Süper Lig’de tamamlanan hafta sonunda yine hakem kararları gündemdeydi, maalesef. Aslında bu sürpriz değildi, sene başından beri hakem konuşulmayan hafta yok. Ama bunun sebebi de hakemlerin kötü olması değil. Kafalarının karışık olmasından dolayı sahada vermiş oldukları kararlarda standart olmayışı. Bir hakem aynı maç içerisinde birbirinin kopyası olan pozisyonları farklı değerlendiriyor, farklı kararlar veriyorsa;

Bu da hakemlerin kafasındaki, takımların isimleri, renkleri, başkanları ve lobilerinin yarattığı karışıklıktan kaynaklanıyordur. Hakemlerin bu duruma gelmesine sebep olan tabii ki hakem yöneticilerinin dirayetsiz ve kulüp lobilerine göre farklı uygulamalarıdır.

Eskiden bir hakem tebligat aldığı zaman her iki takımın kadrolarını gözden geçirir, hangi futbolcunun sahada teknik özelliklerinden dolayı korunması gerektiğini, hangi futbolcunun sahada hakeme zorluk çıkartacak davranışlarda bulunabileceğini, hangi futbolcunun agresif ve faullü oynadığını irdeler, maç planını ona göre yapardı.

Ama maalesef günümüzde maç tebligatı geldiği zaman, hangi takımın başkanı ve lobisi daha güçlü, hangisinin aleyhine hata yaparsam daha fazla zarar görürüm gibi hesaplar yapılıyor! Hakemleri bu hale getiren Merkez Hakem Kurulu’nun adaletsiz uygulamalarıdır.

Acı bir gerçek var ki, bugün 5 takım haricinde kalan takımların lehine hata yapmak, Merkez Hakem Kurulu nezdinde hata sayılmıyor. Ama bu takımların aleyhine hata yapılırsa, hakemlerin canı yanıyor.

Geçen sene bu zamanlar Yusuf Namoğlu komitesi, kamuoyunda acımasızca eleştiriliyordu. Gelen gideni aratır derler ya, Namoğlu kurulunu arar hale geldik.

Şimdi gelelim en can alıcı konuya. Fenerbahçe’nin Alanyaspor maçında yapmış olduğu kural hatası itirazı için Tahkim’den de ret kararı çıktı.

Yorgan gitti ama kavga bitmedi. Karar aşamasında TFF ve MHK bünyesinde yaşananlarla ilgili inanılmaz iddialar var. Eğer bu iddiaların onda biri gerçek ise, IFAB raporu saklandı ise, MHK bünyesinde çalışan profesyoneller bir yerlerle telefon trafiği yaptılarsa, gerçekten durum çok içler acısı demektir. Bu iddiaların belge ve delillerle çürütülmesi, derhal yalanlanması lazım. Ama karşılığında ‘çıt’ çıkmıyor.

“Sükut ikrardan gelir” derler ama, inşallah öyle değildir diyelim. Bunca iddia karşısında suskunluk kabulleniştir ve bunun hesabı ahirette bile sorulur.

Süper Lig ve TFF 1 Lig’de oynanan 18 maçın en az 10 tanesinde çok ciddi hakem hataları var. Hakem kararları can yakmaya tam gaz devam ediyor maalesef.

İşte 3 büyüklerin maçından, 3 tane örnek:

Ankaragücü-Beşiktaş maçında, Muhammed Elneni’nin kramponları ile kaleci Korcan’ın suratını parçalamasına faul dahi verilmiyor. FIFA’nın önce insan sağlığı prensibinden yola çıkarsak, dünyanın her yerinde rakibinin suratını kramponla parçalamanın cezası kırmızı karttır.

Y.Denizli-Fenerbahçe maçında Emre Belözoğlu, Sockey’ in ayağı ile top arasına ayağını koyuyor. Haksız bir müdahale ile rakibinin topa vurmasını engelliyor, pozisyon devam ediyor. Fenerbahçe 2 golünü atıyor...

Galatasaray-DG Sivasspor maçında Isaac Cofie, 45 dakikada faul bile verilmeyebilecek bir pozisyonda, sarı kart görüyor. Bu yetmemiş gibi 48. dakikadan sadece faul verilebilecek bir pozisyonda, ikinci sarı karttan kırmızı görüyor. Örnek dediğimiz bu üç karar maalesef bu üç maçın da kırılma noktası oldu. Bu kararlar olmasaydı, bu maçlar, bu skorlarla biter miydi?