Yıldıray Çiçek / TÜRKGÜN Türk devleti özellikle 2016 yılından itibaren çok düzenli, intizamlı ve kararlı bir şekilde Irak ve Suriye’de terör örgütlerine yönelik sınır ötesi operasyonlar gerçekleştiriyor. Bu operasyonlar Türkiye sınırları içinde de il il devam ediyor. Terör örgütü PKK tarihinde en çok darbe aldığı bir dönemi yaşıyor. Son 6 yılda 37 bine yakın teröristin öldürülmesi, bu öldürülenlerin içinde 100’e yakınının PKK’nın üst düzey yöneticisi olması terörle mücadeledeki kararlılığın ve başarının ispatıdır. Bu kararlılık ve başarı devam ederken, geçtiğimiz günün gecesi Türk Ordusu’nun Irak ve Suriye üzerindeki terör örgütü PKK’nın kamplarını bombardımana tutması ve bunun karşısında terör örgütü PKK’nın, YPG’nin ve siyasi uzantısı HDP’nin Batı’ya adeta “Bizi kurtarın” diye yalvarması operasyonun genişliğini göstermeye yetmektedir. Milli Savunma Bakanlığı’nın sınır ötesi operasyon başladığında “Hesap zamanı! Alçaklardan hain saldırıların hesabı soruluyor!” paylaşımını yapması, bu operasyonun köklü temizlik için bir adım olduğunu açıkça göstermektedir. Irak ve Suriye’deki PKK kamplarına yönelik bu operasyonun bir önemi de ABD’nin operasyondan bir gün önce “ABD’nin Erbil Başkonsolosluğu, Türkiye’nin önümüzdeki günlerde Suriye’nin kuzeyi ve Irak’ın kuzeyinde askeri harekat düzenleyebileceğine dair açık kaynaklı güvenilir haberleri takip ediyor. ABD hükümeti, ABD vatandaşlarına bu bölgelerden uzak durmalarını şiddetle tavsiye etmeye devam ediyor.” Uyarısında bulunması olmuştur. Aslında bu uyarı aynı zamanda terör örgütü PKK/ YPG’ye önceden “Önlem alın” sireni olmuştur. Türk Ordusu’nun Irak ve Suriye’de PKK/YPG’ye yönelik operasyon başlattığı gün YPG’li teröristlerin mezuniyet törenine ABD Özel Kuvvetler Komutanı Jeff Dennis katılarak Kürtçe konuşma yapması ve Kürtçe konuşmasında “Günaydın yoldaşlar” demesi de Türk Ordusu’nun sadece terör örgütü PKK/ YPG ile değil, sahibi ABD ile de mücadele ettiğinin bir kez daha delili olmuştur. Türkiye’nin mücadele ettiği terör örgütü PKK/YPG’ye verilen tonlarca silah yardımının ABD’nin eliyle gerçekleşmesi zaten karşımızdaki düşmanın sahibini göstermişti. İstanbul’daki terör saldırısını sulandırmak ve Türk devletini töhmet altında bırakmak için terörist Demirtaş’ın “New York yazılı tişört geçirilip fotoğraf çektirilen kişi gerçekte kim?” sorusunu sorma alçaklığına, ABD’nin PKK/YPG ilişkisi üzerinden bakarsanız her şey ne kadar net görülmektedir değil mi? PKK/YPG/ PYD’yi hangi devlet, hangi güç beslerse beslesin Türk devleti “Bir gece ansızın gelebiliriz” sözünü dosta-düşmana bir kez öğretmiş ve meşru müdafaa hakkını her yönüyle hayata geçirmiştir. Çözüm süreci geveleyenlere, Irak ve Suriye’deki PKK kamplarının bombalanması en iyi cevap olmuştur. Doğu ve Güneydoğu bölgesi çözüm süreci değil, terörden arındırılarak, huzura, refaha kavuşturulmayı bekliyor. Türk devleti ve hükümetinin Doğu ve Güneydoğu’da yakaladığı atmosferde zaten bu yöndedir. Terörün gölgesindeki şehirlerde, şimdi on binlerin, yüzbinlerin katılımıyla festivaller yapılmaktadır. Bu bile gelinen noktanın düzeyini göstermektedir. Türk devleti ve hükümeti, Kürt kökenli vatandaşlarımıza kanlı kene gibi yapışan terör örgütü PKK’dan kurtarmaya kararlı görünmektedir. Terör koridorlarını paramparça etmesi bu kararlığının ispatıdır. Vur Mehmedim vur alçaklara…