Sözcü gazetesinin bünyesinde çıkarılan “Korkusuz” isimli bir gazete var. Bu gazetenin de Sözcü gazetesi gibi temel özelliği takıntılı, saplantılı MHP düşmanlarının yazar olarak bünyesinde barındırılmasıdır. Bunlar PKK’yı severler, FETÖ’yü severler, ABD’yi, Rum’u, Ermeni’yi severler ama bir türlü MHP’yi sevmezler. Zaten Türk milletine düşmanlık yapan unsurları sevenlerin elbette MHP’yi sevmesi beklenmez. Ama bunlar Atatürk’ü de dillerinden, kalemlerinden düşürmeyen istismarcılardır. CHP’nin başını çektiği muhalefetin “siyasi projeleri hayata geçsin” diye âdeta kendilerini parçalıyorlar. Bunun için CHP’yi akla ve mantığa sığmayacak propaganda yöntemleriyle savundukları gibi, Cumhur İttifakı’na ve MHP’ye yine aynı akla ve mantığa sığmayacak kara propagandaları muhatap ediyorlar.

          Bunları yaparken bazen tam manasıyla palyaçoya dönüşüp komedi unsuru da olmaktan geri durmuyorlar. Mesela yalan ve iftiralarıyla sürekli MHP’ye bulaşmaya çalışan Ahmet Takan isimli “Korkusuz” yazarı geçtiğimiz günlerde MHP’nin “yeni anayasa önerisiyle” ilgili “AKP kulislerinde ise MHP tarafından ortaya atılan önerinin sarayda hazırlandığı ve Devlet Bahçeli’ye gönderildiği, hazırlayan ve göndereninin de Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum olduğu iddia ediliyor.” cümlelerini kaleme aldı. Daha önce bu yazara buna benzer iftiralar ürettiğinde “Namusun, şerefin, haysiyetin varsa bunu ispatla” diye çok çağrıda bulunduk. Ama cevap veremedi. Şimdi yine aynı çağrıda bulunsak, yine duymazlıktan gelecek… Çünkü adamın değişik bir “namus, şeref ve haysiyet” anlayışı var…

          Neyse, asıl konumuz bu yazar müsveddesi değil… Konumuz aynı gazetedeki “Amerikancı, Fularlı Memduh” olarak bilinen başka bir müptezeldir.

          Bu adamın nasıl biri olduğunu aslında kendi gazetelerinde çok net özetlemişlerdi. Emin Çölaşan’ın Sözcü gazetesinde “Sabıkalı” olduğunu itiraf eden, yüz kızartıcı suçlardan hapis yatan, değişik soyadları kullanan bu şahsı utanmadan ekrana çıkarıyorlar, yalan ve iftiralarından medet umuyorlar. Kendisi bile nasıl kullanıldığını anlamaktan aciz. Bu şahısla ilgili bilgi ve belgelerin bugün sadece bir bölümünü açıkladım ki, onu ekranlara çıkaran ve dinleyen herkes bu Memduh’un kim olduğunu ve geçmişini iyi bilsin” cümleleriyle rezil etmesine rağmen getirip Sözcü bünyesinde çıkarılan Korkusuz’a yazar yaptırılan Memduh Bayraktaroğlu, CHP’den aferin almak için âdeta sirk gösterisi yapmaya devam etmektedir.

          Biliyorsunuz, gündemde Ekrem İmamoğlu’nun Fatih Sultan Mehmet Han’ın türbesinde saygısızca dolaştığı ve terör örgütü PKK’ya yardım ve yataklıktan görevden alınan HDP’li belediye başkanlarının ayağına kadar Diyarbakır’a gidip destek verdiği için CİMER’e şikâyet edilmesi konusu var. Ekrem İmamoğlu ve yancıları bu konuda uyanıklık yapıp sadece türbedeki yürüyüşü gündemde tutup aklınca mağduru oynamaya çalışıyor.

