Akaryakıt zammından sonra patlak veren protestolar uzun süredir ekonomik sıkıntılar yaşayan İran için daha da tehlikeli bir durum almış oldu. Kısıtlamalar içinde boğulan halk, tüm bunlarla birlikte ekonomik sorunlara da itiraz etmek için sokaklara döküldü.  Artık büyük şehirlere yayılan gösterileri rejim kanla bastırmaya çalışıyor.  İnternet erişimine engel koyulduğundan, İran’dan gelen çelişkili haberler kamuoyunu daha da endişelendirmeye başladı. Çözümü internete yasak koymakta ve eylemcileri zor gücüyle dağıtmakta bulan rejimin her geçen gün şiddetin boyutunu arttırdığının haberleri gelmektedir.

İlk başlarda Arapların yaşadığı bölgelerde çıkan gösterilere Fars ve Türk şehirleri de katıldı. Güney Azerbaycan Türkleri, İran’da yaşanan olaylara sessiz kalmamayı tercih ettiler. Tebriz’de insanların kalabalık şekilde bir yere toplanmasından korkan rejim polisi  üç kişi bir arada gördüğünde tutuklamalara başvuruyor.

İran her zaman olduğu gibi bu gösterilerde de dış güçleri işaret ederek düşmanlarının oyunu olduğunu söylemektedir. Ne yazık ki bu kandırmalara Türkiye basınında da rastlamak mümkündür. Elbette ki, İran’da baş veren herhangi olumsuz bir durumda Amerika ve İsrail meraklıdır. Bu kimseye sır değildir. Kendi emperyalist politikaları gereği birbirilerine olan düşmanlık siyasetini de başarılı bir şekilde kullanmaktalar. Artık bu gerçeği anlamamız lazım; zalim ve diktatör rejimin pençesinde can çekişen halkların itirazını hep Amerika ve Batı'ya bağlamak da zalimin yanında durmaktan başka bir şey değildir. Bu gibi şeylerden en çok Güney Azerbaycan’da çıkan gösteriler nasibini almıştır.  Türkler kendi ana dillerinde eğitim almak istediğinde, hakarete karşı sokaklara döküldüğünde bazı İran ‘uzmanları’ Amerika’nın oyunu yaftasını yapıştırmakla Güney Azerbaycan’da yükselen hak sesini boğanların yanında saf tuttular.

Bölgede Amerika ve diğer ülkelerin merak ve çıkarları olması kaçınılmazdır. Halkı yasaklarla doyurarak çıkan bir patlamada bu güçlerin de çıkarının olduğunun farkındayız.

İran’da yapılan protestoların arkasında genelde ekonomik sıkıntılar yatmaktadır. Lakin bu her daim geçerli değildir. Özellikle Güney Azerbaycan için. Çünkü Türklerin yaşadığı bölgelerde gösterilerin sebebi daha çok milli kimlik ve dil kavgasıdır. Nitekim ekonomi berbat olduğu için patlak veren gösteriler ilk değildir. Benzer olay 2017’de yumurtaya yapılan zamlar nedeniyle geçim sorunlarını dile getirmek için sokaklara çıkan halk bu defa akaryakıta yapılan zamlardan dolayı sokakları ateşe vermektedir.  Ayrıca işsizlik oranın çok yüksek olması da gösterilerin geniş çapta yayılmasına neden oldu. Artan gösterilerin üzerine bazı merak gruplarının ve Şah taraftarlarının  attığı sloganlar sebebiyle   gölge düşürülmeye çalışılsa da  gösterilerin sebebinin ekonomik sorunlar olması herkesçe malumdur. İlk defa İran çapında İran İslam Cumhuriyeti’nin kurucusu sayılan Ruhullah Humeyni’nin poster ve resimlerinin yakılması da İran rejimine halk tarafından verilen ciddi bir mesajdır. Halk aynı zamanda ekonomi sorunlarının temelini İran’ın Orta Doğu’daki yanlış ve müdahaleci  politikalarından kaynaklandığını görmektedir.   

Tutuklanmalar ve can kaybıyla ilgili resmi açıklamalar bulunmamaktadır fakat ölü sayısının üç yüzü geçtiği söylentiler arasındadır ve bu sayının her geçen gün artacağı tahmin edilmektedir. Bunların arasında onlarca Güney Azerbaycan ve Kaşkay Türkü de bulunmaktadır.

Ekonomik sorunlardan kaynaklanan halk ayaklanmasının sonucu manzara eskisi gibi de kalabilir,  değişebilir de. Bunun ne kadar süreceğini söyleyerek kâhinlik yapmak niyetinde değiliz. Bildiğimiz tek şey var, ‘zulüm ile abat olanın akıbeti berbat olur’.