HDP’den önce terör örgütü PKK tarafından kurulmuş ne kadar parti varsa “terörün odağı” olma sebebiyle kapatılmıştı. Türkiye’de anayasa, hukuk, adalet varsa HDP’nin yaşayacağı sonuç da budur. HDP’nin yönetici tüm kadrosu PKK’lıdır. Her HDP’li yöneticinin kıblesi de İmralı ve Kandil’dir.

          Türkiye’deki herkes bunu biliyor. Ama Türkiye’de siyasi proje dizayn etmeye çalışanlar ve yanlarında HDP olmazsa hedefe ulaşamayacaklarına inananlar HDP’nin kapatılmasına karşı çıkıyor. Terör örgütü PKK’nın siyasi uzantısını savunarak, ömür boyu kara leke alma pahasına bundan asla vazgeçmiyorlar.

          Kemal Kılıçdaroğlu, Meral Akşener, Ahmet Davutoğlu, Ali Babacan, Temel Karamollaoğlu HDP’nin kapatılmasına siyasi hedefleri için karşıdır. Bunların ana hedefi HDP’yi yanlarında tutarak AK Parti hükümetini yıkabilmek, Cumhur ittifakını dağıtmaktır. İşin garip tarafı ise iktidar partisi içinde de HDP’nin kapatılmasına karşı çıkanlar vardır. Herhalde onlar da CHP ve yancılarının siyasi hedefine omuz vermek istiyorlar.

HEDEFLERİ CUMHUR İTTİFAKI

          HDP bir siyasi parti maskesi takmış “terör odağı” iken ve siyasi hedefi AK Parti’ye, Cumhur ittifakına darbe vurmak iken HDP’yi kapatılmaması için savunan olsa olsa Türkiye üzerinde ve Cumhur ittifakı üzerinde planları olanlardır.

          Terör örgütü PKK’nın bundan önceki partileri kapatıldığında Türkiye’de hukuk, demokrasi, adalet mi yoktu?

Ya da şimdi terör örgütüne yardım ve yataklık yapmayı garanti altına alan yargı mı?

          Dünyanın hiçbir ülkesinde kurulamayacak HDP gibi partiler maalesef Türkiye’de kuruluyor. “Kapatmak çözüm değil” diyorlar ama aynı model bölücü partilerin açılmaması için “yasal düzenlemeler yapılsın” diyen MHP’den başka parti de yoktur. “Kapatmak çözüm değil” diyen kim varsa hepsi de terör örgütü PKK’ya direkt hizmet etmektedir.

          Siyasiler bu halde iken yargı da onlardan farksız değildir. Bir terörist, bir vatan haini olduğunda rahat rahat onların hakkını, hukukunu savunan, onların lehine karar veren Anayasa Mahkemesi’nin artık Türkiye’nin yararına bir karar verdiğine şahit olunmamaktadır. PKK’lı teröristleri azmettirerek binlerce kişinin ölmesine ve yaralanmasına sebebiyet veren terörist Demirtaş’ın tutukluluğu için hak ihlali kararı veren ve Türk devletini tazminata mahkûm eden Anayasa Mahkemesi’nin HDP konusunda da farklı davranmayacağı ortadadır. Anayasa Mahkemesi’nin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından HDP’nin kapatılma istemiyle hazırlanan iddianameyi usul eksikleri gerekçe göstererek Başsavcılığa iade etmesi bunun bir delili olmuştur.

          MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin “Anlaşılan odur ki, Türkiye’nin terör ve bölücülükle mücadelesine Anayasa Mahkemesi duyarsız, ilgisiz ve açık ara mesafelidir. Bahsi ileri sürülen eksikler veya usulü etkileyen açmazlar şühedaya nasıl anlatılacak, milli beka ve milli güvenlik mülahazalarıyla nasıl bağdaşacaktır? Anayasa Mahkemesi hukukun üstünlüğünden mi yanadır, yoksa bölücülüğün mü şakşakçısıdır?” şeklindeki tepkisi bu yüzden haklıdır.

          Terörist Demirtaş’ın başvurusu mesele olduğu vakit geciktirmeden Türk devletini tazminat ödemeye mahkûm eden Anayasa Mahkemesi, Türkiye Cumhuriyeti’ni bölmeye çalışan, silahlı terör örgütünden talimat aldığını açıkça ifade eden, son Nevruz programlarında bile İmralı ve Kandil’e olan bağlılıklarını ortaya koyan HDP’nin “terör odağı” olduğuna dair yeni bir delile mi ihtiyacı vardır?

          Anayasa Mahkemesi HDP’nin kapatılması konusunda ayağını sürümektedir. HDP’nin kapatılmaması ve siyasi projelerde onu kullanmak isteyenler verilen karara çok mutlu olmuştur. Anayasa Mahkemesi’nin kararı şehitlere, gazilere saygısızlık, Türkiye Cumhuriyeti’ni bölmeye çalışanlara moral, terör örgütü PKK’nın yardım ve yaltakçısı HDP’ye ve CHP gibi HDP yardakçılarına motivasyon olmuştur.

          Hal bu iken bazı AKP’li yöneticiler, Anayasa mahkemesinin HDP kararı sonrası “Anayasa Mahkemesine her karar sonrası hukuki olmayan yaklaşımlarla saldırmak en başta bu ülkenin hukuk sistemini yok saymaktır. Anayasa Mahkemesi özellikle son yıllarda verdiği kararlar ile hukuku taçlandırdığı bir hakikattir” şeklindeki açıklamalarını kime şirin görünmek, kimi mutlu etmek için yapmaktadır? CHP, İP, HDP, SP, Deva, Gelecek mutlu iken ve hepsi koro halinde MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’ye saldırıya geçmişken bu selektör kimin içindir?

ŞU HALE BAKIN

          Anayasa Mahkemesi Üyesi Engin Yıldırım, Twitter hesabından “Işıklar yanıyor” notuyla AYM binasının fotoğrafını paylaşıp, hükümete mesaj verdiğinde Cumhur ittifakı olarak topyekûn niçin tepki göstermiştik?

          Darbeci, cuntacı ağzıyla mesaj veren Anayasa Mahkemesi Üyesi Engin Yıldırım’a haklı olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan, bakanlardan, milletvekillerinden cevap vermeyen kalmış mıydı?

Niye o zaman “O fotoğraftaki mesajlar ve ışıklar hukuku taçlandırıyor” demedik?

          Anayasa Mahkemesi’nin HDP dosyasını iade kararına HDP bile “Oyunun parçası olmadılar” diye değerlendirme yapıyorsa asıl bu oyunu Türkiye’nin birliğini, beraberliğini, hukukunu, adaletini düşünen herkes görmelidir.

          Şu Türkiye’nin haline bakın… Asker, polis katillerinin, Türkiye Cumhuriyeti’ni bölmeye çalışanların, halkın mal ve can güvenliğini her daim tehdit edenlerin siyasi terör uzantısı olan HDP’ye “Anayasa Mahkemesi dokunmadı” diye bayram ediliyor. CHP ve uzantılarında bayram havası var… Ama birileri hala oynanan oyunları görmüyor, görmek istemiyor.