 harfli Kiril alfabesini bırakıp 32 harfli Latin alfabesine geçeceğini açıkladı!

Hep söylediğimiz gibi, 21.asır “Türk asrı” olacaktır, buna inancımız tamdır…

Türk dünyası, Türkiye’nin “ağabeyliğini” bekliyor!

Dil birliğini sağladıysanız “tek millet olma” ve ardından “Kızılelma” yakındır!

Ziya Gökalp’in, Ömer Seyfettin’in, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, İsmail Gaspıralı’nın, Başbuğ Türkeş’in düşüdür… Devlet Ata’nın ete kemiğe bürünmüş idealidir!

Çok şükür!

*

Muhteşem bir dildir Türkçe…

Türk’ün “ses bayrağı”dır!

Sondan eklemeli ve ses uyumu gibi dilbilgisi özelliklerine sahiptir…

Şiirin, türkünün, destanın, Mevlid’in, Yunus’un, Karacaoğlan, Köroğlu, Nedim ve Yahya Kemal’in, Atsız’ın dilidir…

Kopuz ve bağlamanın dilidir, başka milletin dilinde bulamazsınız!

Yüzyılların süzgecinden geçip gelmiş, halkın dimağında Türkçeleşmiş her kelime Türkçe’dir… Kimi kelime eskir, her canlı gibi ömrünü tamamlayıp ölür, ama sürekli kendini yeniler…

Bizim sözlüğümüz 3-5 bin kelimelik değildir.

Kurallarımız rastgele oluşmamıştır.

Bugün 350 milyonun konuştuğu dile bakmayın siz, “Türkçe dünya dili”dir!

Türk milleti alfabesini çağlara uygun değiştirir, yeniler kendini ama vardığı son aşama güzelim “İstanbul ağzı”dır…

Biliyorum ki, dünya Türklüğü zarafet örneği ve “kutlulanmış İstanbul ağzı”nda birleşip muhteşem bir “sözlük” oluşturacaktır…

“Devşirme İngilizce”, kılıktan kılığa giren, “sömürge izleri taşıyan” sun’i bir dildir ve biz ne yazık ki kapitalizmin vahşi çarkları içinde çocuklarımıza “anamızın ak sütü gibi helal Türkçe”yi öğretemeden vahşi kapitalizmin yapay sömürge diline mahkûm ediyoruz!

*

Bakmayın alfabe düşmanlığına yobazların… Türk milleti Arapça ve Farsça’dan önce Göktürk ve Uygur alfabelerini kullandılar. Sonra Arap alfabesine ve Latin alfabesine geçildi. Bazı Türk devletleri, SSCB zulmünde Kiril alfabesini kullanmaya mecbur bırakıldı.

Bazılarının iddia ettiği gibi “Osmanlıca bir dil değil”dir, bir millete ihanetin Türkçe kaideler yerine Arapça-Farsça karışımı tamlama ve terkiplerle zuhur etmesidir.

Büyük Türk milliyetçisi Atatürk, bu dil saltanatına son vermiş, 29 harfli Latin alfabesiyle halkın eğitimine yönelmiştir.

“Harf İnkılâbıyla bir gecede geçmişten koparıldık” yalanı, gericiliğin, Arap seviciliğinin eseridir.

Acaba Osmanlıda okuma-yazma oranı neydi, bir bakın bakalım…

“Mezartaşlarını okuyamıyorlarmış!”

Âlim yetiştiremeyen, intihallerle vakit geçirmiş “kitap yüklü merkepler”den müteşekkil adamlar ancak şikâyet eder…

Yeni nesil, eski eserlerimizi okuyamıyormuş!

Kabahat Latin alfabesinin mi, Osmanlıca diye ağdalı bir Arapça-Farsça karışımı halktan kopuk bir dil ve alfabe yüzünden Osmanlının son demlerinde Türk milletinin okuma-yazma oranının düşüklüğünde mi?

Dinle alâkası yok bu işin… Osmanlıda kaç kişi okuduğu Kur’an’ı anlayabiliyordu da müstemleke hâline gelmişti devlet?

Mesele üniversitelerimizin ilim ve âlim üretebilmesi, araştırmaya, Türk dünyasına açılıma önem vermesidir…

İlim camiası, çalışır, tercüme eder veya bugünkü Türkçeye çevirir, halka sunar…

“Orhun Yazıtları” veya “Dede Korkut Hikâyeleri”nin günümüze aktarılması neden yabancılara kalmış dersiniz? Ne yani şimdi Göktürk alfabesine mi dönelim?

*                  

MHP Lideri Devlet Ata, Türkiye bir yandan vandal emellerle diğer yandan da virüsün habis etkisiyle başa çıkacak, bu muvaffakiyetle 2021 yılı yeni ve huzur dolu bir dönemin miladı olacaktır.” dedi ve ekledi:

“Yunus millî birliğimizin sesidir, hem severimiz hem servetimizdir. ‘Türkçe biziz, biz Türkçe’yiz.’ Bekamızın bakiliği Türkçeyle temellenmiştir. Türkçe dil bayrağımız, varoluşumuzun seslenişi, dünyayı okuyuşumuzun ebedî gücü ve güvencesidir.”

Yaşasın “tek millet, tek vatan, tek bayrak, tek devlet, tek dil!”

“Türkçe, Türk’ün anayurdudur”; “Türk’ün ses bayrağıdır” ve istiklâl ve istikbâlimiz için dalgalanmak zorundadır!

Yaşasın Türk dünyasının çimentosu Türkçe!

Yaşasın Turan!