100. YILINDA ERZURUM KONGRESİ (23 TEMMUZ-7 AĞUSTOS 1919)-6

Beş gün süren Kongre’de görüşülen ilk rapor, Cemiyetin “Tarihçe-yi Mesai”si, “Bütçe”si ve “Müstakbel Mesai”sini; kısaca, cemiyetin Erzurum Şubesinin çalışmalarını anlatıyordu. İkinci rapor bağımsız “Ermenistan” ile “Kürdistan” yaratma gayretlerini anlatan, asılsız Ermeni iddialarını çürüten, takip edilmesi gereken yöntemleri gösteren tarihi öneme sahip rapordu.

Bu rapordaki görüşler; hem Vilayet Kongresi’nin, hem de Bölgesel Büyük Kongre’nin kararlarına doğrudan etki etmiş, her iki kongre beyannamesinde güçlü bir şekilde ifadesini bulmuştur. Erzurum İl Kongresi sonunda, Osmanlı topluluğundan ayrılmamak, bunun için her türlü fedakârlığa katlanmak, Ermeni istilasına şiddetle karşı koymak, bu sebeple “Bekçi Teşkilatı” adı altında halkı silahlandırmak, köylerin ve mahallelerin 1895-1905 doğumlularını “seyyar kuvvet”, 1880-1895 doğumlularını “sabit kuvvet” olarak teşkilatlandırmak, bunlardan durumları iyi olanlara silah vermek, milli şuuru kökleştirmek için istila dolayısıyla dağıtılmış olan okulları yeniden açmak ve öğretmen yetiştirmek üzere Erzurum’da bir öğretmen okulu kurmak ve Müslümanların bulundukları yerlerden göç etmelerini engellemek gibi önemli kararlar alınmıştır.

ERMENİ SALDIRILARINA KARŞI SAVUNMA

Gerek Erzurum Cemiyet Merkezi’nin sunduğu raporda ve gerekse il kongresinin kabul ettiği kararda iki mesele üzerinde ısrar olunduğu ve bunların durmadan tekrarlandığı görülmektedir: 1. Ermeni saldırıları karşısında son ferdin ölümüne kadar savunmak. 2. “Osmanlı Camiasından” ayrılmamak için her fedakârlığı göze almak. Cemiyetin ve İl Kongresi’nin Kâtibi Cevat Dursunoğlu bu iki temel meseledeki “ısrarın” nedenini şöyle açıklamıştır: “Birinci mesele esasen cemiyetin varlık sebebi idi. İkinci mesele İstanbul’un ortaya attığı ‘Şark vilayetlerinde muhtar bir idare kurulması’ fikrini karşılamak içindi. Erzurum Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti bunu vatanın dağılmasıyla bir görüyor ve artık son milli sınırlarına sığınmış olan Türk milleti için bir karış yerin müdafaa edilmemesinin Türk milletinin bağımsızlığının sonu olacağına inanıyordu. ‘Misak-ı Milli’ye esas olan bu fikirlerin manasını o zamanki Erzurum Müdafaa-i Hukuku tamamen müdrikti. Bu ısrar ve bu idrakin ifadesinden başka bir şey değildi.”

BÖLGESEL BÜYÜK KONGRE’YE DOĞRU

3 Temmuz 1919 günü Erzurum’a gelen ve İstanbul Hükümeti, Saray ve İngilizlerle yaşananlardan sonra 8/9 Temmuz gecesi askerlikten istifa eden Mustafa Kemal Paşa, Kazım Karabekir ve Erzurumluların bağrına basması üzerine Büyük Kongre için çalışmalara başlamıştı. 9 Temmuz 1919 günü bir toplantı yapan Vilayat-ı Şarkiye Müdafaa-i Hukuk-ı Milliye Cemiyeti İdare Heyeti, Heyet-i Faale (Çalışma Heyeti/Kurulu) Başkanlığına Mustafa Kemal Paşa’yı, İkinci Başkanlığına da Rauf (Orbay) Bey’i getirdi. Bu durum bir yazı ile kendilerine bildirildi. 10 Temmuz günü Heyet-i Faale, Mustafa Kemal’in başkanlığında ilk toplantısını yaptı. İl Kongresi’nden sonra bütün doğu vilayetleri temsilcilerinin katılacağı daha geniş kapsamlı bir kongre toplanması gerekli görülmüştü. Bunun için cemiyetin İstanbul’daki genel merkezine yapılan öneri genel merkez tarafından da uygun bulundu. Böylece Van, Bitlis, Diyarbakır, Mamuretülaziz (Elazığ), Sivas illeri ve Trabzon vilayeti ile yapılan haberleşmeler sonucunda kongrenin 1908’de II. Meşrutiyet’in ilan edildiği Rumi 10 Temmuz (Miladi: 23 Temmuz) yıl dönümünde ve Erzurum’da toplanması kararlaştırıldı.

