MİLLİ MÜCADELE’DE GİZLİ GRUPLAR VE ANADOLU’YA GEÇİŞLER -5-

Mehmet Akif’i Ankara’ya çağıran Heyeti Temsiliye Reisi Mustafa Kemal Paşa’dır. M. Kemal tarafından 8 Nisan 1920 günü yazılan bir şifre telgrafta “Burada, ulemaya ihtiyaç vardır. Ali Bey’le görüşülerek Hoca Fatin, Şair Mehmet Akif Efendilerin ve sair tensip edileceklerin sür’at-i sevkleri” talimatıyla Akif Ankara’ya çağrılmıştır.

M. Akif, bu olaydan birkaç gün sonra 1920 Nisan ayının ilk günlerinde İstanbul’dan ayrılmadan önce (muhtemelen 9 Nisan 1920) Eşref Edip ile Ömer Rıza Doğrul’a; “Artık burada duracak zaman değildir, gidip çalışmak lazım. Bizim tarafımızdan halkı tenvire (aydınlatmaya) ihtiyaç varmış. Çağırıyorlar. Mutlaka gitmeliyiz. Ben yarın Ankara’ya hareket ediyorum. Hiç kimsenin haberi olmasın sen de idarehanenin işlerini derle topla, Sebilürreşat klişesini de al, arkamdan gel. Meşihattakilerle de (Şeyhülislâmlık) temas et, Harekât-ı Milliye aleyhine bir halt etmesinler” dedi. D. Mehmed Doğan, “Mehmed Âkif’in İstanbul’dan ayrılmadan önce Eşref Edip’e söyledikleri arasında iki husus dikkati çekmektedir:” diyerek ilk husus olarak “Ankara’ya çağrılması. Çağıran kimdir? Bu belirtilmiyor. Ancak sebebi açıklanıyor: ‘Bizim tarafımızdan halkı tenvire ihtiyaç varmış.’ Nitekim Ankara’ya gelir gelmez Konya’ya gönderiliyor” demektedir. İlk defa tarafımızdan yayınlanan bir arşiv belgesi ile bu konudaki muğlak durum ortadan kalkmıştır.

AKİF, NASIL GİTTİ?

Mehmet Akif’i Ankara’ya çağıran Heyeti Temsiliye Reisi Mustafa Kemal Paşa’dır. M. Kemal tarafından 8 Nisan 1920 günü İstanbul Heyet-i Merkeziye Teşkilatı’ndan Zafer Bey’e hitaben yazılan bir şifre telgrafın 10. ve son maddesinde, “Burada ulemaya ihtiyaç vardır. Ali Bey’le görüşülerek Hoca Fatin, Şair Mehmet Akif Efendilerin ve sair tensip edileceklerin sür’at-i sevkleri” talimatıyla Mehmet Akif Ankara’ya çağrılmıştır. Mehmet Akif, nihayet 10 Nisan sabahı namazı kıldıktan sonra ailesiyle vedalaştı ve 12 yaşındaki oğlu Emin ile birlikte İstanbul’dan ayrıldı. Oğlu Emin’in anlattığına göre bu yolculuğun ayrıntıları şöyledir: Akif, ailesiyle vedalaştıktan sonra Çengelköy’den Üsküdar’daki Karacaahmet Mezarlığı’na kadar yürüyerek gelmişler, burada bir faytonda kendilerini bekleyen Ali Şükrü Bey (Trabzon Milletvekili)’le Kısıklı üzerinden Alemdağı’na, oradan da Milli Mücadele yanlılarının toplandığı bir çiftliğe (muhtemelen Göz Doktoru Esat Paşa’nın Baltacı Çiftliği) gitmişler. Oradan bir süvari refakatinde atla yola devam ettikten ve geceyi bir köyde geçirdikten sonra ertesi gün İzmit-Adapazarı arasında Kuva-yı Milliyeciler silah taşıyan bir kafileye katılmışlardır. Geyve yakınlarında karşılaştıkları Kuşçubaşı Eşref ve Yenibahçeli Şükrü Bey’le birlikte kafileden ayrılarak demir yolundan dekovil ile Eskişehir’e oradan da trenle Ankara’ya gelmişlerdir.