          Bazı CHP ve yancılarına tetikçilik yapan yazarlar ise Ekrem İmamoğlu’nun Fatih Sultan Mehmet Han’ın türbesindeki saygısızlığını sulandırmak, normalleştirmek için “Devlet Bahçeli de şurada-burada elleri arkasında duruyor” haberleri yaptılar, köşe yazısı yazdılar, çeşitli yorumlar yaptılar.

          Bunlardan birisi de Korkusuz gazetesindeki Türkiye düşmanı Joe Biden’ı öven, Türk düşmanı Kamala Harris’i “muhteşem kadın, mükemmel devlet yöneticisi” şeklinde övecek kadar azıtan, “ABD bölgemizde, sınırımızda devletçikler kuracak, Türkiye destek vermeye mecbur” diyecek kadar sapıtan Amerikancı, Fularlı Memduh’tur.

Amerikancı Memduh bu konuda aynen şunları yazmış:

“Bunun üzerine CHP’liler Bahçeli’nin Anıtkabir’de ellerini arkasında bağlamış bir fotoğrafını yayımladılar:

Bahçeli’nin yardımcılarından biri itiraz etti:

“O fotoğraf bekleme alanında çekildi…”.

Sanırsınız…

İmamoğlu’nun fotoğrafı Fatih’in eşinin huzurunda çekildi…

Neyse…

Madem Bahçeli’nin o fotoğrafı bekleme alanında çekildi…

Peki…

Bu fotoğraf nerede çekildi?..

Ben söyleyeyim:

Kütahya/Dumlupınar 500 Şehit Müzesi’nde…

Şehitlerimizin huzurunda…”

Sürekli atıyorlar ama bir türlü tutturamıyorlar…

          Memduh Bayraktaroğlu konum olarak “Kütahya/Dumlupınar 500 Şehit Müzesi’nde” demiş… CHP ve yancılarının kara propaganda üretme merkezinin bir başka elemanı Kemal Özkiraz ise MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin o fotoğrafı için “Çanakkale Şehitliği” demiş… Daha buna benzer birçok örnek var. Ekrem İmamoğlu’nun Fatih Sultan Mehmet Han’ın türbesine girişteki o külhanbeyi tavrını, o saygısız kabararak yürüme manzarasını örtbas etmek için her yolu deniyorlar.

          Bunların bu çabalarını ve şaşkınlıktan her şeyi birbirine karıştırma hâllerini görünce şu fıkra aklıma geldi:

          “Zamanın birinde bir genç, kurban hakkında aklına takılanları sormak için bir hocanın yanına gider ve soruları sormak için izin ister. Hoca “Tabii ki buyrun” dedikten sonra genç: “Çocuğu olmayan Hz. Davut, Allah’a Rabb’im bana bir kız çocuğu ver, onu sana kurban edeyim diye dua etmiş. Duası kabul olmuş. Daha sonra çocuğun kurban edileceği vakit gelmiş. Hz. Davut, kızını tam kurban edecekken, Azrail gökten bir keçiyle çıkagelmiş. Azrail kızı bırak, al bu keçiyi kurban et demiş.” Sonra hocam deyince hoca artık daha fazla dayanamamış “Evladım yeter, ben bunun neresini düzelteyim” demiş. Bir kere “Hz. Davut değil Hz. İbrahim, kız değil erkek, Azrail değil Cebrail, keçi değil koç.” demiş.”

          Aynen bu fıkrada da olduğu gibi bazen sosyal medyada, bazen gazetelerde, bazen televizyonlarda öyle konuşmalar, yorumlar yapıyorlar ki “Ben bunun neresini düzelteyim” diye düşünüp duruyoruz.

          MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin o fotoğrafı Kütahya/Dumlupınar 500 Şehit Müzesi’nde değil, Çanakkale Şehitliği’nde değil… Bizzat kendi projesi olan ve her aşamasıyla ilgilenip yaptırdığı Ankara’nın Kızılcahamam ilçesindeki Ülkücü Şehitler Anıtı’dır.

