Sokakta, bankada, markette, alışveriş merkezinde kısaca hayatımızın her alanında kameralarla yaşamaya alıştık. Peki ya apartmanların ve sitelerin ortak alanları? İş bu noktaya geldiğinde tartışmalar başlıyor.

Gölcük’te bulunan bir sitedeki olay buna çok iyi bir örnek. Site sakinlerinden Pınar Y. yaşananları şöyle aktardı:

“Eskiden oturduğum apartmanda sık sık hırsızlık olayları olduğundan dolayı, daha güvenli olduğunu düşündüğümüz bir siteye taşındık. Küçük bir site de olsa girişte güvenlik bulunuyor ve ev sahiplerinin onayı olmadan kimseyi içeri almıyorlar. Bizim de iki çocuğumuz olduğundan ve sağlık çalışanı olan eşim sık sık gece mesaisi yaptığından bu gibi önlemler çok önemli.

Siteye yerleştikten sonra canımızı sıkan olaylar kamera konusu ile başladı. Apartmanımızda kamera bulunması tabii ki bizim için de sorun değil ama evimin kapısını direkt olarak gören bir kamera olunca işler değişti. Sitedeki işleyişin konuşulduğu ve bilgilendirilme yapıldığı gruptan her kata kamera takılacağı mesajı geldi. Ücretini de her ay aidata yansıtacaklarını söylediler.

Buraya kadar normal gibi gözükse de doğrudan kapımı gören bir kamera takıldığında hemen yöneticiye yazdım. Memnun olacağımı düşünerek ‘Birkaç gün sonra siz de anlık olarak cep telefonundan kontrol edebileceksiniz’ dediğinde çok şaşırdım. Ben herkesin kapısını, girişini, çıkışını kısmen de evinin için görecektim, aynı şekilde onlar da benimkini görecekti. Bu kabul edilebilir bir şey değildi.

Eşimle birlikte derhal bu kameraların kaldırılmasını talep ettik. Ancak yönetici kabul etmiyor, bunun bizim güvenliğimiz için olduğunu savunuyordu. Diğer apartman sakinlerinin de bu konuda şikayetleri olduğunu duyunca birleşip dava açacağımızı söyledik. Hatta çekimser olan birkaç daire sahibi de sayemizde kamera istemediğine karar vermişti.

Sonunda işi davaya gitmeden yönetici ile kendi aramızda çözdük. İsteyenler yine daire kapılarında kamera tutabilirdi ama yönetici tüm kameraları toplattı. Şimdi sadece site ortak alanlarında ve apartman girişinde kameralar bulunuyor.”

Pınar Y.'nin anlattıkları böyle. Peki apartmanda kamera kurulması kararı nasıl alınmalı? Özel hayatın gizliliğinin ihlali söz konusu olur mu?

Gayrimenkul Hukuku Derneği Başkanı Ali Güvenç Kiraz, Gayrimenkul Hukuku Avukatı Taylan Tekinalp ve Avukat Ümit Yasin Kısa sorularımızı yanıtladı.

KAT MALİKLERİNİN BEŞTE DÖRDÜNÜN RIZASI ŞART

Kat Mülkiyeti Kanunu'nun 19’uncu maddesinin 2’nci fıkrasında; “Kat maliklerinden biri, bütün kat maliklerinin beşte dördünün yazılı rızası olmadıkça ana gayrimenkulün ortak yerlerinde inşaat, onarım ve tesisler, değişik renkte dış badana veya boya yaptıramaz” hükmüne yer verilmiştir.

Bina, apartman ve sitenin ortak yerlerinde bir inşaat, onarım ve tesis yapılmasının ancak mülk sahiplerinin beşte dördünün yazılı onayıyla mümkün olacağını söyleyen Tekinalp, “Burada tesis olarak bahsedilen şeyden anlaşılması gereken sadece havuz veya kameriye gibi inşaatlar değil. Aynı zamanda kalorifer sistemi, klimalar, tenteler, asansörler gibi akla gelebilecek her türlü tesisat ve cihaz da tesis sayılır. Bu anlamda güvenlik kameraları da bu tesislerin arasındadır. Apartman veya sitenin ortak alanlarında kamera sistemlerinin kurulması ancak yönetim planında buna izin verilmiş olmasına, genel kurulda yukarıda belirtilen çoğunlukla karar alınmasına bağlı” ifadelerini kullandı.

