Amerika Birleşik Devletleri daha önce Çin’in teknoloji alanlarında ilerlemesini yavaşlatmak için, nadir metallere erişimden, mobil işletim sistemlerine erişimin engellenmesine kadar bir dizi önlem uygulamıştı.

Bu ay içinde çıkarılan yeni emir ile de İhracat Kontrol Yasası’ndan güç alacak şekilde, belirlenmiş teknolojilerden daha yüksek teknolojilerde Çin’in üretiminin yavaşlatılması için yeni önlemler konuldu.

Bu önlemlere göre; yüksek performanslı işlem ve yapay zekâ gibi amaçlar için gerekli teknolojilerin, ileri seviye transistör mimarilerine sahip yongaların, DRAM bellek yongalarının, NAND flash bellek yongalarının tasarım ve üretimleri için gerekli yazılım ve sistemlerin kısıtlanması gibi kısıtlamalar geliyor. Ayrıca ABD vatandaşı kişilerin bunların geliştirilmesini veya üretimini destekleme kabiliyetinin engellenmesi, sadece lisansla çalışmaya izin verilmesi de isteniyor.

Böylece Çinli yarı iletken firmaları bir onay listesine bağlandığı gibi, Amerikan vatandaşı çalışanlar da ABD hükümetinden gelecek bir izne bağlı olarak bu kapsamdaki firmalarda çalışabilecek.

Bu regülasyon ile henüz onay listesinde olmayan bazı büyük Çinli üreticiler, bordrolarındaki ABD vatandaşı mühendis ve yöneticilerin istifalarını kabul etmek zorunda kaldılar. Birçok şirket bir gecede en önemli ARGE ve üretim iş gücünü kaybediverdi. Zira diğer seçenek bu kişilerin ABD vatandaşlığından çıkmaları idi, çoğu da tercih etmemiş görünüyor. İşin ilginci bu kişilerin büyük kısmının da Çinli Amerikalı olmaları yani ırk olarak Çinli ama Amerikan vatandaşları olmaları.

Sadece bu değil, bu tip Çinli şirketlere üretim süreçlerinde kritik olan makineler sağlayan ASML gibi firmalar da ABD vatandaşı çalışanlarına Çinli müşterilere hizmet vermemelerini söyledi. Yani Avrupalı bir firma dahi ABD’nin onay listesinde olmayan Çinli üreticiye makine satmayı, tasarım yapmayı bırakıyor.

Çok üst düzey teknoloji üretimi etkileyen bu önlemler, üst seviye süper bilgisayarlar, yapay zekâ çipleri gibi teknolojilerde Çin ilerlemesini özellikle yavaşlatıyor. Bununla beraber, Amerika sınırlarında üretim yatırımlarını desteklemek için son bir yılda çıkarılan kanunları ve teşvikleri de desteklemiş oluyor. Yani onay listesinde olmayan Çinli şirketlerin nitelikli iş gücüne, makinelere ve yazılımlara erişememesi, Amerika’da üretenlerin de erişmesi sağlanmış olacak. İşte kritik bileşenlerde iş gücü bu derece önemli.

Bu arada, Tayvanlı TSMC, Güney Koreli Samsung ve SK Hynix'in ise çip üretim süreçlerinde kullanılan ekipmanları Çin'deki fabrikalarına göndermeye devam etme izni aldıklarını bildirdi. Bu kısım da ilginç. Bu onay listesine girmek hangi şartlarla olabiliyor? Yazılanlara bakarsanız, savaşı desteklememek ve insan haklarına saygı kapsamında kalan firmaların onay aldığı söylemi var. Ancak bununla beraber bunun nasıl raporlandığı, yani bu şirketlerin ABD hükümetine hangi bilgileri paylaştıkları ise bir muamma.

Çin tarafında ise ciddi insan kaynağı kaybına uğrayan şirketler yeni çalışanları cezbetmek için 15 günlük izin ve Wuhan'da ev satın alımlarında yüzde 40 indirim de dâhil olmak üzere iş paketlerini Çinli üniversitelerden mezun olan adaylara sunmaya başladı.

Peki biz nasıl dersler çıkarmalıyız?

  • Firmaların gelirlerini artırmalıyız ki yurtdışı iş gücü pazarı ile yarışabilsinler. Bunun birincil yolu yurtdışı pazarına erişim ve gelir üretimi. İkincil olarak ise yerli pazarda pozitif ayrımcılık.
  • Yabancı firmaların tasarım ve yazılımları yabancı iken sadece montaj ile yerli malı belgeleri almaları engellenmelidir.
  • Yurtdışına beyin göçünü engellemek için, yasakçı olmayan, gidenleri ötekileştirici olmayan yöntemleri uygulamak zorundayız. Gidenler düşmanımız değil, en asil aidiyet olan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları.
  • Politika önceliği, geriye beyin göçünü sağlamak değil, beyin göçünü engellemek olmalıdır. 100 kişi geri getireceğiz diye uğraşmaktansa 1000’lerce kişi kalsın diye uğraşmalıyız.
  • Liberalizmin ve kapitalizmin beşiği bilinen bir ülkede çok kritik bileşenler için yapılan aksiyonu gördünüz. Sadece en kritik başlıklarda uygulanmak üzere, bu aksiyonları Türkiye Cumhuriyeti de almalı, ya yabancı X şirketi ya TC vatandaşlığı demelidir.
  • Teknokentlerde kişi başı AR-GE cirosu kavramı öne alınmalıdır. Böylece yurtdışına adam-ay satan şirketler yerine gerçekten fikri mülkiyet üreterek defalarca ürün satan şirketler daha fazla desteklenebilecektir.
  • Teknokentlerde elektrik sarfiyatları neredeyse kiraların üzerine çıkmak üzeredir. Bu anlamda teknoloji geliştirme bölgelerindeki kiraların şehir seviyesine indirilmesi, elektrik ücretlerinin hem teknokentler hem de AR-GE merkezlerinde vergisiz şekilde alınması, vergiye ek olarak ayrıca desteklenmesi önemlidir. Yüksek teknoloji ithalatsız bir ihracat vadetmektedir, o halde ara malına muhtaç sanayinin geri kalanından daha ayrıcalıklı teşvikleri hak eder.
  • Yarın bir gün olası bir çatışma halinde neleri satın alıp, neleri alamayacağımızı görmek için bu yaşanan Amerika-Çin olayı bir örnektir. Yüksek teknolojide bağımlılık kırılmalıdır.