1953’te Kaşkayı kışlıklarının eteğinde göçebe bir ailede dünyaya gözlerini açan Esedullah Merdani, eğitimine Türkçe, Tacikçe ve Kur’an-ı Kerim dersleri verilen mektep adında eski tarz okullarda başladı. Ortaokulu Şiraz şehrinde bitirdikten sonra “Danış Sarayı” öğretmen yetiştirme okulunda eğitimini tamamlayarak, öğretmen olup iş hayatına başlamış oldu. Yıllar boyunca İran’ın güney bölgelerinde yer alan köy ve ovalarda öğretmenlik yapan, aynı zamanda matematik diplomasını alan Merdani, üniversiteye giriş yapıp Tacik Dili ve Edebiyatı bölümünde de lisans derecesini aldı.

Dolayısıyla öğretmenlik hayatında ilkokul öğretmenliğinden lise öğretmenliğine, matematik öğretmenliğinden coğrafya öğretmenliğine, Tacik Dili ve Edebiyatı öğretmenliğinden, Türk Dili ve Edebiyatı öğretmenliğine hatta Arap Dili ve Edebiyatı’na kadar geniş bir yelpazede eğitim verdi.

Türk Dili ve Edebiyatı üzerine araştırmalarına 1985 civarında başlayan Merdani, Türkçeye ilgi duymasının sebebini şöyle açıklıyor:

“Çocukken öğretmenimden ilginç bir cümle duydum; ‘kendi yörenizin dilinden kaçınmayın çünkü dilin ve edebiyatın gücü tam olarak sizin evlerinizde dolaşan sözcüklerden geliyor!’ Duyduğum bu söz benimle ana dilimin arasındaki bağı yeniden keşfetmeme yardımcı ve tetikleyici oldu.”

Esedullah Merdani, Kaşkayı sözcüklerini toplamak için bütün Türk köylerini, yörelerini ve oymaklarını dolaştı. Seyahatlerinin sonucunda “Atalar Sözü” adındaki ilk kitabını çıkardı. Bu kitapta unutulmaya yüz tutmuş olan birçok atasözü ve deyim yer almaktaydı.

Merdani’nin 2. kitabı ise Kaşkayı Türkleri’nin “Asanak” adlandırdığı halk şiirlerinin bir araya getirildiği bir şiir kitabı idi.

Kaşkayı Türkçesi’nin yazım ve okuma kurallarını öğreten 3. kitabının adı ise “Kaşkayı Türkçesi ve Yazma Yöntemleri” oldu.

Fakat Merdani’nin önemli işlerinden biri yıllar boyunca derleyip topladığı sözcükleri bir araya getirip “Kaşkayı Sözlüğü” adında ilk sözlüğünü yayınlamasıydı. Kendisi 880 sayfadan oluşan “Kaşkayı Sözlüğü”nü Türkçe ile ilgili yaptığı 22 yıllık araştırmaları sonucunda ortaya koymuştu.

Üstadın bir sonraki eseri “Kaşkayı Türkçesi’ndeki adlar” kitabıydı.

Merdani’nin en önemli eseri ise, kendisinin de vurguladığı gibi yaklaşık 34 yıllık bir araştırmadan sonra 2019 yılında gün ışığına çıktı. 1250 sayfalık bu eserin adı, “Sözcükler Kökenlemesi’’ (Türkçe, Arapça, Farsça)idi.

Bu etimolojik sözlükte, İran coğrafyasında yaşayan dillerin Türkçe’den nasıl beslendiğini ve sözcüklerin diller arasında nasıl yolculuk yaptığını sergiledi.

70 yıllık hayatı boyunca Esedullah Merdani, hem bir dilbilimci hem bir siyasi lider olarak Kaşkayı halkının kalbinde derin izler bıraktı.

Belki de Kaşkayılar için kendisinin bıraktığı en önemli sosyopolitik miras, Türkçülük ile dilbilimi bir araya getirerek, Türkçecilik sentezini Kaşkayı halkı arasında yaygınlaştırması oldu.

Bir dilin olgunlaşma evriminde sözden yazıya geçmek en önemli aşamalardan biridir.

Nitekim onlarca dal, lehçe ve alt lehçeden oluşan Türkçeyi kelimelerden yazıya dökmek sadece bir kişi, kurum veya hatta bir devletin çabalarıyla olabilecek bir çalışma değildir. Bu ancak, toplumsal bilincin uyanması sonucu ve çok sayıda dilbilimcinin işbirliği ile gerçekleşebilecektir.

Kaşkayı Türkleri’nin “El Atası” olarak bilinen Esedullah Merdani, bu konu özelinde “Her Türk, bir dilci” ifadesine yer vererek, organik ve dinamik bir yapıya sahip olan dil olgusunun, bireysel düzlemden toplumsal düzleme taşınma özelliğini mükemmel bir biçimde açıklamıştır.

Türk’ün toplumsal bilinci gelişmediği sürece, tarihin derinliklerinden günümüze gelen sözlü bilgiler elimizden kayıp yok olmaya yüz tutacaktır. El Atası Esedullah Merdani’nin önünü kesmeye çalıştığı mesele de tam olarak budur. Bütün çalışma hayatını boydan boya, obadan obaya ve yayladan yaylaya İran coğrafyasında yaşayan Türk topluluklarını araştırmaya sarf ederek belki de Kaşkayılar arasında bir daha eşi benzeri bulunamayacak kapsamlı ve geniş çaplı bir çalışma gerçekleştirmiş oldu. Yaylaların derinliğinde, derelerin kenarında, ovaların serin eteklerinde dolaşan Türk Kültürü’nü dillerden ve gönüllerden soruşturarak en uygun şekilde yazı kalıbına döktü. Atasözleri ve bulmacaları, halk oyunları ve masalları, asanaklar ve deyimleri birer birer derleyerek Kaşkayı ve Türk Dünyası Edebiyatı’na kazandırdı.

Dil, kültür ve hatta siyasi yaşamı açısından Kaşkayıların tarihini El Atası’ndan önce ve El Atası’ndan sonra şeklinde sınıflandıracak olursak pek yanılmış olmayacağız. El Atası Merdani, Kaşkay Türkçülüğü’nü Türk Dili üzerinde sağlam temellere oturtarak, Kaşkay Türklüğü’ne kültürel bir koruma kalkanı oluşturdu. Böylece Türkçecilik, Kaşkayı gençlerinin arasında Türkçülüğün mihver taşı olarak kabul edildi.

İran rejimi tarafından sayısız baskı ve tacizlere maruz bırakılan Esedullah Merdani’nin Türk Dili ve Türkçülüğe yapmış olduğu katkılar, Kaşkayı Türkleri’nin tarihsel süreç içerisinde kültürel dokularını koruma mücadelelerine kılavuzluk edecektir.

22 Ekim 2022 tarihinde 70 yaşında hayata gözlerini yuman Esedullah Merdani’ye cenaze töreninde “Türk yaşa, azad yaşa” “Yolumuz Türkçeciliktir!” pankartlarıyla veda edilmiştir.

Türklük davasına gönül vermiş bu Turan bilgini, Türkçenin bir gün bütün Dünya’da yaygın olarak konuşulacağına inanıyor ve haykırıyordu:

“Türklük yükseklerden coşan bir sel gibidir; geldiğinde dostu da düşmanı da içine alacaktır!” -

El Atası Esedullah Merdani

Ruhu Şad Olsun.