Akit gazetesi yazarı Ali Karahasanoğlu geçtiğimiz hafta “Amerikancı ülkücü nasıl olunur?” başlıklı bir yazı kaleme alıp Meral Akşener’in Rusya- Ukrayna savaşını ABD penceresinden değerlendirmesine ve ABD’nin taleplerine yönelik propaganda yapmasına yönelik eleştiride bulundu. Meral Akşener’in Amerikancılığı alenen ortada ve bunu eleştirmesi gayet normal ama Meral Akşener’i “Ülkücü” diye anmak başlı başına mantık hatasıdır.

          “Ne Amerika Ne Rusya, Ne Çin, Her Şey Türk’e Göre, Türk Tarafından, Türklük İçin!” düşüncesini benimsemiş bir Ülkücü Amerikancı olmayacağı gibi Meral Akşener’in de bir ideolojisi ve Ülkücü Hareket’e mensubiyeti yoktur.

          MHP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Semih Yalçın da Akit gazetesi yazarı Ali Karahasanoğlu‘nun yazı içeriğine ve mantığına tepki gösterip Meral Akşener’in Ülkücü olmadığı konusuna da “Akşener, hiçbir zaman Ülkücü olmadı. Sadece ağabeyinin unvanından yararlanarak Ülkücülüğü kullandı. Şimdi de bu seçkin sıfattan nemalanmaya çalışıyor ama nafile…” şeklinde yorum getirmiştir.

          Meral Akşener için kullanılacak tek sıfat “CHP ve HDP’nin ittifak ortağı İP’in Genel Başkanı” olabilir. Ona “Ülkücü” demek, Ülkücü Hareket’e hakarettir. “Ülkücü Amerikancı” demek ise hakaretin boyutunu büyütmek demektir.

          Ülkücülük MHP’ye, MHP’lilere ait özel bir kimliktir. Zaten başka partide kullanılamaz. Kaldı ki Meral Akşener AK Parti’nin kuruluş çalışmalarına katıldığında “Geçmişte Ülkücüydüm, şimdi demokratım” cümlesini kurmuştu. Eskiden de Ülkücü değildi. Çünkü siyasete ilk başladığı parti DYP idi. MHP’nin kapısının önünden dahi geçmemişti. 1997 yılında DYP Genel Başkan Yardımcısı iken kendisine bozkurt işareti yapan çocuklara yönelik verdiği öğüt “Çocukların elleriyle kurt işareti yaptığını gören Akşener, çocuklara DYP selamı vermeyi öğütledi” şeklinde haberleştirilmişti. Bu haber Milliyet gazetesinin arşivlerindedir.

          Demek ki DYP’de siyasete başladığı yıllarda da Türk milliyetçiliğinin ve Ülkücü Hareket’in sembollerine karşı bir saygısı ve sevgisi yoktu. DYP’de iken Ülkücü değildi. DYP’den ANAP’a geçmek için hamle yaptı ve olmadı. Daha sonra 2001 yılında AK Parti’nin kuruluş sürecine katıldı. Bu süreçte gerçekleştirdiği bir Trabzon gezisinde “Geçmişte Ülkücüydüm, şimdi demokratım” sözünü kullandı. Cümleye bak sanki Ülkücülük ile demokratlık yanyana gelmez gibi… AK Parti içinde niye duramadı, hangi konuda anlaşamadı da ayrıldı bilmiyoruz ama sonradan bazı aracılar vesilesiyle MHP’ye katıldı.

          MHP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Semih Yalçın’ın “ağabeyinin unvanından” diye bahsettiği konuyu da açmak lazımdır. Meral Akşener’in merhum ağabeyi Nihat Gürer 1980 öncesi MHP Kocaeli İl Başkanlığı yapmıştır. 1980 sonrası bir gün MHP kapısından içeri girmemiştir. ANAP ve DYP’de yöneticilik yapmıştır. 1980 sonrası MHP’ye yapılan tüm davetleri “MHP diye bir parti mi kaldı?” diye geri çevirmiştir. Merhum ağabeyinin ünvanı da bu derece zayıflamıştı.

          Meral Akşener’in bilinen özelliği “siyasi menfaat nerede oraya çadır kuran” halidir. DYP, ANAP, AKP, MHP ve şimdi de İP…

          İP kurucularından olan, İP eski Genel Başkan Yardımcısı ve Milletvekili İsmail Ok, istifa ettikten sonra çıktığı televizyon programında ne demişti:

          “Akşener’e şu soruyu sordum. Biz CHP ile ittifakız. Ama CHP’nin de görülüyor ki HDP ile bir iş birliği var. Dolayısıyla ben bundan rahatsızlık duyuyorum, bunu kabul edemem ve bunu devam ettiremem dedim. Sayın Akşener de bunun üzerine ‘1- Hâlâ yerel yönetim şeyini aşamamışsınız’ dedi. ‘2- Ülkücüler belediyelerden iş istemiyorum demiyor ama’ dedi. Ve bu söz benimle mezara gidecekti fakat söylüyorum; ‘Ülkücüler hiçbir şey üretmiyor’ dedi” açıklamasını yapmıştı. Hatta “Burada ifade edemeyeceğim Ülkücülere daha farklı aşağılayıcı sözleri oldu” mealinde ifadesi de olmuştu.

Ülkücüleri aşağılayan Akşener, Ülkücü olabilir mi?

          Yine İP Kurucular Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ahmet Azmi Yetim, Akşener’in partisinden istifa ettiği günlerde Meral Akşener’e “Bu insanlar yapılanları hiç hak etmemiş ve sizden de hiç diyet dilenmemişlerdir. Siz ülkücülere diyet borcu ödemekten bıktım diyorsunuz ama unutmayın ki ülkücülere olan vefa borcunuzun zekâtını bile ödemekte zorlanırsınız” şeklinde seslenmişti. “Ülkücülere diyet ödedim” diyen zaten Ülkücü Hareket’in dışından biri olduğunu ifade etmektedir.

          Meral Akşener MHP’de iken korsan- tarla kongresi yapmaya kalktığında toplantıya katılanlardan biri “Birleşin Meral abla birleşin” diye bağırdığında sesin geldiği yere dönüp “Bir sürü geri zekâlı” diye orada toplanan MHP’lilere, Ülkücülere hakaret etmişti.

          Meral Akşener’in Ülkücü olmadığına dair örnek çok, Akit gazetesi yazarı Ali Karahasanoğlu da bu örnekler ışığında “Ülkücü Amerikancı” sıfatıyla Meral Akşener değerlendirmesini tekrar düzeltmesi ve Ülkücü Hareket’e hakaret olacak yazısının içeriği adına özür dilemesi gerekmektedir.

          CHP-HDP ortağı Meral Akşener’e “yoldaş, devrimci, Heval” sıfatları daha çok yakışıyor. Aksi olsaydı terörist Demirtaş “Oyunuzu İyi Parti’ye verin” der miydi?

İlla tespit yapacaksanız bilin ki Meral Akşener önüne sıfat konulmaksızın Amerikancıdır.