Birisi, KKTC Cumhurbaşkanı…

Diğeri, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı…

Barış Pınarı Harekâtı ile ikisinin de dili iyice çözülmeye başladı.

          Birisi Kıbrıs’tan, Türkiye’nin terör örgütlerine yönelik başlattığı operasyonu Barış Pınarı desek de akan su değil, kandır.. diyerek gölgelemeye çalıştı. Diğeri de İzmir’den, Kıbrıs’a burnunu sokarak "Kıbrıs'ı Kıbrıslılara bırakırsak, en doğrusu bu olacak. Ancak hiç bırakmıyoruz. Herkes adanın bir tarafından çekiştiriyor. Ben bunu doğru bulmuyorum. Kıbrıs'ın jeopolitik önemini falan bir kenara koyup, adayı Kıbrıslılara bırakmak lazım. Kaderlerini kendileri belirlemeli. Ben iki halkın barış içinde yaşamalarından, birlikte karar üretmesinden yanayım. Herkes çok fazla müdahil oluyor, sadece Türkiye değil. Filler tepişir, çimenler ezilir. Onlar tepişiyor. Olan Kıbrıslılara oluyor." açıklamalarını yaptı.

Birisi terörle mücadele edilirken adeta “Türkiye’den vazgeçin” diyor, diğeri ise Kıbrıs’tan…

Bu iki ismin ortak noktası ise, HDP’lilerin, PKK’lıların kendilerini sevmesidir.

          KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Barış Pınarı Harekâtı'nı gölgelemeye çalışınca ilk desteği "Tanıdığımız, sevdiğimiz bir arkadaşımız, gençliğinden beri de hiç değişmeyen bir çizgisi oldu. Yani ne daha uç soldan merkeze kaydı ne de sağdan sola geçti. Hep nasılsa öyle kalmayı başarmış bir insan. Onu bir karakter timsali olarak görüyoruz, çok memnun oldum" diyen, HDP Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü’den almıştı.

          Tunç Soyer de zaten İzmir HDP Eş başkanları tarafından “Bizim çizdiğimiz profile en uygun adayın Tunç Soyer olduğunu söyleyebiliriz rahatlıkla. Halk toplantıları yaparak, ilçe ilçe, mahalle mahalle gezerek neden Tunç Soyer’i desteklediğimizi açıklayacağız ve sandığa kitlemizi bu şekilde taşıyacağız.” sözleriyle desteklenmiş biridir.

           Bu Tunç Soyer de zaten HDP ve terör örgütü PKK ile bağı olanlara öteden beri sempati duyan birisidir.

           Tunç Soyer’in 71 şehit verdiğimiz Diyarbakır- Sur’da, PKK’ya “Sur’a bizi almıyorlar, bir şey yapamamak bizi kahrediyor.” (Çukur eylemlerindeki PKK’lılara destek). Sur’a kayyum darbedir, HDP’nin yanındayım” sözleriyle destek vermesi ve İzmir’de HDP’nin “Vicdan ve Adalet” adını verdikleri teröristlere sahip çıkan eylemlerine katılıp “Sizin (HDP’nin) gücünüzü arttırmak için elimden gelen desteği vereceğim” konuşmasını yapması, Tunç Soyer’e karşı HDP’nin “Bizim çizdiğimiz profile en uygun isim” demesinin sebebi çok net anlaşılıyor.

           Mustafa Akıncı ve Tunç Soyer fikir, düşünce ve yürek olarak birbirine yakın insanlar tarafından destekleniyor ve bunların da hiçbir milli davada Türkiye’nin yanında olmadığı görülüyor.

          “Türkiye’yle ana vatan-yavru vatan ilişkisi bitmeli” diyen Mustafa Akıncı ile "Kıbrıs'ı Kıbrıslılara bırakmalıyız” diyen Tunç Soyer varken, dışarıdan düşmana ne gerek var?

           Bugün "Kıbrıs'ı Kıbrıslılara bırakırsak” pervasızlığı yapan Tunç Soyer’e “İzmir’i Yunan’a, güneydoğuyu PKK’ya bırakalım” diye bir teklifle gidin, inanın gözlerinin içi parlayacak, yüreği kıpır kıpır olacaktır.

          Kıbrıs’ın Türk milleti açısından tarihi, stratejik önemini bilmeyen Tunç Soyer, bir belediye başkanı iken nasıl böyle çok önemli konularda ahkâm kesebiliyor?

Gerçi belki de tarihi, stratejik önemini çok iyi bildiği için Rum’a, Yunan’a sinyal gönderiyordur.

Tunç Soyer, babasının malını hayrına mı dağıtmaktadır?

          Tunç Soyer’i CHP’den, HDP’den bile daha çok savunan İP’liler, Tunç Soyer Kıbrıs’ı verirken içinde sizin topunuzu da versin mi?

           Bu Ekrem İmamoğlu ve Tunç Soyer neden boyundan büyük işlere kalkışıyorlar? Niçin her yere burunlarını sokuyorlar?

Türk devleti bölücülerin elinden belediyeleri alıyor, kayyum atıyor, bunlar feryat ederek ortaya çıkıyor.

Kıbrıs’la ilgili her ikisi de ahkâm kesiyor.

“Barış Pınarı Harekâtı” için HDP’nin gönlünü de alacak türden açıklamalar yapıyorlar.

          İzmir ve İstanbul’un birçok meselesi var, bunlar belediye başkanlığı yerine hep uluslararası arenada tribünlere oynuyorlar.

CHP gerçekten gün geçtikçe ihanetin ana merkezi olma yolunda hızlı adımlarla ilerliyor.

Türkiye CHP’ye bırakılsa herhalde ona buna dağıtarak ihanetin merkezi olmanın hakkını verecek…

Türk milletinin düşmanları artık CHP’de kendini buluyor. CHP için ne acı bir son…