Bazen fazla özgüven zararla sonuçlanır. Tıpkı dünkü maçta olduğu gibi. Henüz 12. saniye, Muslera’nın topu oyuna ayakla sokmak istemesi, Torreira’nın kısa düşen pası ve Gomez’in kariyerinin en kolay golüyle buluşması.

Tabi böyle şok golden sonra toparlanmak çok zor. Hele ki, rakip Trabzonspor olunca. Ama çabuk toparlandı, Galatasaray, Mertens ile de dengeyi sağladı. Sonra ne oldu, Trabzonspor orta sahada rakibine teslim oldu. Galatasaray’ın usta ayakları devreye girdi, özellikle Barış Alper ile pozisyon buldular. Ama bir türlü istedikleri golü atamadılar. İkinci yarıda daha önce çok az süre alan ve orta sahaya katkıda bulunmayan Lahtimi’yi kenara aldı Abdullah Avcı, Gbami’yi oyuna sürdü. Bu da fayda etmedi, Karadeniz ekibine.

Kim ne derse desin, Okan hocanın öğrencileri bu sezon dersine iyi çalışıyor, rakiplerini birer birer devre dışı bırakıyor. Bir an olsun maçı bırakmıyor, geriye düşse bile öne geçmesini biliyor, Galatasaray. Koşmayan, mücadele etmeyen, golü düşünmeyen futbolcu yok, Sarı Kırmızılılarda. Dün takım olarak çok iyi oynadılar ama Dubois bir farklıydı, çok koştu, çok çalıştı, takımının galibiyetinde büyük rol oynadı. Gerçek şu ki, önce Beşiktaş, şimdi de Trabzonspor şampiyonluk yarışında geriye düştü. Galatasaray ise “Takır-takır” top oynayarak ve engelleri aşarak hedefe doğru emin adımlarla ilerliyor.