ARŞİVDEKİ AYRINTILAR

Yine ilk defa tarafımızdan yayınlanan arşiv belgelerinden, Mehmet Akif’in Ankara yolculuğu hakkında bazı ayrıntıları öğreniyoruz. Bir belgede Akif ve arkadaşlarının 17 Nisan 1920 günü Kuşçalı’dan Geyve’ye hareket ettikleri görülmektedir. Mustafa Kemal Paşa 17 Nisan 1920’de İstanbul Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Hey’et-i Temsiliyesi adına Havali Komutanı Oğuz Bey’den Kuşcalı vasıtasıyla, “İstanbul’dan gelenlerden orada kalanların kimler olduklarının iş’arı”nı istemiştir. Havali Komutanı Oğuz (Yenibahçeli Şükrü), aynı gün Mustafa Kemal Paşa’ya konumuzla ilgili birçok ayrıntıyı içeren şu cevabı verdi: “Endaht Mektebi’ne (Atış Mektebi) ait sekiz bomba topu, yüzü mütecaviz mermisi ve yedi mitralyözle Dersa’aadetten gelen esliha sandıkları Eşref Bey’e teslim edilerek Bolu istikametine hareket etmiştir. Bilahare zat-ı devletlerinden gelen şifreler Eşref Bey’e verilememiştir. 14 akşamı Bulgar Sadık çetesi kırk mekkareyle Maltepe Endaht Mektebine giderek seksen sandık cephane ve daha sair şeyler alarak dün buraya vasıl olmuştur. Bugün Geyve’ye hareket eden mumaileyhe Şair Mehmet Akif Bey, Trabzon mebusu Ali Şükrü Bey, Kütahya mebusu Ragıp Bey, Soysallıoğlu İsmail Bey ile Lahey Şehbenderi Ferid Halid Bey ve evvelce Eşref Bey’le de Eczacı Hulusi Bey, Kadıköy Daire Müdürlüğü’nden mazul (azledilmiş) Rıfat Bey, Nuri Bey, Hamdullah Suphi Bey’in biraderi Kerim Bey, Binbaşı Çolak İbrahim Bey, İhtiyat Zabiti Halil Beyler hareket etmişlerdir. Bu akşam Fevzi ve yarın akşam da vürud edecek Yakup Şevki ve Nurettin Paşaların hareketlerini ayrıca arz edeceğim. Menzil vazifesi emr-i alileri üzere icra edilecektir. Yalnız fırkanın bir an evvel vazifesini deruhte etmesi emir buyurmaklığınızı istirham ederim. Havali K. OĞUZ”

BULGAR SADIK ÇETESİ

Bu belgedeki bilgiler, şimdiye kadar Emin Bey’in anlatımlarından hareketle anlatılan bazı muğlak konuları netleştirmiştir. Bir defa Akif’in bu seyahati Kuva-yı Milliye’nin İstanbul- Ankara hattındaki teşkilatları tarafından organize edilmiştir. Akif’in silah taşıyan bir kafileye rastlayarak ona katıldığı ifadesi eksiktir. Bu kafile Bulgar Sadık Bey’in “Çetesi”dir. Akif ve diğer yolcular bunlarla birlikte Ankara yoluna devam ettirilmişlerdir. Oğlu Emin’in hatıralarında söylediklerinden anlaşıldığına göre, Mehmet Akif ile Ali Şükrü Bey Ankara’ya Meclis’in açılışının ertesi günü (24 Nisan 1920) öğle sıralarında varmışlardır. Meclis’in 24 Nisan Cumartesi günü yapılan ikinci toplantısının, öğleden sonra üçte başlayan üçüncü celsesinde, Trabzon Mebusu Ali Şükrü Bey’in, müzakereler sırasında söylediği birkaç cümlenin zapta geçmiş olduğu görülmektedir. Ankara’ya geldiklerinde trenden iner inmez hemen Meclis’e gitmişler, burada Meclis Başkanı Mustafa Kemal Paşa ile karşılaşmışlar, Mustafa Kemal Paşa Akif’e, “Sizi bekliyordum efendim, tam zamanında geldiniz. Şimdi görüşmek kabil olmayacak, ben size gelirim” der.

