İklim değişikliği ve kuraklığın olumsuz etkilerini azaltmak için, suya göre üretim planlaması yapılacağını, bu kapsamda daha az su tüketen bitkilerin teşvik edileceğini 2021 yılında Tarım ve Orman Bakanlığı duyurmuştu.

Sayın Pakdemirli, “yer altı su kullanımını azaltmaya ve daha az su tüketen bitkilerin üretimini artırmaya yönelik destekleme modelleri üzerinde çalışmalar yapıldığını ve suya göre üretim planlanması yapılarak, daha az su tüketen bitkilerin teşvik edileceği ve su tüketimini azaltan uygulamaların destekleneceği” yönünde açıklamalar yapmıştı. Ayrıca Bakanlıkça yer altı sularının yetersiz seviyede ve su kısıtının olduğu havzaların belirlendiğini, bu havzalarda su tüketimi yüksek olan mısır gibi ürünler yerine, su tüketimi az olan bitkileri yaygınlaştıracak tedbirlerin alındığını açıklamıştı.

Geçtiğimiz günlerde Tarım ve Orman Bakanı Sayın Vahit Kirişci de suya göre tarımı ve sulama verimliliğini artıracaklarını belirtti. Kirişci, Su Yönetimi Genel Müdürlüğünce “suya göre tarım” ilkesinden hareketle “Sektörel Su Tahsis Planları” (SSTP) hazırlandığını açıkladı. “6 havzada tamamlanan, 11 havzada hazırlık çalışması devam eden planlarla, su kaynaklarının kullanımının doğru planlanmasını, suyu kullanan sektörler arasında adil ve dengeli su paylaşımını sağlamayı ve su kullanımından elde edilecek faydayı en üst seviyeye çıkarmayı hedeflediklerini belirtti. Kuraklık Yönetim Planlarının da hazırlandığını ve bu kapsamda havzanın özellikleri dikkate alınarak, az su tüketen bitkilerin ekilmesine öncelik verilecektir. Kuraklık Yönetim Planları da 15 havzada tamamlanırken, 12 havzada çalışmalar devam etmektedir. Sulama izleme ve değerlendirme sonuçlarına göre işletmeye açılan sulama tesislerimizden fiilen 700 binin üzerinde çiftçimiz yararlanmaktadır” açıklamalarında bulundu.

Sektör aynı olmasına karşın Tarım Bakanlığında bakan değiştikçe çözüm önerileri ve metotlar da değişiklik göstermektedir.  Yine gidişatını bildiğimiz olaylar ve hatta zaman zaman ezberlenmiş nedenlerle dolu bir durumla karşı karşıyayız. Dolayısıyla sormak gerekir:

Sektörde ve Tarım Bakanlığı bünyesinde “Sektörel Su Tahsis Planları” (SSTP) ne kadar biliniyor?

Tarım Bakanlığı “Sektörel Su Tahsis Planları”nı (SSTP) yapabilecek, takip ve kontrolüne hâkim yeterli teknik personele sahip mi?

Tarım il müdürlüklerinin kaç tanesi  “Sektörel Su Tahsis Planları” (SSTP) hakkında bilgi sahibi? SSTP’yi uygulamaya yönelik teknik personele sahip mi? SSTP’yi uygulama isteği var mı?

Dolayısıyla “Sektörel Su Tahsis Planları” (SSTP) hakkında bilgi sahibi kaç çiftçimiz var?

Geçen haftaki “Tarıma göre su değil, suya göre tarım!” başlıklı yazımdan sonra Eskişehir Alpu ilçesi çiftçilerinden Sayın Özer Çolpan’dan bir mail aldım. Çiftçiden gelen bu maili siz okuyucularımla paylaşmak istiyorum.

Sevgili Alparslan, yazılarını her hafta takip ediyorum. Bir çiftçi olarak sizinle çoğunlukla aynı dili konuşabiliyoruz diyebilirim. “Tarıma göre su değil, suya göre tarım!”  başlıklı yazınızı okuduktan sonra yazımı sizinle paylaşmak istedim. 

“An itibarıyla tarımsal üretimde biz üreticiler için yeni bir sayfa açıldı. Tarım Bakanlığı biz üreticiler için yeni bir sistem ortaya koyarak suya göre üretim başlığı altında yeni bir kanun tasarısını Meclisten geçirdi ve daha tam olarak detaylarını bilmediğimiz bir üretim şekli bizleri bekliyor.”

Ben öncelikle bu noktada bir virgül koyup, birkaç satırda biz üreticilerin bakış açısını özetlemek istiyorum.

