Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Dışişleri Bakanlığında basın mensuplarıyla bir araya geldi. Fidan, bölgedeki güç dengeleri değişmeye başladıkça, politik tavırların da değişeceğine inandığına işaret ederek, bunun, o bölgede ABD’nin ve İsrail’in en yakın arkadaşı olduğu varsayılan ülkeler için de geçerli olduğunu dile getirdi. Bakan Fidan, şöyle devam etti: "Şu anda alınan tavırlar, dostluk- tan ya da düşmanlıktan alınmıyor, çaresizlikten alınıyor. ABD'nin ya da bazı Batılı ülkelerin, İsrail’e kayıtsız şartsız destek vermeleri ciddi bir sorun. ABD’nin, İsrail adına savaşmakta olduğu bir denklemde bölge ülkeleri karşı gücü geliştirmek isteyecektir. Gazze’deki türden katliamların bir daha olmasını istemeyenler, bundan sonra çok büyük bir silahlanma ve güç arayışına girebilirler diye düşünüyorum. Gazze’de yaşananların, Batı’nın ve Avrupalıların bütün repütasyonlarını, bütün biriktirdikleri krediyi bir anda kaybetmelerine yol açtı. İnsanlık nezdinde, özellikle bizim jenerasyonlar nezdinde tüm kredilerini harcamış oldular. Bunu geri kazanmaları kolay olmayacak. "Batı'nın, Rusya-Ukrayna savaşındaki tavırlarının tersine, Gazze konusunda bambaşka bir yerde durmalarının "ikiyüzlülüğün tavan yaptığı yer" olduğunu kaydeden Fidan, Batı'nın ilke, erdem ve ahlaktan bahsedemediğini, bunları tümüyle yok saydığını, tüm bunların da çok büyük bir jeostratejik kırılmaya zemin hazırladığını gördüğünü söyledi.

Birlikte hareket edilmeli 

Fidan, kendilerinin ilk defa ortaya koydukları pratikler olduğunu belirterek, bölge ülkeleri ve İslam dünyası olarak Gazze meselesinde ilk defa bir Temas Grubu oluşturduklarının altını çizdi. Fidan, Filistin meselesini de yakından takip eden bir ülke olarak bu konuda daha hazırlıklı ve tecrübeli olduklarını, ellerinden geleni yaptıklarını söyledi. Hep birlikte hareket etmenin daha etkili olacağı tezini tedavüle soktuklarını ve harekete geçirdiklerini vurgulayan Fidan, Arap Birliği ve İslam İşbirliği Teşkilatının (İİT) ilk kez ortak bir zirve yaptığını, önerilerinin, zirvenin nihai bildirgesinde de kabul edildiğini dile getirdi. Fidan, bunun bir manifesto olması ve bu konular etrafında bir araya gelebiliyor olmak açısından önemli olduğuna dikkati çekerek, "Bu işin takipçisi olmak için kurulan Temas Grubu’nun ortaya koyduğu çabalar, çalışmalar, dünyadaki güç merkezleriyle temaslar hakikaten önemli" dedi. Böylece muhataplarının, yaşanan problemin nereye gittiğini, nereye evrildiğini Temas Grubu'nun dilinden dinlemelerini sağladıklarını belirten Fidan, bunun büyük bir tehdidi, küresel bir tehdidi beraberinde getirdiğini, onlara anlatmalarının da önemli olduğunu söyledi. Fidan, bu temasları yaparken İslam ülkeleri ve bölge ülkeleri olarak neler yapabileceklerinin önemli olduğunun altını çizerek, şöyle devam etti: "Olay, tabiatıyla askeri bir olay. Amerika'nın kayıtsız şart- sız, Batı'nın kayıtsız şartsız İsrail'e destek verdiği bir yerde, bölgede tabii ki güç kullanma imkânı yok. Dolayısıyla bu meseleye yaklaşırken daha farklı teknikler üzerine yoğunlaşmamız lazım. Burada özellikle bölge ülkelerinin, kendilerine önemli dersler çıkardığını düşünüyorum. Daha farklı bir dayanışma ruhu içerisinde olduklarını düşünüyorum." 

Nasıl aksiyon gösterecek? 

