TRABZONSPOR Başkanı Ahmet Ağaoğlu, geçen sezonki performansı anlatırken, “Gönüllerin şampiyonuyuz” yorumunu yaptı. Ben de, katılıyorum. Bu kadar büyük ekonomik sıkıntı içinde, ezeli rakiplerden Fenerbahçe’nin, küme düşüp düşmeyeceğinin tartışıldığı bir sezonda, takımda bu kadar radikal değişikler yapmak ve sonuç almak!

Tartışılmaz, alkışlanır… Takımın lokomotiflerini gönderip, alttan gelen isimsiz gençlerle ligi sürdürmek, eleştirilmez, hayranlıkla izlenir… Türkiye’nin uluslararası alanda en popüler iki genç yıldızını yetiştirmek, onların yanında daha nicelerini yaratmak! Susulur, saygıyla kutlanır…

Kentin sınırlı koşullarına karşın, geçmiş borçlarla ilgili iyileştirme ayrıca yönetim başarısı olarak takdir edilir. Buraya kadar olanlarla elbette Trabzonspor, ‘gönüllerin şampiyonu’ oldu. Bundan sonraki hedef, gönüllerden çıkıp sahalarda şampiyonluk olmalı. Bunun için Ağaoğlu’nun, duygusallıktan sıyrılarak, geride kalan iyi işleri taçlandıracağı bazı adımlar atması gerekmektedir.

Artık, geçmişle övünmek yerine geleceği hazırlamalıdır. Örneğin, Yusuf Yazıcı 20-25 milyon avroluk bir artı sağlıyorsa onun gitmesi, “Spora, kente ihanet” olarak değil, “Trabzonspor’a hizmet” olarak algılanmalıdır.

Yanlış anlaşılmasın, bu ‘Yusuf satılsın’ önerisi değil, şampiyon olunacaksa, ‘gereğinin’ yapılması uyarısıdır… Eğer, ‘ekonomi’ Yusuf’un yanına birini koydurmuyorsa, yeni Yusuf’lara yer açarken, önce ekonomiyi güçlendirme önerisidir.

Yoksa, biz gelecek sezon ‘Fırtına’ izleme hazırız, bir futbolsever olarak…