          Ekrem İmamoğlu gibi bir adamla MHP Lideri Devlet Bahçeli’yi nasıl kıyaslayabiliyorsunuz? Bir MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin fotoğraflarındaki edebe, adaba bakın bir de Fatih Sultan Mehmet Han’ın türbesine girerken horoz gibi kabaran Ekrem İmamoğlu’na…

          Gelin, özet bir hatırlatma yaparak böyle bir ismin MHP Lideri Devlet Bahçeli’yle yan yana anılmasının bile mümkün olmayacağını tekrar öğretelim.

          MHP Lideri Devlet Bahçeli terörle mücadelenin her boyutunu tavizsiz uygulayan biriyken, Ekrem İmamoğlu’nun terörle mücadele konusunda safı her zaman HD(P)KK’lıları savunmak olmuştur.

          15 Temmuz kahramanı şehit Ömer Halisdemir, MHP Lideri Devlet Bahçeli için ismi unutulmayacak bir kahraman iken, Ekrem İmamoğlu için şehit Ömer Halisdemir’in ismi caddeye verilsin dendiğinde “Ömer Halisdemir’in isminin uygun olup olmadığı da tartışılır. Onun ismini verirsek isim enflasyonu olur” muhataplığı gösterilen biridir.

          MHP Lideri Devlet Bahçeli için Selahattin Demirtaş terör örgütüne ettiği hizmetlerin cezasını ödemesi gereken bir terörist iken, Ekrem İmamoğlu için terörist Demirtaş “Çizgisi her daim beğenilen” biridir.

          MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin gözünde Yunanistan “denize dökülme iştahı yeniden kabarmış” iken, Yunanistan için Ekrem İmamoğlu “Pontus kökenli Yunan” kimliğinde görülen birisidir.

          MHP Lideri Devlet Bahçeli için Ayasofya “Ayasofya Camisi Müslüman gönüllerle buluşmalı, kapısı ibadete mutlaka açılmalıdır. Kimin ne söylediğinin bir önemi yoktur. Önemli olan milletin ne dediği, ecdadın ne istediği, Allah’ın neyi emrettiğidir. Gerisi fuzuli laf kalabalığıdır.” şeklinde manevi değer iken, Ekrem İmamoğlu için Ayasofya “Ayasofya’nın ibadete açılması gibi bir ihtiyacın bulunduğuna inanmıyorum.“ şeklinde Yunan ağzıyla muhataplıktır.

          MHP Lideri Devlet Bahçeli için HDP bir an önce kapatılması gereken terör örgütü uzantısı iken, Ekrem İmamoğlu için HDP “HDP’lilerin başımın üstünde yeri var. HDP’lilere layık olmaya çalışıyorum” şeklinde sahip çıkılan terör yuvasıdır.

          O yüzden MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin edebi ve adabıyla gerçekleştirdiği duruşları, Ekrem İmamoğlu’nun ukala, külhanbeyi duruşlarıyla birbirine karıştırmamak gerekiyor.

          Türk-İslam değerleriyle kavgası olan MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli değil, bizzat Ekrem İmamoğlu’dur. HD(P)KK sevgisi, terörist Demirtaş aşkı, Ayasofya karşıtlığı, 15 Temmuz şehitlerine alerjisi, Yunanistan’la olan karşılıklı sevdası bir bütün olarak düşünüldüğünde Fatih Sultan Mehmet Han’ın türbesindeki o saygısız yürüyüş o bütünün bir parçasıdır. Atasına, şehidine, gazisine her daim sahip çıkan, hürmet eden Devlet Bahçeli ile Ekrem İmamoğlu gibi profili özetteki adamı bir tutmak hem medya ahmaklığı, hem de siyasi soytarılıktır.

O yüzden Memduh Bayraktaroğlu gibi CHP destekçisi Amerikancı yazarlar size soruyoruz:

“Biz sizin nerenizi düzeltelim?”

Bu sirk gösteriniz artık bir final yapmayacak mı?