Her maçtan sonra tüm spor programlarında hakem kararları sınırsız ve seviyesiz bir şekilde tartışılıyor. Ve spor programlarının neredeyse tamamı bununla geçiyor. Spor programlarında artık futbol yorumlanmıyor, programlar hakem kararlarını tartışma programı oldu. Bir ayağa hafifçe basma pozisyonu ile neredeyse yarım saat geçiyor. Maçları hakem kararı üzerinden okuma alışkanlığından vazgeçmemiz gerekir. İleri futbol ülkelerin de hakem hataları olmuyor mu? Çok çok daha fazlası oluyor, şampiyonlar liginde olanları bizim programlara koysalar tartışmalar günler sürer. Hakem hataları tabii ki olmamalı, hakem kararlarında standart olmalı, ideal budur. Hakemlik Kurumu’nun şu dönemde iyi yönetilmemesinden kaynaklanan sorunlar fazladır. Ama bizdeki spor programları ve yorumcular yaratılmaya çalışılan kaos’un en büyük tetikçileri oluyorlar.

Bir yorumcu 30 yıl önceki kurala göre göre yorum yapıyor, İşine gelmeyince “Yemişim kural kitabını” diyebiliyor. Bir diğeri hakemin gösterdiği sarı kart için “VAR müdahale etmeli, sarı kart iptal edilmeliydi” diyerek kamuoyunu yanlış yönlendiriyor. Üçüncüsü de oyun kurallarının yorumlanmasında ülkemizdeki tek yetkili olan Merkez Hakem Kurulu’nun seminerde hakemlere yaptığı yorumların yanlış olduğunu iddia edip ofsayt kuralını, fauller ve fena hareketleri kapsayan 12. kuraldaki metinlerle yorumlamaya kalkıyor. Kısacası her yorumcu kafasına göre takılıyor.

MHK şeffaf olsa, kamuoyuna zamanında bilgilendirmeler yapsa, kanallarda yorumcu kalmaz.

Valencia-Bakasetas pozisyonu için herkesin bir yorumu var, hakemler de sahada kendi yorumlarına göre karar verdiler. Peki hakemler hatalı mıydı? Haklımıydı? MHK’dan yine çıt yok. Ama bugün başlayacak 28. hafta VAR hakem görevlendirmeleri ve kurulun görevlendirmede ki tavrı, hakemlerin haklı olup olmadıklarını gösterecek.