KONGRE HANGİ TARİHTE AÇILDI, KAÇ GÜN SÜRDÜ?

Erzurum Büyük Kongresi önceden kararlaştırıldığı gibi meşrutiyetin yıldönümü olan Rumi/Mali 10, Miladi takvime göre 23 Temmuz’da toplanmıştır. Kongrenin önceden belirlenen tarihten daha geç toplandığı (yeteri sayıda delegenin gelememesi nedeniyle) yolundaki görüşler, iki tür takvim arasındaki 13 günlük farkın dikkate alınmamasından kaynaklanmaktadır. Nitekim Kazım Karabekir, bunu bilerek kongrenin “23 Temmuz Meşrutiyet Bayramı” günü açıldığını belirtmiş; Mustafa Kemal de TBMM’deki bir konuşmasında bunu “10 Temmuz Rumi, 23 Temmuz Efrenci (Avrupalılara mahsus /Miladi takvim)” diye açıklamıştır. 23 Temmuz-7 Ağustos 1919 tarihleri arasında gerek İstanbul Hükümeti’nin gerekse İtilaf Devletleri’nin bütün engellemelerine rağmen toplanan Erzurum Büyük Kongresi; o zamanki hafta tatili olan cuma günleri ile 30 Temmuz 1919’da Mustafa Kemal Paşa ve Rauf Bey’in Erzurum’da yakalanarak İstanbul’a gönderilmeleri için Vekiller Heyeti’nin tutuklama kararının geldiği gün hariç olmak üzere toplam 14 gün sürmüştür. Bu süre içerisinde toplam 13 toplantı (içtima) yapılmıştır.

DELEGELER NEREDE KALDI KONGRE NEREDE YAPILDI?

Doğu vilayetleri ve Trabzon vilayeti delegeleri Erzurum Kongresi’ne katılmak üzere şehre gelmeye başladılar. 7 Temmuz’da Erzurum’a gelen Trabzon delegeleri törenle karşılandılar. Kazım Karabekir Paşa, Erzurum’a gelen delegeleri, şehrin gençleriyle birlikte her cuma günü Köşk mevkiindeki bahçeye davet ediyor ve çeşitli gösteriler düzenliyordu. Erzurum’un ekonomik ve fiziki durumu kötü olduğundan, gelen delegeleri ağırlamak oldukça zor bir işti. Cemiyet, 42 mahallesi bulunan Erzurum’u 9 mıntıkaya ayırarak her mıntıkaya bir görevli tayin etmiş, gelen misafirlerin masrafları için buralardan para, yatak takımı ve sofra malzemesi ödünç almıştı. XV. Kolordu da bu iş için önemli miktarda emanet eşya vermiş, hatta Kongre Salonu Kürsüsü Kolordu tarafından temin edilmiştir. Ayrıca gelen misafirlere hizmet etmek için her mıntıkadan uygun ücretle hizmetçiler tutulmuştu. Kongre tarihi yaklaştıkça Erzurum’a gelen misafirlerin sayısı artıyor ve misafirler Erzurum ileri gelenleri tarafından evlerinde ağırlanıyordu. Tutanaklara göre kongreye fiilen katılan delege sayısı toplam 63 kişidir.

CEVAT DURSUNOĞLU ANLATIYOR

Kongre için o dönemde Sultani olarak kullanılan Kilise Mahallesi’ndeki eski Ermeni Sansaryan Mektebi hazırlanmıştı. Herhangi bir İngiliz tehdidine karşı gerekli güvenlik tedbirleri alındı ve okulun kapısında bir nöbet hizmeti oluşturuldu. Cevat Dursunoğlu çalışmalar hakkında şunları anlatıyor: “Bu harap şehirde gelecek misafirleri yerleştirmek ve ağırlamak zor bir işti. Aramızda iş bölümü yaptık. Birkaç arkadaş Erzurum’a gelmeye başlayan azaların misafir edilecekleri yerleri, kongrenin toplanacağı okulun salonunu ve komisyon odalarını, istirahat yerlerini hazırlayacaklardı. Süleyman Necati gazetenin o günkü nüshasını hazırlayacak ve esasları Heyet-i Faale toplantılarında kararlaştırılan nizamname tasarısını kaleme alacaktı. Raif Efendi Reis, ben de Kâtip sıfatı ile merkezde kalarak gelen delegeleri kabul edecektik. Hepimiz ateşli bir çalışma içinde idik. Gündüzleri herkes kendisine düşen işlerle uğraşıyor, geceleri de uzun toplantılar yaparak cemiyetin ve kongrenin işlerini düzenliyor ve haberleşmeleri idare ediyorduk. Bu gece toplantılarına Mustafa Kemal Paşa da bir iki defa katılmıştı. Her şey yolunda gidiyordu. 9 Temmuz 1919’da Paşa askerlikten ayrıldığı için artık açıktan açığa kongreye katılacaktı…”

Yarın: Mustafa Kemal Paşa nasıl delege oldu?