Kiraz ise önemli bir noktanın altını çizdi:

“Site ve apartmanlarda ortak alanlara kamera konulması yönetim planında farklı bir düzenleme yoksa hukuken mümkün. Ancak site kurulduktan sonra yönetim planında olmayan yeni bir durum çerçevesinde bir kamera sistemi kurulacak ise işte burada bir onaya ihtiyaç vardır. Genellikle çoğunluk oyu kabulü geçerli olsa da burada beşte dört şartı aranır ve sadece genel kurula katılanların değil, tüm kat maliklerinin oylamasına sunulur. Yani 20 bağımsız daireli bir apartmanda 16 dairenin onay vermesi şartına bağlıdır.”

Geçtiğimiz yıllarda Yargıtay, evlerin güvenliği için kullanılan kameralarla ilgili emsal niteliğinde bir karara imza attı. Şikayetçi, komşusunun taktırdığı güvenlik kameralarının kendi evinin penceresini ve avlusunu görüntüleyecek açıyla yerleştirildiğini öne sürdü. Davacı, özel hayatın gizliliğinin ihlal edildiğini savundu ve kameraların kaldırılmasını istedi. Buna karşılık komşusu, kameraları güvenlik amacıyla yerleştirdiğini belirterek davanın reddini talep etti. Dosya bilirkişiye verildi. Mahkeme, bilirkişi raporuna dayanarak 4 adet kameranın sökülmesine karar verdi. Kameraları taktıran komşu karara itiraz etti, dava Yargıtay’a taşındı. Yargıtay 14. Hukuk Dairesi, dosyayı inceleyerek yerel mahkemenin kararını onadı ve bir emsal oluşturdu. Buna göre, güvenlik amacıyla takılan kameraların, komşunun evini görecek açıyla yerleştirilmesi yasalara aykırı.

SES KAYDI ALINDIĞI BİLGİSİ GÖRÜNÜR ŞEKİLDE BULUNMALI

Kameralardaki tek risk görüntü de değil… Kat malikleri seslerinin kaydedilmesinden de rahatsız oluyor.

Görüntü kaydı gibi ses kaydının da kişilerin özel verisi olduğunu ifade eden Kısa, “Haliyle bunun doğrudan kaydedilmesi de uygun olmaz. Kat malikleri kurulunun beşte dört çoğunlukla alacağı kararla ortak alanlara takılacak kameraların ses kaydı aldığının da ayrıca belirtilmesi ve kamera yerleştirilen noktalarda ses kaydı alındığı bilgisinin görünür şekilde bulunması gerekir” dedi.

SADECE DAİRE İÇİNE İZİNSİZ KAMERA KONULABİLİR

Apartman ve sitelerde kamera takılmasına dair bir çoğunluk sağlanamayınca kat malikleri çözümü kendi katlarına kamera takmakta buluyor. Kişi kendi dairesini gören kamerayı izinsiz taktırabilir mi?

Burada önemli olanın diğer kat maliklerinin özel hayat gizliliklerinin korunup korunmaması olduğunu söyleyen Kiraz, “Daire sakinleri sadece kendi kapısının önüne kamera sistemi kurdurmak istediğinde sadece kendi dairesinin önünü gözetleyebilecek şekilde bile olsa, diğer kat maliklerinin onayı gerekir. Ancak söz konusu kendi dairesinin içi ise herhangi bir onay gerekmez” açıklamalarında bulundu.

Türk Ceza Kanunu'nun 134. maddesine göre; kişilerin özel hayatının gizliliğini ihlal eden kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu ihlalin görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle gerçekleştirilmesi halinde, verilecek ceza bir kat artırılır.

İSTEMEYEN DAVA AÇABİLİR

Oy çoğunluğuyla kabul edilse dahi, hala kendi katına kamera taktırmak istemeyen ev sahipleri olabilir. Bu da apartman ve sitelerde huzursuzluğa neden olabilir. 

‘Kendi katına kamera takılmasını kabul etmeyen kişi ne yapmalı?’ sorusunu yönelttiğimiz Kısa, “Kat malikleri kurulu toplanıp beşte dört çoğunlukla ortak alanlara kamera takılması kararı aldıysa ve dairelerden biri bu işlemin doğru olmadığını düşünüyorsa kurul kararına karşı iptal davası açabilir” dedi. 

