Bir hafta öncenin sıkıntılı takımı Beşiktaş, aklının bir köşesinde sonunu getiremediği oyunu düşünerek, kontrollü ve dikkatli maça başladı. Fatih Karagümrük’ün isteği, rakibinin orta sahasını kilitleyip sonuç almaktı. İlk dakikalarda istediğini yaptı. Topun sahibi ve rakip alana giden taraftı.

Ancak, on dakika dolmadan iki duran top atışında, ev sahibinin iki topu direkten dönünce, başlangıç kontrolü kayboldu. Siyah beyazlılar, işi bitirmek için saldırgan oynamaya başladı. Bir şut da çizgi üzerinden çıkartılınca konuk takım da ‘gol atsalar da rahatlasak’ çekingenliği ile beklemeye başladı. Bu beklenti çok sürmedi. Weghorst, yeni formasıyla ilk golünü attı.

Golden sonra orta sahaya kadar çekildi siyah beyazlılar. En uçta Weghorst’un tek başına yaptığı geniş alan baskısı dışında topu orta sahada bekledi Beşiktaş. Yakaladığı toplarla da çoklukla soldan Nkoudou’nun sürüklediği ataklarla tehlike yarattı. Savunmadan Nkoudou ile başlayan Rosier ve Salih ile şekillendikten sonra yine Nkoudou ile gole dönüşen pozisyon ‘hızlı hücum nasıl yapılır?’ ya da ‘üç pasta gol’ dersiydi.

İkinci yarıya sakin başladı Beşiktaş. İlk yarıda ürettiği pozisyonlarla güvenini kırdığı Fatih Karagümrük’ün üzerine sakin sakin gitti. Duran toplardaki üstünlüğü ile erken bir de gol bulunca iyice rahatladı.

Bu rahatlık konuk takımın kullandığı korner golüne dönüşünce akıllara üç farktan geri dönen Alanyaspor maçı geldi. Ancak, bu kez takım taraftarla 12 kişiydi. Salih Uçan’ın yönetiminde oyunu kanatlara açarak, son dakikaları sıkıntılı da olsa maçı istediği gibi bitirdi.