THY Avrupa Ligi tarihinin en tuhaf finalini seyrettik. Skor düşük, tempo düşük. Oyunun en kritik anların da bile koçların mola kullanmadığına tanık olduk. ,

Düşük tempo Real Madrid’in işine geliyordu. Pablo Laso maça uzun bir beşle başladı. Tavares’in pota altındaki dominanat oyun bizi bir hayli zorladı. Maçı yine uzun süre Micic ve Larkin ile götürmeye çalıştık. Larkin az sayı atmasına rağmen hep oyunun içindeydi. Takımın en çok ribaund alan ismiydi. Çok yoruldu ama hiç yıldız kaprisi yapmadı. Micic de benzer şeyleri yaşadı ama gerektiği anda direksiyona geçti. Rakibin hücum ribauntlarındaki ezici üstünlüğü Anadolu Efes’in canını en çok yakan noktaydı.

Maç boyu üçüncü skor opsiyonun aradık. Pleiss özellikle ikinci yarının sonlarında muhteşem bir oyunla aranan kan oldu. Bryant’ın ve Singelton’ın küçük ama kritik katkıları rotasyonu iyice daraltan ekibimize üst üste ikinci şampiyonluğu getirdi.

Sahadaki mücadeleye iki koç da satranç oynar gibi hamlelerle müdahela etti. Bir ara hentbol maçı izliyoruz sandık. Ergin Ataman tercihleriyle oyunun gidişatına damga vurdu ve niye büyük koç olduğunu gösterdi. Anadolu Efes bütün dezavantajlara eksiklere rağmen şampiyon gibi oynadı, hedefine ulaştı, tarih yazdı. Türk Basketbolu da bir sezonda üç final iki şampiyonlukla bir ilki yaşadı.