Daha da önemlisi Rusya'nın ve Çin'in burada daha farklı bir pozisyonlanma içerisinde olduğunu, yani bölgedeki rekabet denkle- minin başka bir yere evrildiğini de görmek gerektiğini kaydeden Fi- dan, İslam dünyası olarak yapmaları gereken çok şey olduğunu vurguladı. İsrail'in, Hamas Siyasi Büro Başkan Yardımcısı Salih el-Aruri ve arkadaşlarına yönelik Beyrut'taki suikastının ardından savaşın bölgeye yayılma eğilimini göstermesinin bir emaresi olup olmadığına ilişkin soru üzerine Fidan, "İsraillilerin, Lübnan'la savaşa girmemek için kendilerini zor tuttuğunu düşünü- yorum. Ama hep söylüyorum. Bu yol çıkmaz sokaktır. Öyle bir şey olursa bu savaş tabii ki bitmez. Tam tersine, meselenin çözülmesi isteniyorsa, barış ve iki devletli çözüme odaklanmak lazım" diye konuştu. Fidan, İsrail'in Lübnan'daki bu operasyonunun, bir Hizbullah he- defini, Hizbullah yöneticisini vurmadığını ama Lübnan’a "ben senin üstünde uçuyorum, takip ediyorum" mesajını verdiğini aktararak, şunları kaydetti: "Hizbullah buna nasıl aksiyon gösterecek? Yani tamamıyla savaşa girerek mi reaksiyon gösterecek yoksa misilleme yaparak mı? Bugün gelen raporda, '3 askeri hedefe saldırdık' diyorlar. Başından beri, savaşın ilk gününden beri ortaya koyduğu aslında tavrın bir devamı. Burada daha farklı bir şey yapılmış değil."

Bölgesel kalkınma projeleri son derece önemli

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, projede ilk etapta çıkan fizibilite çalışmaları olduğunu kaydederek, "Biz bölgesel kalkınma projelerinin son derece önemli olduğuna inanıyoruz, yani aslında bölgenin vizyonunu, yaşam kalitesini, iş birliği derinliğini yükseltecek tek şey bu türden proje, ortak projelerin hayata geçirilmesi. Yani bunlar bu coğrafyanın pek alışkın olmadığı projeler. Hani 1-2 tane enerji projesi oluyor genelde. Ama bu büyük çaplı bağlantısallık, ayrıca bölgesel ekonomik sistemlerin kurulması, ihracat imalat vesaire konularına ağırlık verilmesi" diye konuştu. Bu projenin oturmuş yapıların yapacağı bir iş olduğuna işaret eden Fidan, Türkiye'nin ekonomik ve siyasi tecrübesinin ve teknolojik altyapısının bu sistemlere bölgesel sistemlere öncülük edecek düzeyde olduğuna dikkati çekti. Fidan, 28 Mayıs 2023'teki seçimlerin ardından kurulan yeni hükümetle geliştirilen dış politika hedefi kapsamında, bölgede bu türden projelerin artırılması ve uygulanmasını bir numaralı hedef hâline getirdiklerini vurgulayarak, bunlar olduğu sürece ortak iş birliği alanının artacağını, çatışma alanının minimize olacağını ve bu görüşün doğru olduğunu söyledi.

'TERÖRLE MÜCADELEDE ERBİL'LE TAM İŞ BİRLİĞİ'

Bakan Fidan, Türkiye'nin son zamanlarda sınır ötesi operasyonlarını artırmasıyla ilgili Irak'ta Bağdat ve Erbil'in tutumuna ilişkin önemli bilgiler verdi. Bakan Fidan, şunları kaydetti: "Terörle mücadelede Erbil'le tam bir iş birliğimiz var. Özellikle PKK konusunda bizim hassasiyetlerimizi paylaşıyorlar. Onlarla iş birliği konusunda her geçen gün daha da iyi bir noktaya gidiyoruz. Onu söylemekte bir beis görmüyorum. Biliyorsunuz, PKK aynı zamanda Erbil yönetimini de hedef alır bir durumda. Şu anda PKK'nın Süleymaniye ile geliştirdiği bir ittifak var, Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) ile. KYB ve PKK ittifakı, Kürdistan Demokratik Partisi (KDP) blokuna olduğu gibi karşı. Süleymaniye ve PKK, bunlar Erbil yönetimine karşılar. Burada büyük bir sıkıntı var." Bağdat'taki belediye seçimlerinin bölgede çeşitli sonuçları ortaya çıkardığını kaydeden Fidan, bunlara yakından baktıklarını ve taraflarla görüştüklerini dile getirdi.

'BUNUN ADI BARBARLIKTIR'

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, hiçbir gerekçenin on binlerce sivilin ayrım gözetmek- sizin öldürülmesi için yeterli olmadığını ve bunun adının "barbarlık" olduğunu vurgulayarak, "Eğer Hamas'a yönelik tanımlamaları siz sivil katliamı üzerinden yapıyorsanız, aynı kuralı İsrail için de uygulamanız lazım. Yani tanımlamaları İsrail'e yönelik olarak da yapmanız lazım. Şimdi tabii bunlar, cevap veremedikleri konular" dedi. "Bazen diyorlar ki, bildirilerde, işte Hamas'ı kınayalım. Tamam hiç problem yok, kınayalım. Hangi gerekçe ile kınıyorsunuz Hamas’ı? Sivil öldürdüğü için. Peki aynı gerekçeyle İsrail'i de kınayalım. Bunu yapamıyorlar" diye konuşan Fidan, bu ülkelerin İsrail'i kınaması durumunda pozisyon kaybı yaşayacağını düşündüğünü, bu nedenle de İsrail'i kınamadıklarını vurguladı.