12 haftadan beri ilk kez hakemler az hasarla tamamladılar 9 maçı. Geçtiğimiz çarşamba günü açıklanan hakem listesini gözden geçirince, göze çarpan, sırıtan, ya da yanlış gibi görünen bir atama yoktu. Haftalardan beri, bu sütunda yazıyoruz. Hatalı yönetimlerde mutlaka hakemlerin payı var. Ancak hatalı yönetimlerin kaynağı, hatalı atamalardan geliyor. Hakemler sahada görev yaparken terazinin kefelerini nasıl aynı hizada tutmak zorundaysa, hakem yöneticileri de atama yaparken adaletten, eşitlikten sapmamalı, ödül ve ceza sistemini hassasiyetle uygulamalıdır. Geçen hafta- nın maçlarına baktığımızda Malatya’da Mete Kalkavan’ ın yönetimi ve kararları oldukça sıkıntılıydı. Halis Özkahya, Alper Ulusoy, Volkan Bayarslan, neticeye tesir etmeyen yönetimler gösterirken, Cüneyt Çakır, Fırat Aydınus, Hüseyin Göçek, Yaşar Kemal Uğurlu ve Halil Umut Meler haftanın başarılı hakemleriydi. 6 Ekim’den beri sahaya çıkamayan Hüseyin Göçek’e yeniden düdük verilmesi, 23 Eylülde son maçını yöneten Suat Arslanboğa’nın sözleş- mesinin feshinden (gerçek nedeni hala açıklanmadı)sonra Menemen- Balıkesir maçı ile sahalara dönmesi, Merkez Hakem Kurulu adına doğru hamlelerdi. Hakemler atamalardan mesaj alırlar. Doğru atamalar, doğru yönetimlerin habercisiydi.

Geçtiğimiz hafta düzenlenen bir aktivitede konuşan TFF Başkanı Nihat Özdemir hakemlerin gri pozisyonlarda dahi, VAR’ a gitmelerinin daha doğru olduğunu söyledi. Merkez Hakem Kurulu’nun geçen hafta yaptığı eğitimde bu konu ile ilgili olarak hakemlere hiçbir yeni talimat verilmedi. Ancak futbolumuzun patronu konumundaki bir kişinin bu söylemi, hemen sahalara yansıdı ve bu hafta oynanan maçlarda VAR’a gitme çıtasının aşağı çekilmesine sebep oldu. Malatya’da, VAR üstüne vazife olmayan pozisyonlara karıştı, denge bozulunca karışması gerekenlere de karışmadı. Ama VAR yüzünden ortalık çok karıştı. Ankaragücü- Trabzon maçında da gereksiz bir VAR müdahalesi oldu ama Cüneyt Çakır Allah’tan itibar etmedi de maç kurtuldu. Bu arada Denizli-Rize maçındaki VAR başarısını ve Atilla Karaoğlan’ı da kutlamak gerek.

Merkez Hakem Kurulu elindeki kadrodan yeterince yararlanamıyor. Yeni çıkanların birçoğundan ümidi kesti Zekeriya Alp ekibi. Kadroda bulunan bazı isimler için Ocak ayında tehlike çanları çalıyor. Ufukta bir kadro revizyonu var. 2. Yarı Süper Lig kadrosunda yeni isimler görebileceğimiz gibi, bazı isimleri de bu kadroda görmeyeceğiz anlaşılan...

Arda Kardeşler yıl sonunda FIFA kokartı takma onurunu yaşayacak, kardeşi Erce Kardeşler ise 2-3 maçtır devraldığı Trabzon Kalesi’nde son derece başarılı... Tabii ki bu durum, bu iki değeri futbolcumuza kazandıran, Türk futbolunun beyefendi kalecisi baba Eser Kardeşler için son derece gurur verici bir durum. Ancak ülke futbolu- muzun kültür seviyesi ve bakış açısı maalesef böylesine bir aile başarısını kaldıracak düzeyde değil. Adım gibi eminim ki, Arda Trabzon maçına çıktığı zaman Erce’yi asla kardeşi gibi görmez. Onun için sadece 16 numaralı futbol- cudur Erce... Aslanlar gibi çıkar maçını yönetir Arda Kardeşler. Ama büyük hatadan vazgeçtim, ya maçta ufacık bir hata olursa? Şeytanın avukatları hemen devreye girip hayali senaryolar yazılır diye Merkez Hakem Kurulu’nun Arda’ya görev verirken zorlanması da son derece doğal. Arda’yı ilk 8 takımın maçlarına veremezler, bir ya da iki hafta sonra Trabzonspor’la oynayacak takımların maçlarına da veremezler. Aslında bu tür senaryocuları dikkate almayıp, buraları aşmamız, geçmemiz lazım. Ne zaman Arda, Erce’nin maçına çıkar, o zaman “Öküz altında buzağı aramak” alışkanlığından vazgeçeriz. İşte o zaman ülkemizdeki futbol kültürü bir yerlere gelmiştir demektir.