Avrupa Birliği’nde vize serbestisi için yerine getirilmesi gereken 72 kriterden 66’sını gerçekleştiren Türkiye, Meclis’in 1 Ekim’de açılmasıyla birlikte yeni bir atılım başlatacak. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın son altı kriterle ilgili çalışmaların hızlandırılmasına dair verdiği talimatla birlikte, dosyalar müzakere edilebilecek düzeye geldi.
 

9 Mayıs’ta Beştepe’de Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın başkanlığında toplanan Reform Eylem Grubu Toplantısı’nda “Vize muafiyeti sürecinde 72 kriterden yerine getirilmesi gereken altı kriterle ilgili adımların atılması” talimatını verilmesinin ardından, konuyla ilgili teknokratların bu ölçütleri ilgilendiren dosyaların çalışmalarına hızlandırdığı ve dosyaların büyük bölümünü teknik olarak AB ile pozitif yönde müzakere edilebilecek düzeye getirdiği aktarıldı. Vize muafiyeti için Ankara’nın son altı kriterle ilgili durumu kısaca şöyle:

1- Terörle mücadele mevzuatı: Eylemlerde yüz kapatıcı maske kullananların terörle mücadele çerçevesinde değerlendirilip değerlendirilmeyeceği, ifade özgürlüğü gibi hassas ve sıkıntılı konularda her iki tarafın da gerekli esnekliği gösterecek seviyeye gelmesi bekleniyor. Bununla birlikte Ankara, AB’nin “Türkiye’nin coğrafi konumunun bir Avrupa ülkesi gibi olmadığını da” anlamasını istiyor. AB’ye dünyada hiçbir ülkenin 3 terör örgütüyle (PKK, FETÖ, DEAŞ) eş zamanlı mücadele etmediği de ayrıntıları ve sonuçlarıyla anlatılacak.

2- Europol: Özellikle ağır suçluların geri verilmesi hakkında operasyonel işbirliği bu kriterin en önemli konusu. Ankara bu konuda işbirliğine kendini teknik olarak hazır hissediyor.

3- Avrupa Konseyi Bünyesinde Yolsuzluğa Karşı Devletler Grubu (GRECO): Türkiye’nin bu hususta alt sıralara düşmesi nedeniyle Batılı kaynaklar, Türkiye’nin en zorlanacağı başlıklardan biri olarak GRECO’yu görüyor. Türkiye bu zorlukları aşabilmek için, yolsuzlukla mücadele kurumu oluşturmalı. Bu kurumun bir hareket planı olmalı ve takip edilmeli. TBMM için etik kurallar ve siyasi partilerin finansmanı hakkında değişiklik de gerekiyor. Siyasilerin bu hususta net tutum takınıp, karar almaları halinde yöntem olarak hazırlıkta bir problem olmayacağı savunuluyor.

4- Suçluların iadesi ile ilgili adli işbirliği: Türkiye, Kıbrıs Rum Kesimi’ni resmen tanımadığı için “Kosova formülü” olarak adlandırılan tekniğin devreye girebileceği ve buna AB’nin güçlü devletlerinin de destek vereceği belirtiliyor. Örneğin Rum Kesimi ile bir suçlunun iadesi prosedürü gerektiğinde bunun AB’nin bir diğer ülkesi ya da temsilcisi üzerinden yapılabileceği ifade edilirken, geçmişte Almanya Başbakanı Angela Merkel in bu hususta Türkiye’ye yardımcı olunacağına dair işaret vermesine dikkat çekiliyor. 

5- Kişisel verilerin korunması: Söz konusu başlığın AB normlarına makul hale getirilmesinde yöntem olarak hazır olunulduğu ifade ediliyor.

6- Geri kabul anlaşması: Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının geri kabulünde problem yok. Bu konuda önemli olan konu üçüncü ülke vatandaşlarının geri kabulü. Türkiye, vize serbestisine sahip olmadığı  için bu anlaşmayı bütün boyutlarıyla işletmiyor. Türkiye vize serbestisini aldığında bu anlaşma üçüncü ülkeler için de işletilecek.

 

 

 

Editör: Haber Merkezi