Tekinalp ise bu işlemin oy çoğunluğuyla değil de kanuna aykırı bir şekilde yapılmasının suç olduğunu söyleyerek, “Haklarına müdahale edilen kat maliki sulh hukuk mahkemesinden müdahalenin önlenmesini, durumun eski hale getirilmesini isteyebilir. Örneğin, yeterli çoğunlukla karar alınmadan apartman içi ve çevresine kamera sistemleri kurulması halinde kat maliklerinden biri bu kamera sisteminin sökülmesini mahkemeden isteyebilir” ifadelerini kullandı.

KURALLAR İŞ YERLERİ VE DÜKKANLAR İÇİN DE GEÇERLİ

Apartman ve sitelerin alt katlarında bulunan iş yeri ve dükkanlar için de aynı kurallar geçerli mi?

İş yeri ve dükkanların kendi önlerinde bulunan alanların ortak alan sayıldığını belirten Kiraz, “Bu sebeple diğer kat maliklerinin beşte dört onayını almadan kamera sistemi takılamaz. Kendi dükkanları ve bağımsız alanları içerisine izin gerekmeden koyabilirler ama dışı için bu mümkün değil. Aksi halde kat maliklerinden herhangi biri, hakimin müdahalesi yoluyla dava açarak kamera sisteminin konmasını dava eder ve sistem kaldırılır” diye konuştu.

KAYITLARA ERİŞİMİ OLAN KİŞİ KVKK EĞİTİMİ ALMALI

Site ve apartmanlarda bulunan kameraların kayıtlarına yalnızca yetkili kişiler tarafından erişim imkânı sağlanması gerektiğini de vurgulayan Kısa, “Bu da genellikle yönetici veya güvenlik görevlileri olur. Bu kayıtlar aynı zamanda Kişisel Verileri Koruma Kurumu (KVKK) hükümleri ile korunur. Bu nedenle bu kayıtlara erişimi olan kişilerin KVKK eğitimi almış olması da gerekir” dedi.

Kısa sözlerini şöyle sürdürdü:

“KVKK veri saklama ve imha politikasına göre, kamera kayıtları için saklama süresi 2 yıldır. 2 yılın sonunda bu verilerin yok etme, anonimleştirme gibi kanunda izin verilen yöntemlerden biri ile imhası gerekir.”

KONU GÜVENLİK BİLE OLSA ÖZEL HAYAT İHLAL EDİLEMEZ

Sadece apartmanlarda değil, müstakil evlerin yoğunlukta olduğu ilçelerde de kamera komşular arasında büyük bir tartışma konusu. Kişiler evlerini direkt gören kameraların kaldırılmasını talep edebilir mi?

Komşuluk hukukunun ana hatları Türk Medeni Kanunu’nda çizilmiş olup anılan kanunun 737’nci maddesine göre; kişiler, taşınmaz mülkiyetinden doğan yetkileri kullanırken ve özellikle işletme faaliyetini sürdürürken, komşularını olumsuz şekilde etkileyecek taşkınlıktan kaçınmakla yükümlüdürler.

Müstakil evlere ilişkin tüm soruların cevabının esasen bu madde olduğunu ifade eden Tekinalp, “Kişiler kendi evlerinin güvenliği için evlerine ve çevresine kamera sistemleri taktırabilir. Ancak burada komşuların, başta özel hayatın gizliliği olmak üzere, haklarına müdahale etmeyecek şekilde uygulama yapılması gerekir” dedi.

Kısa ise güvenlik ile özel hayatın gizliliği arasındaki dengeyi iyi kurmak gerektiğini söyleyerek, “Güvenlikten tamamen vazgeçilemeyeceği gibi özel hayatın gizliliğinin ihlal edilmesine de olanak verilemez. Yani konu güvenlik bile olsa başkalarının özel hayatlarının gizliliğinin ihlal edilmemesi gerekir. Bu nedenle güvenlik için dahi olsa başka bir kişinin evini gözetleyecek şekilde Kamera takılması doğru olmayacaktır. Böyle bir durumda ilgili kişi mahkemeye başvurarak ihlalin sonlandırılması için dava açabilir ve kameraların sökülmesini mahkemeden talep edebilir" ifadelerini kullandı.

Kaynak: Hürriyet

Editör: Bilge Güler