Fenerbahçe, peş peşe yedinci galibiyetini almak için çıktığı maçta, golü erken buldu. Eski maçlarından farklı olarak baskıyla başlamamıştı üstelik, sarı lacivertliler. Sahasında ligin en başarılı takımlarından biriyken, deplasmanda aynı başarıdan uzak kalan Gaziantep FK, kaderini değiştirmek için baskılı bir oyun tarzını benimsemişti. Bu baskı ve paslaşma düzeni ev sahibinin topa sahip olup, etkili olmasını engellemiş göründü. Ancak, konuk takımın hesaba katmadığı, yetenekli ayaklara sahip Fenerbahçe’nin hızlı ayakları da vardı. Nazım’ın uzun pasına koşan geçen haftanın çilingiri Rossi, orta sahadan başlayan tek kişilik atakla cezayı kesti.

Golden sonra da topun sahibi konuk takım, pozisyonları üreten ev sahibi oldu. Topu kapmak için saldırmak yerine, alan daraltarak rakibin hata yapmasını bekleyen sarı lacivertli futbolcular, topu yakaladıkları anda da dikine paslarla bir anda rakip kaleye aktı. Şut da attı, orta da yaptı. Fenerbahçe ikinci yarıda orta sahaya biraz daha yakın kurdu, savunma hattını. Oralardaki kalabalıkta Crespo’nun aralardan derelerden kaptığı topları aradı, kuşkusuz. Yerine oynayan Gustavo, top kapma işinde yoksa da gelen topları yönlendirmekte beceriliydi.

Penaltı kaçıran Serdar Dursun’un attığı gol, hemen ardından konuğun Sagal ile bulduğu gol heyecanı farklılaştırdı.

Sonrasında, tribünlerin çağrısıyla oyuna dahil olan Arda… O ana kadar çok oralarda görünmeyen Zajc’ın attığı golle Fenerbahçe, taraftarına hem duygu hem de sonuç olarak istediğini verdi.