Son yıllarda sağlıklı yaşam trendinin yükselmesiyle birlikte bitki çayları yeniden popüler hale geldi. Parlak kırmızı rengi ve ferahlatıcı tadıyla dikkat çeken hibiskus çayı da bu akımın en çok tercih edilen içeceklerinden biri.
Ancak konu emzirme dönemi olunca, doğal bile olsa her bitki güvenli değildir. Anne sütüyle bebeğe geçen maddeler nedeniyle, hibiskus çayının bu dönemde tüketilmesi riskli kabul ediliyor.
Hibiskusun içeriğinde bulunan doğal bileşenler, hormon dengesini etkileyebilir. Bu da bazı annelerde süt üretimini azaltıcı etkilere yol açabilir.
Bitkinin diüretik (idrar söktürücü) özelliği nedeniyle vücuttan fazla sıvı atılmasına neden olması, emziren kadınlarda süt miktarını dolaylı olarak azaltabilir.
Ayrıca hibiskus, kan basıncını düşürme özelliğine sahip olduğu için, emzirme döneminde zaten düşük tansiyon sorunu yaşayan annelerde halsizlik ve baş dönmesi gibi yan etkiler de görülebilir.
Küçük Bedende Büyük Hassasiyet
Emzirme döneminde annenin tükettiği her besin, dolaylı olarak anne sütüne yansır. Hibiskusun içerdiği bazı aktif maddeler, anne sütü aracılığıyla bebeğe geçebilir.
Bu durum bazı bebeklerde gaz problemleri, mide hassasiyeti veya uyku düzensizliği gibi sorunlara yol açabilir.
Henüz bu konuda net bilimsel veriler bulunmasa da, annelerin vücut kimyası farklı olduğu için her bebek bu etkilere farklı tepki gösterebilir. Bu nedenle emzirme sürecinde hibiskus çayından uzak durmak en güvenli tercihlerden biri olarak öne çıkıyor.
Emzirme Döneminde Sıvı Tüketimi Önemli
Yeni anneler için sıvı alımı, hem süt üretimini artırmak hem de vücudun toparlanmasını sağlamak açısından büyük önem taşır. Ancak bu sıvıların içeriği, en az miktarı kadar önemlidir.
Su, süt ve doğal komposto gibi basit içecekler her zaman en güvenli seçeneklerdir.
Bitkisel çay içmek isteyen anneler için ise hibiskus yerine ıhlamur, rezene veya papatya gibi daha yumuşak etkili ve emzirmeye uygun bitkiler önerilir.
Bu çaylar hem vücudu rahatlatır hem de süt üretimini destekleyici etkiler gösterebilir.
