YILDIRAY ÇİÇEK / TÜRKGÜN

2024 yılının Türk milletine, Türk-İslam âlemine ve dünyadaki mazlumlara barış ve huzur getirmesini Yüce Allah’tan niyaz ediyorum. 2023 yılı deprem, sel, terör açısından milletimize büyük acılı günler yaşattı. Tekrarının olmaması en büyük duamızdır.

Temennilerimiz, dualarımız, mücadelemiz her daim Türk milletinin beraberliği, birliği ve huzuru adınadır. Fakat doğal olarak Türk milletinin düşmanları da asla boş durmamaktadır. Türkiye’de hangi olay olursa olsun, bunu ayrışma, bölünme malzemesi olarak kullanan odaklar var. Deprem oluyor aynı kötü çaba, sel oluyor aynı kötü niyet, terör saldırısı oluyor aynı kötü uğraş… Ne olursa olsun kötülük bu odaklarda asla değişmiyor.  Bunları yaparken de ikiyüzlülük ve istismar yönleri çok belirgin halde. Bu kötü odaklar, “Provokasyon nasıl güçlenir” düşüncesinin her daim arayışındalar.

Bunlar, 2023 yılının son günlerini de bu niyetlerini hayata geçirmek için adeta seferlik başlattılar.

Galatasaray ile Fenerbahçe arasında Suudi Arabistan'da oynanması planlanan Süper Kupa karşılaşmasının öncesi yapılması gereken programla ilgili ilk yapılan sözleşme maddeleri dışında, sonradan eklemeler yapılmasına müsaade edilmemesi üzerine maçın iptal edilmesinden sonra adeta ikinci bir GEZİ hadisesi başlatmak için çıldırmış gibi propagandalar yaptılar.

PKK’lı ve FETÖ’cü propagandistler sürekli “Gezi loading” çağrıları yaptılar.

Mustafa Kemal Atatürk ve ona ait sözler elbette her Türk için kırmızı çizgidir. Fakat bu PKK’lıların, FETÖ’cülerin Atatürk ile ne alakası olabilir? Atatürk’ün en büyük mirası olan Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkmak isteyen PKK’nın siyasi uzantılarıyla siyasi menfaat ve proje figüranlığında yaptıkları ittifakları daha soğumamış olan Kemal Kılıçdaroğlu, Ekrem İmamoğlu, Meral Akşener, Özgür Özel, Ümit Özdağ gibilerin Atatürk ve Türk bayrağı sevgisiyle ne işi olabilir?

Türk askerinin 2022 yılında Tunceli dağlarına yazdığı Atatürk’ün “Ne mutlu Türk’üm diyene” sözü kendisine sorulduğunda, “Atatürk’ün başka sözü yazılabilirdi” diyen Kemal Kılıçdaroğlu’nun Suudi Arabistan üzerinden Atatürk ve Cumhuriyet nutukları atması oldukça tuhaf.

CHP Genel Merkezi’nden Türk bayraklarını kaldırarak röportaj veren, Atatürk fotoğraflarını milletvekili odalarından indirme siciliyle bilinen CHP’nin derdi sizce Atatürk ve Türk bayrağı olabilir mi?

Terör örgütü PKK ile iş birlikleri çok büyük tepki çeken CHP’nin ve CHP’nin peşinden giderek PKK ile iş birliği yapmaktan imtina etmemiş İP ve Zafer gibi partilerin bu sicillerini, Atatürk ve Türk bayrağı tartışmaları üzerinden temizlemeye çalışmaları küçük akıllarıyla giriştikleri kurnazlıktan başka bir şey değildir.

HD(P)KK ve terörist Demirtaş aşkıyla bilinen Ekrem İmamoğlu gibi bir adam, spor kulüplerini havaalanında Atatürk ve Türk bayrağıyla karşılamaya davet ediyor.

Seçim zamanında “Apo Bey” hitaplarıyla, “HDP de Meclis’te olup derdini anlatmak istiyordur, meşrudur bu şekilde düşünüyorsa. Demirtaş’ın ‘PKK silah bırakmalı’ açıklamasını gördüm. HDP bu şekilde Meclis’e gelip Meclis’in güçlü olmasını isteyip PKK’ya ‘Silah bırakın, ne konuşulacaksa Meclis’te konuşulsun’ diyecektir belki” yorumlarıyla meşhur olan Mansur Yavaş ise Suudi Arabistan Büyükelçiliği'nin önünü Atatürk ve Türk bayraklarıyla donatmış… Bak sen şu işe… “Altı şişhane, üstü kestane” dedikleri de böyle bir şey sanırım.

Zerre utanmaları olsa Atatürk’ün ismini dahi ağızlarına almamaları lazım.

Kırmızı çizgimiz Atatürk’e yapılan her saldırı da onu koruyacağız ama bu tür PKK işbirlikçilerinin onu istismar etmesine onun üzerinden provokasyon yapmasına asla izin vermeyeceğiz. Anlaşılması gereken budur.

Editör: Bilge Güler