WhatsApp Image 2023-04-04 at 12.22.34

“Sulu tarım yapılan tarlalarda bu 3 temel üründen yola çıkarak üreticinin bakış açısını anlamaya çalışırsak burada ilk bakılan şey ürünün birim alanda yarattığı ciro elbette. Çünkü bu ciro üretici için çok önemli olan kredinin yaratılmasında dayanak olarak kullanılacak kaldıracın temelini oluşturmaktadır.”

“Kaldıraç etkisi ne kadar büyük olursa tarımsal üretim o kadar rahat bir şekilde finanse edilebilmekte. Çünkü üreticilerimiz genelde öz kaynak kullanmak yerine borçlanarak üretimlerini gerçekleştirmektedir.”

“Dolayısıyla burada üretimin maliyeti ve kârlılık her zaman ikinci plana atılmakta çünkü hem üreticimiz ciddi bir maliyet hesabı yapmaktan oldukça uzak bir noktada hem de büyük ciro, büyük kârlılık demek herkes açısından kulağa çok daha güzel gelmektedir.”

“Bu tabloyu bütün ürünlerin olduğu bir tablo hâline getirip, ardından detaylı bir maliyet analizi ve de ürün fiyatı konusunda birkaç tahminle zenginleştirmek çok daha akılcı olur ancak bunun üreticini açısından çok bir anlam ifade ettiğini söyleyemeyiz.”

Çünkü büyük rakam her zaman üreticiyi kendisine çekecektir. Hele ki verim konusunda rakamları bir iki kademe daha yukarıdan telaffuz etmek işi başka bir boyuta geçirecektir.

WhatsApp Image 2023-04-04 at 12.22.53

“Üreticinin ürünler arasındaki kazancının belli bir bant arasında olduğu ideal duruma. İşte bu gerçekleştiği zaman Tarım Bakanlığımızın suya göre üretim projesi tüm üreticilerimiz tarafından canıgönülden desteklenir ve başarıya ulaşır. Çünkü üreticilerimiz işletmelerinin yaşamlarını devam ettirebilmek uğruna her zaman en yüksek ciroyu ve kârı elde edecekleri ürüne odaklanarak üretim kararlarını veriyorlar. Bunu gerçekleştirirken kaynakların korunması her zaman ikinci plana atılıyor çünkü en önemli olan faktör “kazanç” her şeyin üstünü kapatıyor. Fakat eğer bizler bu konuda işletmelerimizin devamını sağlayacak, ailelerimizin geleceklerini garanti alacak bir kazanç aralığında üretim yapabilirsek hem ürün çeşitliliği hem de ülkemizin ihtiyacı olan ürünlerin üretilmesi sağlanacaktır.”

“Bizler hangi ürünü üretirsek üretelim emeğimizin karşılığını alırsak, bu topraklarda üretim sonsuza dek devam eder. Ama eğer ürünler arasında bu kadar ciro farkları ortaya çıkar, ayrıca yapılan desteklemeler maalesef ürün fiyatlarının yanında önemini kaybederse üretici beyandan uzaklaşır, kendi bildiği doğrularla üretimini gerçekleştirmeye çalışır. Bu uzun vadede hem ülkemize hem de üreticilerimize büyük zararlar verecektir.”

Son söz: Sahaya inilmeden, çiftçinin bakış açısını anlamaya çalışmadan, çiftçiyle hasbihâl edilmeden, mevcut durum ve etki analizi yapılmadan, Bakanlık koridorlarında volta atarak bu planlamalar, çözüm önerileri ve metotların başarılı olması mümkün değildir. 2021 yılında Sayın Pakdemirli döneminde planlamalar, çözüm önerileri ve metotlarda ne kadar başarılı(!) olunduğu görüldü. Sayın Kirişci döneminde de planlamalar, çözüm önerileri ve metotlarda ne kadar başarılı(!) olunacak, hep birlikte göreceğiz.

Çiftçi para kazanmadığı ürünü üretmez. İklim değişikliği, kuraklık, su kısıtı vb. etkilerin yanında çiftçinin önceliği mevcut kaynaklarıyla yapacağı en yüksek ciroya bakmaktır.  Doğru üretime giden yol bunların değerlendirilip üretici için bir yol haritası oluşturulmasıyla ortaya çıkacaktır. Aksi takdirde tarım sektörü ve paydaşlarını bekleyen yanlış üretim ve bunun sonuçlarından başka bir şey olmayacaktır. 

Sağlıcakla kalın.

Vefatının 26’ncı yıl dönümünde merhum Başbuğumuz Alparslan Türkeş Bey’e, vatan ve ülkü şehitlerimize Allah’tan rahmetler diliyorum. Mekânları cennet, ruhları şad olsun.