Rusya'nın Avrupa'ya gaz sağlayan hatları zaten düşük kapasite çalışırken, Rusya sıklıkla teknik arıza bahanesiyle gaz akışını durduruyor. Esasen Rusya'ya karşı birçok yaptırım uygulanırken, "Batı", gaz ve petrol ürünleri konusunda yaptırımları görmezden geliyor.

Avrupa'da durum bu iken Türkiye yapmış olduğu uzun dönemli anlaşmalara göre sağlıklı bir şekilde enerji ithalatı yapmaya devam ediyor. Bu kış ile ilgili senaryolar Avrupa için çok kötü. Almanya stoklarının yüzde 80'ini doldurdu, ancak soğuk bir kışta akış devam etmezse yetmeyebilir.

Elde gaz olsa da bunun maliyeti çok önemli. İngiltere geçen hafta ev faturalarındaki üst limiti %80 artırarak 3500 sterlin civarına çıkardı. İngiltere 'de halk fiyat artışlarını protesto etmek ve bu alandaki şirketlerin kârlarının indirilmesi için gösteriler yaptı.

Avrupa 'da enerji girdisi yüksek fabrikalar Uzak Doğu’dan gelen ürünlerle yarışamıyor. Avrupa'da onlarca gübre, amonyum, metanol ve benzeri üretim yapan fabrika üretimi %35'e kadar kıstı ya da tamamen durdurdu.

Bir diğer alan da cam. Otomobil üreticileri ve bira üreticileri cam ve şişe stokluyor. Bazı ülkelerde cam maliyetinin %90'ını enerji oluşturuyor. Bu arada çimento maliyetinin de yaklaşık %50'sini enerjinin oluşturduğunu belirtelim. Bu malların üretim süreçleri yüksek enerji girdisi ile gerçekleşiyor.

Akdeniz gaz ve petrollerinin üretilebilmesi, İran petrollerinin pazara çıkışına izin verilmesi Avrupa için bundan sonra daha da önemli ve Türkiye için imkânlar barındırıyor.

Bugünü ülkenin dünü ile değerlendirmek değil, bugünü bugünün dünyası ile değerlendirmek gerekir. Bugün, dünkü Türkiye 'ye göre biraz pahalı da olsa, dünyaya göre ucuz, üstelik tüm mallar da erişilebilir durumdadır. Dünyanın ortasında, savaşların ve çatışmaların göbeğinde, bir sürü ülkenin kadim amaçlarının odağında bir coğrafyada, dünyanın yokluk içinde olduğu bir dönemde, bir nevi çift kutuplu bir politikanın başarı ile uygulandığını görmek gerekiyor.