12 Şubat’ta Narko Kemal’in batakhanesinde bahisler açıldı.

Masaya oturduklarında hepsinin elinde birbirine karşı kullanacakları sağlam birer kozları vardı. 6 kişi oturdukları masada bir de Yancıları vardı. 6 kişinin her biri kendinden, Yancı ise hepsinde taraftı. Hangisi kazanırsa kazansın masayı asıl koparan Yancı olacaktı.

***

27 Mart’ta Selamsız Ali’nin malikânesinde toplandılar. Selamsız, ilk oyunda açılan eli gördü.

Masadan kaybetmeden kalkması ittifakın ekonomi yönetimini kendi partisinin almasına bağlıydı. Partilerin oy oranına bakılmaksızın hepsinin masada eşit temsil edilmesini istiyordu. Elini bu kadar yükseltebileceğini masadaki hiç kimse tahmin etmemişti ama Selamsız Ali turpun büyüğünü heybede saklıyordu. Yancı ise bir taraftan göz ucuyla masayı süzerken diğer taraftan da çift kaşarlı tostunu götürüyordu.

***

Şans oyunu müdavimleri 24 Nisan’da üçüncü oyunu açmak için Mermerci’nin viranesinde bir araya geldi. Mermerci, herkesin gördüğü eli artırarak oyuna girdi.

Masanın eli en düşük oyuncusu olduğu her halinden anlaşılıyordu ama o da kozunu Narko Kemal’in arkasında durarak oynamaya karar verdi. Kimsenin beklemediği bir anda, “AK Parti artıklarıyla olmaz, Kılıçdaroğlu’nun yanındayım” diyerek tüm bahisleri yükseltti. Kaybederse zaten kaybetmiş biri olarak yoluna devam edecek ama kazanırsa da büyümesinin yolu açılacaktı. Yancının keyfine diyecek yoktu.

***

29 Mayıs’ta açılan dördüncü oyunun ev sahibi Serok Ahmet’ti. Artırılan eli gördü ve restini çekti.

Her koyunun kendi bacağında asılacağını, herkesin ayrı baş çekebileceğinden bahsetmeye başlamıştı. Masayı çatırdatan bu restin sonu pek hayra alamet değildi. En küçük bile yeri geldiğinde en büyükten daha büyük olabiliyordu. Sinirler gerilmiş, kaşlar çatılmış, ortalık toz duman olmuştu. Yancı araya girip herkese ıhlamur söylemese kan gövdeyi götürecekti.   

***

3 Temmuz’da beşinci oyunu açmak için toplandılar. Zurnanın zırt dediği oyun Madam’ın lokalinde başladı.

Elindeki tüm kozunu “ben aday değilim” diyerek kaybetmesine rağmen yaptığı blöflerle durumu idare etmeye çalışıyordu. Açılan her eli görüyor, “ben yokum” dediği her oyundan sonra “ben yoksam her şey eksik” diyerek blöf yapıyordu. Masanın en kallavisi hatta poker suratlısıydı. Elinde hiç bir şey olmamasına rağmen kahkahalara gömülüyor, oyundan çaldığı belli olmasın diye de suratı sirke satıyordu. Sağ yanına koyduğu matruşkalar herkesin dikkatini çekiyor, her oyundan sonra birini çıkarıp sol tarafına iliştiriyordu. İçinden çıkan yüzlerin bir özelliği yoktu ama masanın dikkatini dağıtmak için güzel bir plandı. Oyunun uzayacağını gören Yancı hemen serpme kahvaltı siparişi verdi.

***

21 Ağustos’ta altıncısı olan son oyun için masanın en mülayiminin kapısı çalındı. Kapıyı elinde sebze dolu bir sepetle Comandante Temel açtı.

Bostana girdiğini zanneden şaşkın şanslılar diğer elindeki zarları görünce rahatladılar. Yakasına iliştirdiği Gül’ün ona şans getirdiği söylenirdi ama hep kaybeden tarafta olmasını da masanın bir cilvesi olarak görürdü. Onun masasında koz olmaz, zar tutulmazdı. Her sallayışından sonra “Bayburtlu değil Barbutluyum” diye espri yapar, buna da Yancıdan başka kimse gülmezdi. Zaten şansı da hiç gül’medi…

***

İlk tur oyunları sonlanmasına rağmen masadan Yancı hariç hepsi eli boş kalktı. Herkes onu yanında görmek ister, bunun için de yediğine içtiğine kimse karışmaz, hesabı açık tutulurdu. İsterse paket bile yaptırır dağı, taşı, mağara oyuklarını beslerdi. Şans oyunlarının müptelası olan oyuncular ikinci tur oyunlarına başlamaya karar verdi…

***

2 Ekim’de ikinci tur ilk oyunu Narko Kemal’in ev sahipliğinde başladı. Bu sefer yeşil masanın yerini Rulet almış, sayı ve toplar fink atmaya başlamıştı. ABD ziyareti Narko Kemal’e yaramış, kaybolduğu 8 saatte Las Vegas’a da uğramıştı.

Amerika’dan getirdiği bu özel masa herkesin keyfini kaçırmaya yetmiş, çark döndükçe ortam ısınmıştı. Narko Kemal hangi renk ve sayıyı söylerse o kazanıyordu. Her şey önceden ayarlanmış gibiydi… Yancı bile şaşkınlığını gizleyememiş, hamburgeri boğazına düğümlenmişti.

***

İkinci tur ikinci oyunu için Selamsız Ali 14 Kasım’da hiç denemedikleri bir oyun ile kurdu masayı. Kimse çamura yatamaz, zar tutamaz, blöf yapamazdı. Kendisi “bingo” diyordu ama oynadıkları oyun tombala’ydı…

Hepsinin eline üzerinde numaraların yazılı olduğu bir parça kâğıt tutuşturdu. Kâğıttaki numaralara denk gelecek jetonların yer aldığı bez torbayı da Yancının eline verdi. Oyunun kaderi artık tamamen Yancının elindeydi… 

***

MHP Lideri Devlet Bahçeli 25 Eylül’de Kayseri’de yaptığı mitingde 6+1 formatındaki masayı “Kumar Masası” olarak tanımlamış ve oyuncuları suçüstü yakalamıştı.

Yalan mı?

Adaylarını bile yazı tura atarak belirleyecek noktada değiller mi?