Dünyanın her yerinde koronavirüs paniği yaşanıyor. Ülkemizde ise koronavirüs vakası hem geç göründü, hem de çok şükür ölümle sonuçlanan bir vakamız henüz olmadı. Sağlık Bakanlığının erken almış olduğu önlemler, etrafımız koronavirüs ile çok erkenden sarılmışken sağduyulu ve akılcı tedbirleri bunda en büyük etken olmuştur.

      Türkiye çok önceden önlemlerini aldı ve yeni önlemler almaya devam ediyor. Şu an koronavirüse yakalanmış 18 vatandaşımız tespit edildi. Dünyanın birçok yerinde ve Türkiye’de insanlar virüs karşısında can derdinde iken bazıları da bu kaos halini fırsatçılığa, maddi kazanca dönüştürmeye çalışıyor. 10 TL’ye satılan kolonyayı 150 TL’ye, 10 TL’ye satılan maskeyi 90 TL’ye, 6 TL’lik makarnayı 15 TL’ye, 40 TL’ye satılan dezenfektanı 90 TL’ye çıkaran, krizi fırsat olarak değerlendirip vatandaşın ihtiyacı olan ürünlere fahiş zamlar yapan vicdansızları gördük… Her kaos döneminin manzarası maalesef hiç değişmiyor. Hep böyle…

      “Kötüler kendilerine tahammül edildikçe daha çok azarlar” diye bir söz vardır. Krizi fırsata çevirmeye çalışanlara gösterilen tepkiler ve devletin yetkili kurullarının almış olduğu cezai müeyyide kararları, bu kötülerin fırsatçılığını engellemiştir.

      Krizi fırsata çevirmeye çalışan kötülere tepki gösteren bir kişinin sözleri çok tartışıldı. Genelde büyük destek gelirken, eleştirenler de oldu. O kişi Show TV spikeri Ece Üner’dir. Onun haber programındaki sözleri de şu şekildedir:

      Namuslu esnafa hiçbir lafımız, sözümüz yok. Ama virüs mü, fırsatçılar mı daha hızlı yayılıyor? Bilemedik. Koronavirüs geliyor, maske fiyatı 5 katına çıkıyor. Dezenfektan fiyatları katlanıyor. Makarna, 3 katına çıkıyor. Deprem oluyor, ev sahipleri kirayı 3 kat arttırıyor. Sorsan hepimiz Müslüman’ız. Ama gel gör ki, namaz 5 vakit, ahlak 24 saat farz. İhbar edin. Bu bizim vatandaşlık sorumluluğumuz.

      Bu sözler Müslüman topluma bir davranış hatırlatmasıdır. Ece Üner büyük oranda haklıdır. Ama bazıları nedense bu sözleri Müslümanlara hakaret olarak algılamış, toplumu da bu algıya odaklamaya çalışmıştır. Burada Müslüman’a bir hakaret değil, Müslüman’ı yüceltme vardır.

      Ben, bu toplumda yaşayan bir Müslüman olarak Ece Üner’in sözleri üzerinden bir rahatsızlık duymadım. Niye duyayım ki?

      “Ahlak 24 saat farz” sözü, temeli ahlak olan İslam dininde niçin yanlış anlaşılsın ki?

      Yüce Peygamberimiz bir Hadis-i Şerif’inde “İman bakımından müminlerin en mükemmeli, ahlâkça en güzel olanlar ve ailesine en güzel davrananlardır” diye buyurmuşken, bu yüce sözlere de sizin pencerenizden bakınca ne anlayacağız?

      10 TL’ye satılan bir ürünü “fırsatını yakaladım” diyerek 150 TL’ye satmak bir ahlaksızlıktır. Bu ahlaksızlığa “Ahlak 24 saat farz” tepkisini gösteren bir sunucuyu linç etmeye kalkmanın mantığı nedir?

      Bu sözlerden “namaz kılanlara hakaret” diye zorlama bir suçlama çıkarmaya çalışmak, gerçekten iyi niyet değildir. Ahlakı olmayanın kıldığı namaz, namaz mı oluyor?

