MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli, salı günü “Kılıçdaroğlu’nun akli ve zihni melekeleri iyice laçkalaşmıştır. Sıkıştıkça denge ve kontrolünü kaybetmektedir. İleri derecede su kaynatmaktadır” diye seslenmişti. Kemal Kılıçdaroğlu her konuda olduğu gibi patates-soğan konusunda da bu sözlerin muhatabı olmanın gereğini yere getirmiştir.

           Biliyorsunuz, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatlarıyla TMO tarafından çiftçiden alınan patates ve soğanların, ihtiyaç sahiplerine ücretsiz dağıtılması kararı alınmıştı. Pandemi döneminde sıkıntı yaşayan çiftçilerimize maddi bir destek ve ihtiyaç sahiplerine bir nebze de olsa sosyal bir yardım olmuştur.

           Ama Kemal Kılıçdaroğlu her konuda olduğu gibi bu konuda da dediğini unutan, bir dediği diğeriyle tutmayan, ikiyüzlü politikasını göstermiştir.

           9 Şubat tarihinde partisinin grup toplantısında “Sen patates üreticilerine, soğan üreticilerine para verip o ürünü aldın, fakir fukaraya dağıttın diye biz karşı mı çıktık” diyordu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatı üzerinde patates ve soğan üreticilerinin elinde kalan mahsullerinin alınıp ihtiyaç sahiplerine dağıtılması talimatının ardından ise bu kez de 13 Nisan tarihinde yaptığı grup toplantısında “Vatandaşa soğan dağıtıyor şimdi patates dağıtıyor. Şu akla bakın, şu mantığa bakın” sözleriyle tam aksini söyledi. Bu örnek bile ileri derecede su kaynatma, denge ve kontrol kaybı, akli ve zihni melekelerinde laçkalaşma hâli değil de nedir?

           Daha önce de Türkiye’nin Akdeniz-Libya duruşu için “Doğu Akdeniz’de zengin petrol var. Doğal gaz yatakları var. Amerika orada, Yunanistan orada, Kıbrıs Rum Yönetimi orada, Mısır orada, Katar orada, hepsi orada. Bir tek devlet yok, Türkiye. Niye yok? Akdeniz’in yer altı zenginliklerinden yararlanmak için ‘Armut piş, ağzıma düş’ politikasının bir işe yaramayacağı ortada” demişti. Türkiye bölgede kazanımlar elde etmeye ve Libya’da ağırlığını hissettirmeye başlayınca bu sefer “Libya’da ne işimiz var?” demeye başladı.

           “YPG terör örgütü değil, vatanını koruyan oluşum”, “YPG bize saldırmaz” dediği hâlde çıkıp terör örgütü YPG’nin şehit ettiği askerlerimiz için başsağlığı mesajı yayınlayacak kadar pervasız, şuursuz bir hâldedir.

           Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu tutarsız, garabet politikaları hakkında o kadar çok örneğimiz var ki, böyle birinin başındaki parti Türkiye’de “ana muhalefet” diye anılıyor.

           Hatırlayın, Kemal Kılıçdaroğlu önderliğindeki muhalefet 2019 yılında patates, soğan, patlıcan, biber üzerinden neredeyse kitleleri sokaklara dökmeye ve sosyal kaos çıkarmaya çalışmıştı. Hükümet şimdi patates, soğan konusunda ihtiyacı olan insanlarımıza alicenaplık yapıyor. Ama aynı Kemal Kılıçdaroğlu bu sefer de kalkıp ücretsiz soğan, patates dağıtmayı küçümsemeye çalışıyor.

           Kemal Kılıçdaroğlu halkın sağlığını, ekonomik sıkıntılarını, terör mağduriyetini hep iktidar değiştirme uğruna istismar etmektedir. Her mesele tutarsız, her meseleyi siyasi tezgâh unsuru yapmaya çalışmaktadır.

           Kemal Kılıçdaroğlu öncülüğündeki CHP ve yancıları, hiçbir milli konuda, hiçbir ekonomik meselede milletin yanında değildir. Her olaya “nasıl istismar malzemesi yapabilirim?”, “milleti hükümete karşı nasıl kışkırtırım?” gözüyle bakmaktadır.

           2019 yılında tüm muhalefet omurgasını soğan, patates fiyatları üzerine inşa eden Kemal Kılıçdaroğlu’nun soğan ve patatesin çiftçiden satın alınıp, ihtiyaç sahiplerine ücretsiz verilmesiyle ilgili ortaya koyduğu çark, geçmişteki istismarının açık delilidir.

           O tarihlerde soğan, patates fiyatları Türkiye’de gündem olmuştu. CHP ve kuyrukları her türlü ihanet projesinde birleşip soğan ve patates üzerinden istismara başlayınca MHP Lideri Devlet Bahçeli “’Ya istiklal ya ölüm’ diyerek kurduğumuz Cumhuriyeti ‘Ya patates, ya soğan’ diyerek tartışmaya açtırmayız” tepkisini göstermişti.

           LGBT’lerin aile hayatını bozmadığını ifade ettiği için CHP Genel Merkezi önünde açıklama yapan LGBT’ler tarafından “LGBT ailesinin fahri üyesi” yapılan Kemal Kılıçdaroğlu’nun siyaseti bırakıp fahri üye yapıldığı derneklere katkı sağlayan etkinliklerde bulunması en doğru tercihi olacaktır. Soğan, patates eksenli siyaset işlerinin ona göre olmadığı artık çok net ortadadır. Mesela buralarda komedyenlik yapabilir.

           Mesela Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Kahvehaneler açık, güzel ama kâğıt oynamak yasak. Vatandaş kahveye niye gitsin o zaman. Oysa önlem alabilirsiniz, dersiniz ki ‘her oyunda sıfır, yeni kâğıt açacaksınız.’ Bitti bu kadar basit. Ama bu düşünülmüyor, akıllarına bile gelmiyor” ve “Uyuşturucu ticareti yapan adamdan vergi alacaksın, organ ticareti yapan adamdan vergi alacaksın, kara parayla devleti dolandıranlardan vergi alacaksın” şeklindeki dâhiyane teklifleri tüm Türkiye’yi gülmekten kırıp geçirmedi mi?

           Çarkları, mizahları, çelişkileri, inkârları Kemal Kılıçdaroğlu’nu Türk siyasetinde renkli kişilik yapıyor da, onun HD(P)KK ilişkileri onu ne yapar onu da Türk milletine bırakıyoruz.

           Patates, soğan konusundaki çarkından sonra onun peşinden gidenlerin aklını sorgulamak lazımdır. Aklı olan, yanında durmaya devam eder mi?

Hakan Türkmen’in şarkısındaki sözler nasıldı?

“Sendeki kafayı taksak kuşa

Paraşüt takmadan geçmez uçuşa,

Evlat olsan inan bana

Baba deme diye gelmem eve barka…”