Bir hafta önce 50 bin taraftarının önünde Giresunspor’a yenilen Galatasaray, yüzde 30 deplasman kontenjanı ile ortalama kapa- siteli bir stat dolusu taraftarının önünde oynadı, Ümraniyespor ile. Ligin yenisi, Fenerbahçe maçında yaptığı uyarıyı yinelemeye çalıştı. Pozisyonlar üretti. Topu rakip ceza alanına tehlikeli ortalarla indirdi. Gol atamadı ancak, önde baskısıyla rakibini de kilitledi.

Galatasaray’da dikkat çeken savunmada yapılan pas hataları, öne taşınamayan top, rakip alanda doğru pas tercihlerinin olmayışı. Cılız bir iki şuttaki yanlış seçimlerle kaçan olası pozisyonlar. Orta saha ile forvet arasındaki geçiş görevindeki Emre’nin yetersiz kalışı. Yunus’un “Atayım da yırtayım” telaşının getirdiği bencilliği...

Piyasa değeri tek başına neredeyse üç Ümraniyespor eden Torriera’nın, topu ayağına aldığında sürekli arkadaşlarına el kol işareti yapması... Ya yaklaşmaları ya uzaklaşmaları için. Yani bir çeşit oyun içi eğitimi.

İkinci yarı yine pas hatası yaptı sarı kırmızılılar. Savunmadan çok bir an önce skor bulmayı düşündü. Mertens’in Emre’nin yerine girmesi, Kerem ve Yunus’un biraz daha forvete itilmesi etki yarattı.

Pozisyonlar üretti. Kaleci Serkan’ı aşmakta zorlandı. Kalesinde ani atak tehlikesi yaşadı. Ve sonuçta oyunuyla değil, oyuncu kalitesiyle kazandı Galatasaray. Ancak bir gerçek var ki, hala oyuncu isteyen Okan Buruk, bir oyun düzeni oluşturamazsa, ligin sonu her türlü zor gelir.