Milli  takımımızın Hollanda ve Norveç galibiyetleri milletimize büyük moral oldu. Covid’deki vaka sayıları, dövizdeki dalgalanmalar, gündemden düştü. 2002’de Şenol Hocanın, 2008’de de Fatih Hoca’nın yaşattığı başarıları çok özlemişiz. Bu akşam Letonya’yı da geçerek, 2022 Katar biletini neredeyse kesinleştirebiliriz. Her ne kadar geçmişte Letonya ile iyi anılarımız olmasa da, bugünkü takımımız bu makus talihi kesin değiştirecektir. Haydi, “BİZİM ÇOCUKLAR” ayağınıza taş değmesin, top değsin, vurduğunuz gol olsun, galibiyet bizim olsun, kolay gelsin, rast gelsin.

DIŞARIDA FARKLI DEĞİL

Milli takımımızın başarıları göz kamaştırırken, hakemlerimiz de uluslararası arenada göğsümüzü kabartıyor. Geçen hafta Cüneyt Çakır, Ali Palabıyık ve Halil Umut Meler gösterdikleri yönetimlerle alkış topladılar. Bazı yorumcular “Cüneyt Çakır içerde başka, dışarıda başka yönetiyor” cümlesiyle hakemlerimizin yurtdışı başarılarına gölge düşürmeye kalkıyorlar. Cüneyt Çakır ve diğer hakemlerimiz, aslında içeride de, dışarıda da aynı yönetimi sergiliyor. Dışarıda “Hakemi nasıl aldatırım” diye düşünenlerin maçını yönetmiyor. “Hakemi nasıl baskı altına alırım” diye düşünenlerin maçını yönetmiyor. Futbolu, futbol olarak düşünüp oynayanların maçını yönetiyor. Kısacası hakemlerimiz “Dışarıda farklı yönetmiyor, futbolu farklı oynayanların maçını yönetiyor”

KÖSTEBEKLER HEP VAR

Merkez Hakem Kurulu lige verilen aradan faydalanarak hakemlerimizi seminere aldı. Riva klasiğinden çıkıldı, seminer Antalya’da yapıldı. Hakemlerin moral ve motivasyonlarını yükseltmek ve zihinsel farkındalıklarının arttırılması öncelikli hedefti. Seminerde tabii ki pozisyon analizleri de yapıldı. Buraya kadar her şey çok güzel, hiçbir sıkıntı yok. Ancak hakem camiasında olup biten herşeyden anında haber alan, sevgili Ömer Faruk Ünal bu semineri de atlamadı. Sanki semineri bizzat izlemiş gibi, Serdar Tatlı’nın hakemlere yaptığı tüm eleştirileri, konuşması esnasındaki tarz ve üslubu da dahil olmak üzere gazetesinde ve televizyonda paylaştı. Seminerlerden haber alan, sadece Ömer Faruk değil. Bazı spikerler ve televizyon yorumcularının köstebekleri de anında tüm sızdırmaları yapıyorlar. Üstelik bazı yorumcuların birkaç köstebeği var. Camianın her dönemde bu tür köstebekleri olmuştur. Ancak bu kadar detaylı bir şekilde haber sızması pek olmuyordu. Üzücü olan şu ki, bir anlamda aile içi konuşması diyebileceğimiz, tüm detayların dışarı aktarılması, hakemlerin Serdar Tatlı’ya olan güven ve saygılarının kalmadığının net göstergesidir.