Tereddütlerimiz vardı, eksik çoktu. Ayağının tozuyla maça çıkanlar, kadroya girenler vardı, Fenerbahçe’de. Rakip de kapalı kutuydu. Ama Jesus’un sahaya yansıttığı baskılı futbol, tereddütlerimizi ortadan kaldırdı. Dinamo Kiev maçının aksine golleri arka arkaya buldu. Çok mu pozisyona girdi sarı lacivertli takım, hayır. Mücadele etti, iştahlı bir oyun ortaya koydu. Rakibin ağır defansı karşısında Emre Mor, Lincoln, Rossi ve Osayi gibi ayaklarını iyi kullanan futbolcularla etkili oldu. Tabi bir de Zajc’ı da unutmamak gerek. Daha önce Jesus şans vermemesine rağmen geçen sezon bıraktığı yerden devam etti. Tam bir takım oyuncusu, koşmadığı yer yok. Ve Emre Mor. Volkan hocanın söylediği kadar kendisini geliştirmiş. Topu her ayağına aldığında tehlikeli oldu, rakip defansı yıprattı. Bir gol attı, bir gole de sebep oldu. Fenerbahçe’de ne genç kaleci Ertuğrul sırıttı, ne de Henrique. İkisi de güven verdi.

Jesus yeni bir anlayış getirmiş Fener defansına. Çoğunlukla 3’lü savunma yapıyor, sarı lacivertli takım. Rakip ataklarında ise 5’li savunmaya dönüyor. Yani Arao iki stoperin hep arasında. Bir organizatör gibi atakları hep o başlatıyor. Fenerbahçe’nin en büyük eksiği merkez santrafor. Eğer elinizde Osayi, Emre Mor, Rossi, Bruma, Lincoln ve Ferdi gibi etkili kanat oyuncuları varsa, bir merkez hücumcunuz olmalı. Eğer alınmayacaksa, Serdar Dursun mutlaka o mevkide değerlendirilmeli.

Slovacko 10 kişi kaldıktan sonra oyun tamamen Fenerbahçe’nin kontrolüne geçti. Emre Mor ile birlikte dünkü maçın yıldızı olan Lincoln yine sol ayağını konuşturdu ve mükemmel bir gole daha imza attı. Bu skor tur için Fenerbahçe’ye yeter de artar bile. Yeter ki, bu iştahlı, arzulu oyun devam etsin. Zaten elinde geniş bir oyuncu topluluğu olan Jesus da gevşemeye izin vermeyecek gibi.