      Kur’an-ı Kerim’de Yüce Allah kendi yarattığı kulları şöyle uyarmıyor mu?: ‘Sakın, aldatan sizi Allah ile aldatmasın!’ (Lukman, 33, Fátır, 5; Hadid, 14)

      Demek ki, Allah adını istismar ederek, insanları aldatan Müslümanlar var. Kimi zaman namaz kılarak, kimi zaman oruç tutarak, kimi zaman Kâbe’de pozlar vererek Allah ile aldatan istismarcıların varlığı, yine Yüce Allah tarafından kula dikkat çekiliyorsa, bu toplumda aldanmamak için bizzat yaratan tarafından uyarıldığımızı anlıyoruz.

      O yüzden Diyanetin “Alnı secdeye değenden zarar gelmez” mantığının sabitlenmesi yerine, “Alnı secdeye değen insanlar ahlaksızlık yapamaz, kötülük yapamaz” şeklinde hem öğretici, hem eğitici, hem de temkinli olmak daha mantıklı olur. Genel kabullenici, teslimiyetçi mantık yerine daha dikkatli, daha titiz kabuller yapmak gerekir. Bir zamanlar 5 vakit namaz kıldığı söylenen teröristbaşı Öcalan’ı, beş vakit namaz kılan teröristbaşı Fethullah Gülen’i nereye koyacağız? Her türlü ahlaksızlığın, kötülüğün başı bunlar değil mi?

      Din adına faaliyet gösteren yurtlarda beş vakit namaz kılanların çocuklara yaptığı tecavüzleri, beş vakit namaz kılan sözde şeyhlerin badeleme tecavüzlerini nasıl değerlendireceğiz?

      Beş vakit namaz kılanların hırsızlıklarını, yolsuzluklarını, ahlaksızlıklarını hiç mi görmeyeceğiz?

      Beş vakit namaz kılıp, 24 saat kul hakkı yiyenlere nasıl bakacağız?

      Yüce Allah bile ‘‘Sakın, aldatan sizi Allah ile aldatmasın!’’ uyarısını yaparken, demek ki akıl, mantık ve ahlak dini olan İslam dairesi içinde de bir sınavımız vardır. Müslüman’ın Müslüman’a karşı sınavları ayetlerde, hadislerde çok net ifade ediliyor.

      Yüce Allah ayetinde (Mutaffifîn Suresi - 1-6) şu şekilde seslenirken ve Müslümanları uyarırken Müslümanları mı aşağılamış oluyor?

      (1) Eksik ölçüp tartanların vay haline!
      (2) Onlar, insanlardan ölçerek bir şey aldıklarında tam ölçerler.
      (3) Kendileri başkalarına vermek için ölçüp tarttıklarında ise haksızlık ederler.
      (4-6) Onlar, o büyük günde -ki, işte o gün insanlar âlemlerin Rabbinin huzuruna çıkacaklar- diriltileceklerini akıllarına getirmiyorlar mı?

      Türk milletinin büyük bir bölümüne seslenme ve ulaşma imkânı bulan haber sunucusu Ece Üner Hanımefendi’nin de krizi fırsata çevirmeye çalışanlara, hile yapanlara, ölçülere uymayanlara “Namaz 5 vakit, ahlak 24 saat farz” demesinden gocunanlar, rahatsız olanlar niçin bu sözleri üzerine alıp tepki gösteriyor ki?

      Ahlaksızlık sadece cinsel alanın tanımı değil. Yalan söyleyen, hile yapan, üçkâğıtçılık, hırsızlık yapan, güvenilmez olan, dedikodu yapan, iftira atan, gıybet yapan, ikiyüzlü olan, harama el uzatan, kul hakkı yiyen ve benzeri davranışları yapanlar ahlaksızlık alanı içinde görülür.

      Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) bir hadis-i şerifinde “Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim” derken, Yüce Allah kitabında Peygamberimize “Şüphesiz ki sen (Ey Muhammed) yüce bir ahlâk üzeresin” (Kalem, 4) diye seslenmiştir. Tüm bunlar gösteriyor ki İslam ahlak merkezli bir dindir.

      Bu merkeze uyanlar, yaşantısını buna göre yaşayanlar iyi bir Müslüman olacak ve yaratanın nezdinde mükâfatını alacaktır.

      “Ahlak 24 saat farz” dedi diye bir hanımı linç etmeye kalkanların tezi nedir? 24 saat ahlaksızlık mı?