Aslında iyi başlamıştı Galatasaray. İlk dakikalardan itibaren baskıyı kurdu, golleri arka arkaya kaçırdı. Ta ki, duran toptan yediği gole kadar. İşte Djilobodji’nin attığı o mükemmel gol, kendisine getirdi Sarı Kırmızılı takımı. Pabucun ne kadar pahalı olduğunu anladı. O andan itibaren orta saha rakibe bastı, topları daha iyi kullanmaya başladı. Özellikle Feghouli, Seri ve Belhanda rakip kalede daha çok görüldü. Emre de onlara ayak uydurunca goller arka arkaya geldi. Feghouli bu takımın en önemli silahı, atıyor, attırıyor. Zaten son şampiyonlukta da imzası var. Belhanda böyle oynasa, yeteneklerini sahaya böyle yansıtsa, kimse satılmasını istemez, hatta para için bile olsa. Mükemmel bir gol attı, Faslı futbolcu.

Bu sezon çok travma yaşadı Galatasaray. Başkanı, Başkanvekili, yöneticisi, hocası, çalışanları virüs belası ile uğraştı. Başkan bir dizi ameliyat geçirdi camiayı korkuttu. Sakatlıklar ve cezalar arka arkaya geldi. Hatta saha içerisinde takımın “her şeyi” Muslera’nın çığlıkları psikolojik olarak etkiledi, tüm takımı. Dün de Ahmet Çalık kırmızı karttan nasibini aldı. Kırmızı karttan sonra denge yeniden kayboldu Galatasaray’da. Travma yeniden başladı. Uzun süre 10 kişi dayanamadı, Gaziantep FK gibi fiziği güçlü bir takıma karşı. Arka arkaya yediği gollerle şampiyonluk umutlarını sahasında bıraktı. Belki de sahadan yenik bile ayrılabilirdi Sarı Kırmızılı takım. Muslera yoktu belki ama, Okan vardı kalede. Mükemmel toplar çıkardı genç kaleci. Son saniyeler korku filmi gibiydi. VAR gol iptal etti, temdit penaltısı skoru belirledi.

Sonuçta 1 puana razı oldu Sarı Kırmızılı takım. İki rakibinin olduğu bu şampiyonluk yarışında bundan sonra işi çok zor Galatasaray’ın. Tek umudu iki rakibini de yenip sonra da puan kaybetmelerini beklemek.