Ne İYİ insanlarmış anlayamamışız…

Âdeta erdem, fazilet, ölçü, ilke akıyor her yanlarından…

Kimden mi bahsediyorum?

Bir-iki açıklamayla sarsılan, çözülen, dağılan ve son günlerin gündemi olan İP isimli partinin yöneticilerinden bahsediyorum.

Hepsi çıktıkları ekranlarda, demeç verdikleri gazetelerde “Kamuoyu önünde partinin iç meseleleri tartışılır mı?” diyerek tartışanları eleştiriyor.

Bak bak erdeme, fazilete, ölçüye, ilkeye bak!

Neymiş, milletin önünde partileri tartışılmazmış, bu şık değilmiş…

Şaka bir yana…

Bunları tanımasak bize kendilerini böyle yutturacaklar…

Bu partiyi kuranların çoğunu MHP’den ayrılanlar oluşturuyor. Kimi milletvekili, kimi belediye başkanı, kimi yönetici seçilemedim diye, kimi nankörlüğü, kimi vefasızlığı yüzünden bir projeye dâhil olup ayrılıp gitmişti.

Hepiniz biliyorsunuz, 1 Kasım 2015 seçimleri sonrası, FETÖ’nün organize ettiği ve MHP’ye düşman tüm unsurların desteklediği bir “MHP’yi ele geçirme operasyonu” denemek istediler. O günlerde MHP içinde bulunup televizyon ekranlarında, gazete manşetlerinde, sosyal medya hesaplarında, meydanlarda, salonlarda MHP’yi yerden yere vuranlar, MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’yi itibarsızlaştırmak için iftiralarla, yalanlarla saldıranlar, şimdiki partileri İP’i “Partimizi kamuoyu önünde tartışmak şık olmuyor. Partimize içeriden, dışarıdan manipülasyon ve provokasyon yapılıyor,” diye savunmaya ve korumaya çalışıyorlar. Oysa bunlar MHP’ye yapmak istedikleri operasyonu CHP’nin ve FETÖ’nün bunlara açtığı alan içinde denediler ve MHP’nin her şeyini milyonların önünde tartışmışlardı. Bunların hiçbiri de o günlerde devrimci, komünist artıklarının, FETÖ’cülerin televizyonunda, gazetesinde, salonunda MHP’yi hedef yapmaktan geri durmuyorlardı.

CHP’nin televizyonu Halk TV, MHP’deki operasyonun başını çeken Meral Akşener’in, Koray Aydın’ın, Ümit Özdağ’ın, Sinan Oğan’ın âdeta evi olmuştu. Bu isimlerin yaptığı her toplantının, gittiği her yerin haberini CHP’li belediyeler organize ediyor, haberlerini ise CHP’nin, FETÖ’nün medyası yapıyordu. Hatta vatandaşın cep telefonlarına bunların faaliyetlerini, yer, konum bilgilerini CHP’li belediyeler mesaj olarak atıyordu.

Herkes MHP’de kongre ve değişim istiyordu. CHP, FETÖ, PKK ve diğerleri âdeta MHP üzerinde seferberlik başlatmıştı. Hatta PKK’nın sözde en üst yönetimi olan KCK Yürütme Konseyinin o dönemki Eşbaşkanı Cemil Bayık bile “MHP, değişmek zorundadır. Yıllar öncesinin diliyle, yaklaşımıyla Türkiye siyasetinde olamaz.” diye basına açıklama yapıyordu. HD(P)KK’lılar MHP’de kongre istiyor, Suriye’deki terörist Mihraç Ural bile “MHP’de kongre yapılmıyor” diye feryat ediyordu. Yani FETÖ’nün başını çektiği Türkiye düşmanı tüm çevreler, oluşumların tek derdi MHP olmuştu. O günlerde “ÖLÜSÜ, DİRİSİ, PKK’LISI, HDP’LİSİ MHP’DE KONGRE İSTİYOR! “ (2 Mayıs 2016) başlıklı yazılarla bu durumu değerlendiren yazılar yazmıştım.

Bugün kendi partilerinin sorgulanması adına etik, ilke çağrısında bulunanlar o günlerde bu çevrelerin değirmenine su taşıyordu. MHP ve Lideri Devlet Bahçeli’ye saldırırken âdeta gözleri dönmüştü, ne ilke, ne ahlak, ne ölçüleri kalmıştı.

MHP’ye saldırdıkları günlerde MHP’yi “İktidar olmuyor, olmak istemiyor” diye eleştirenler, bugün kendi partilerinde birbirlerini “FETÖ’cü, PKK’lı, mason, CIA ajanı, Sorosçu…” olmakla suçluyor. İşin tuhaf yanı ise hepsi de bu iddialarında haklı görünmektedir. Çünkü hepsinin bu şekilde olduğuna dair somut belgeler vardır. CHP-HDP yanına konumlanan bir partiden de beklenen zaten bunlardır.

Bunlar MHP’ye alçakça ne yaşattılarsa, bugün kendileri kat kat aynısını yaşamaktadır. O günlerde MHP’ye saldırırken akıl edemedikleri ölçüleri, ilkeleri kendi partilerinde akıl etme yüzsüzlüğü göstermektedirler.

Dün MHP’de her türlü oyunu oynayanlar, bugün İP’te aynı oyunu birbirlerine oynuyorlar. Huylu huyundan vazgeçmiyor yani… Gerçi Meral Akşener bu durumu kendi partisinin kurucusuna, milletvekiline “Kış kışlığını, puşt puştluğunu yapar” sözünü hatırlatarak ve “yalancı” diye bağırarak göstermiştir.

İP, CHP-HDP yanına eklemlenen bir proje partisidir. Biraz içinde vicdanı olanlar zaten ayrılıp gidecek, kalanlar da birbirini yiyecek… Önümüzdeki dönem İP’in manzarası bu olacaktır. Önümüzdeki günlerde daha ne kirli çamaşırları, karanlık ilişkileri ortaya dökülecek hepimiz göreceğiz. Hepsi de kendi içlerinden yayılacak. Çünkü birbirlerini en İYİ kendileri biliyor.