GÜZİDE İSLAM ŞAİRİ

Mehmet Akif’in Ankara’ya gelişi. Ankara’da ciddi bir heyecan yaratmış, büyük bir moral kaynağı olmuştur. 28 Nisan 1920 tarihli Hâkimiyet-i Milliye gazetesinde Akif’in gelişi şu şekilde anlatılmaktadır: “Pek hassas ve ulvi İslâm şairi Mehmet Akif Bey dahi İstanbul’dan çıkarak birkaç gün evvel Ankara’ya muvasalat eylemiştir (ulaşmıştır). İlhamat-ı şairanesinin menba- ı aslisi (şairlik ilhamlarının esas kaynağı) bilhassa İslâmiyet-i diniye (İslam dini) ve vatan-ı gayretiyyesinde (vatan sevgisinde) olan bu güzide İslâm şairi bir şahsiyet-i mümtazdır. Milletin giriştiği mücadeleyi vatanperverane İslâm şairi Mehmet Akif Bey’in himmet- i hamiyyetkâranesinden pek çok feyz ve kudret alacaktır. Şair-i Hâkim-i İslâm’ın önümüzdeki cuma günü halka bir mev’ize (vaaz) buyuracağını memnuniyetle haber aldık.” Gazete haberiyle duyurulduğu gibi Akif Ankara’ya gelir gelmez Hacı Bayram Camii’nde halka hitap etmiştir. Not: Bu araştırma, “VI. Uluslararası Milli Mücadelede Servetiye Cephesi ve Kocaeli Tarihi-Kültürü Sempozyumu” (08-10 Mart 2019, Kocaeli)’na sunulan bildiri metninden hazırlanmıştır. BİTTİ

SEÇİLMİŞ KAYNAKÇA:

H. E., Türk’ün Ateşle İmtihanı, İstanbul, 1985. AYDIN, M., Millî Mücadele Dönemi’nde TBMM Hükümeti Tarafından İstanbul’da Kurulan Gizli Gruplar ve Faaliyetleri, Boğaziçi Yayınları, İstanbul, 1992. CEBESOY, A. F., Milli Mücadele Hatıraları, İstanbul, 1953. ÇUKUROVA, B., Kurtuluş Savaşı’nda Haberalma ve Yeraltı Çalışmaları, Ardıç Yayınları, Ankara, 1994. EDİP, E., Mehmet Akif (Hayatı ve Eserleri), C: I., 2. Baskı, İstanbul, 1962. FUAT, F., “Mili Mücadele ve Cumhuriyet, Cumhuriyete Doğru İlk Adım Nasıl Atılmıştı?”, Anlatan: Fevzi Çakmak, Tasvir Gazetesi, 29 Ekim 1946. GÜLER, A., Bayraklaşan Akif (Mehmet Akif Ersoy’un Soyu, Ailesi ve Hayatı), Halk Kitabevi, İstanbul, 2016. İNÖNÜ, İ., “Hatıralar”, Ulus Gazetesi, 11 Nisan 1968. KILIÇ, S., “Fevzi Çakmak Anadolu’ya Nasıl Kaçtı?”, Hayat Tarih Mecmuası, Sayı: 12 (Ocak 1968). NADİ, Y., Kurtuluş Savaşı Anıları, İstanbul, 1978. ÖKTE, E. Z., “Anadolu Harekâtına Kimler Nasıl ve Ne Zaman Katıldılar?” Belgelerle Türk Tarihi Dergisi Dün/Bugün/Yarın, Sayı: 69, (İstanbul, Mart 1973). SERTOĞLU, M., “Mareşal Fevzi Çakmak’ın Hatıraları”, Anlatan: Adnan Çakmak, Hürriyet Gazetesi, 10 Nisan 1975. ŞAPOLYO, E. B., Mustafa Kemal ve Milli Mücadelenin İç Âlemi, İstanbul, 1967. YALKIN, R., “Rahmetli Şeyh Ata”, Tarih Hazinesi, Sayı: 5. YURTSEVER, S., Milli Mücadele İstihbaratında İstanbul’da Gizli Bir Grup: “Felah”, Berikan Yayınevi, Ankara 2015.