Bir yandan koronavirüs salgını ile amansız bir mücadele veriyoruz, diğer yandan güzel ülkemizin dört bir tarafında oluşan ciddi ve yakın tehlikeleri bertaraf etmek için seferber oluyoruz. Bunlar yetmezmiş gibi, bir de içimizdeki zilletle uğraşıyoruz. MHP Grup Toplantıları neler yaşandığının ve ne yapılması gerektiğinin konuşulduğu müstesna ortamlardan oluyor. Sayın Devlet Bahçeli tespit, ikaz ve önerileri ile sadece siyaseti yönlendirmiyor, aynı zamanda Türk milletine ümit ve heyecan veriyor.

MUTLAKA KURALLARA UYMALIYIZ

Grup konuşması mübarek ramazan ayının feyz ve bereketinin Türk milletini ve insanlığı kuşatması temennisi ile başladı. “Bu mübarek ayda kendimize dönerek, sevdiklerimize daha çok yönelerek, akıp giden hayatın biraz olsun hızını keserek virüsün yayılmasını engelleyebilir, bayramı aslına uygun olarak karşılayabiliriz. İnsan ve toplum sağlığının muhafazası, ayrıca Kovid-19’la mücadelenin başarıya ulaşabilmesi için hayati nitelikli kurallara mutlaka uymalıyız” tavsiyeleri ile devam etti.

ÇOCUKTAN TERÖRİST DEVŞİREN ŞEREFSİZLER

Terörle mücadele de grup konuşmasında her zaman ilk sıraları oluşturuyor: “PKK can çekişmekte, acı içinde çırpınmakta, her yerinden dağılmaktadır. Bu kanlı ve hain şebeke, çocuklardan bile terörist devşirecek kadar alçaktır, şerefsizdir. Bunlardan birisi olan Hamza Adıyaman, Hakkâri Kırıkdağı köyündeki okulundan kaçırıldığında henüz 8 yaşındaydı. HDP’yle ittifak kuranlar aynı zamanda çocuklarımızın düşmanıdır. Terörist Demirtaş’a siyasi maksatlarla müşfik ve müspet yaklaşanlar çocuklarımızın, kadınlarımızın, güvenlik güçlerimizin, hülasa Türk milletinin karşısında oluşmuş zillet cephesidir. HDP’ye müsamaha ve merhamet analara hakaret, babalara hıyanettir. 3 Eylül 2019’dan itibaren Diyarbakır’da başlayan, ardından Van’a ve Hakkâri’ye kadar uzanan haklı eylemlerle HDP il binalarının önünde evlatlarının peşine düşen, katillerden ve iş birlikçilerden çocuklarını isteyen muhterem anaları selamlıyorum.”

VESAYETÇİ ÇEVRELER

104 emekli amiralin hazırladığı darbe bildirisi ile ilgili yaşananlar, grup konuşmasında ayrı bir başlık oluşturdu: “4 Nisan gece yarısı servis ettiği darbe bildirisini haklı çıkarmaya, makul göstermeye, ifade ve düşünce özgürlüğü kisvesiyle maskelemeye çalışanlar milli iradeye içten içe tahammülsüz olan vesayetçi çevrelerdir. Eğer bildirinin son hâli İP’in yönetiminde bulunan ve ilk imzacı olan Ergun Mengi tarafından hazırlanmışsa, bunun izahını yapması gerekenler şüphesiz bellidir ve milletimiz açıklama beklemektedir. CHP Genel Başkanı, emekli olmuş amiraller dünyanın neresinde darbe yapabilir, sorusunu pişkinlikle sorabilmiştir. Anlaşılan Kılıçdaroğlu cehaletinin ve cüretinin kurbanı olmaktan herhangi bir rahatsızlık duymamıştır.

MİLLİYETÇİLİK SENİN NE HÂLİNE

Kılıçdaroğlu’nun arkası arkasına yaptığı trajikomik açıklamalar da cevapsız kalmadı: “Kılıçdaroğlu’nun katıldığı bir televizyon programında, yoldaşı İP Başkanı’nı ters köşeye yatırıp “Ortak görüş olursa Cumhurbaşkanı adayı olurum” sözleriyle niyetini açık etmesi, bununla da kalmayarak kazanacağından şüphe duyulmaması gerektiğini söylemesi zamanlama itibarıyla üzerinde durulması gereken bir beyanattır. Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı seçimini kazanacağından bu kadar eminse, kendisine çok güveniyorsa, buyursun aday olsun, korkakça değil mertçe milletimizin huzuruna çıksın, ben de varım desin. Ondan bundan kahkaha bekleyeceğine, kararını belirlesin, cesaretle de arkasında dursun.

Kılıçdaroğlu geçen haftaki grup toplantısında milliyetçilikle ilgili kurusıkı atmış, işkembeden sallamış. Sayın Kılıçdaroğlu, çapına çaputuna, milliyetçilik senin ne hâline? Şunu aklından çıkarma ki, alçacık eşek binmeye kolaydır, yünlüce koyun yolmaya kolaydır, senin milliyetçiliğin ise yalan üstüne yalan koymaktır. Dünyaya milliyetçiliği anlatacağım diyen Kılıçdaroğlu, gel onu sen benim külahıma anlat. Kendisine tavsiyemiz, milletimize gölge etmesin, nifak saçan diline hâkim olsun, gökkuşağı renklerine bürünerek eylemine ve işine baksın, bizden de uzak kalsın.”

İP’LİKÇİ BAŞI

İP’in başı da Kılıçdaroğlu’ndan geri kalmıyor ve elbette hak ettiği cevabı da alıyor: “Bu zavallı devamlı surette bize küçük ortak diyor. Sanıyorum tedavisi imkânsız bir kompleksin içinde bocalıyor. 104 emekli amirale önce zevzek diyen, sonra yaş tahtaya bastığını anlayınca durumu kurtarmaya çalışan, arkasından da bize sataşan bu İP’likçi başı, mahalle aralarında dedikodu yapar gibi konuşmaktadır. Biz küçük ortaklıktan gocunmuyoruz. Büyüklüğün Allah’a mahsus olduğu inancındayız. Kaldı ki, milletvekili sayımızın 48 olduğunun da bilincindeyiz. Küçük diye hafife aldığı partimizi, FETÖ kumandasıyla ele geçirme oyunlarını da unutmuş değiliz. Biz küçük olmasına küçüğüz, ancak Rabbim hiçbir partiyi zilletin küsuratı yapmasın, böylesi bir alçalmayı hiç kimseye nasip etmesin.”

TÜRK KONSEYİ AHLAT’TA TOPLANSIN

Sayın Bahçeli’nin grup konuşmasının ayrıntıları haber sayfalarımızda mevcuttur. Biz, Türk dünyası bölümüyle bitirelim: “Türk dili konuşan ülkeler arasındaki çok taraflı iş birliğinin genişletilmesini esas alan Türk Konseyi bize göre muazzam bir gelişmedir. Bugüne kadar düzenlenen zirve toplantılarında Türk milletinin birlik ruhu cihana gösterilmiştir. Önümüzdeki dönemde Türk Konseyi’nin Ahlat’ta yapılan Cumhurbaşkanlığı Köşkü’nde toplanması en büyük arzumuzdur.