Tarım ve Orman Bakanlığı, yönetici atamada 4/B'li “Ziraat Mühendisi”, “Veteriner Hekim”, “Gıda Mühendisi” ve diğer sözleşmeli personellerine idareci olma hakkı vermeli…

Tarım ve Orman Bakanlığı, 4/B'li sözleşmeli personellerine yönetici olabilmeleri için Taşra Teşkilatı Yöneticilerinin Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği'ni gözden geçirmeli ve 4/B'li

Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esaslar'da da düzenleme yapmalıdır. Düzenlenen esaslara göre sözleşmeli “Ziraat Mühendisi”, “Veteriner Hekim”, “Gıda Mühendisi” ve diğer

sözleşmeli personeller de idareci olabilmelidir. 4/B'li sözleşmeli personeller de illerde ilgili müdürlüklerin, ilçelerde ise ilçe müdürlüklerinin yöneticisi olabilmelidir.

 

Bakanlığımızın personel alımlarına bakıldığında sözleşmeli personellerin birçoğu yüksek lisanlı veya doktoralıdır. Tarımda eğitim çok önemlidir diyoruz, tarım 4.0 diyoruz, Avrupa tarımından bahsediyoruz, hedefler koyuyoruz ama elimizdeki yetişmiş personeli

bir köşede atıl bırakıyor, verimli kullanamıyoruz. Özellikle taşrada yapılan bütün işlerde sözleşmeli-kadrolu ayırımı yapılmazken, alınan arazi tazminatları, yöneticilik vb. konulara gelince her şeyi kadrolu çalışana göre düzenliyoruz. Bu durum Bakanlığa yansımamış olabilir ama taşrada ciddi anlamda problem oluşturmaktadır. Kadrolu personelin kadronun vermiş olduğu rahatlık; sözleşmeli personelin yetkisiz olması, yarını görememesi gibi tedirginliğinin sonuçlarını ülkemiz tarımı çekiyor. Sözleşmeli personellerde; görev var, sorumluluk var ama yetki yok. Kadrolunun üzerindeki rehaveti kaldırmak, sözleşmelinin tedirginliğini yok etmek, ülkemiz tarımına yön verecek personeller için bir şeyler yapma zamanı... Artık kadrolu-sözleşmeli ayırımı olmadan, Bakanlık bünyesinde çalışanların hepsi aynı kategoride olmalıdır. Bu durum, yapılan düzenlemelerle çözüme kavuşturulmalıdır. Sözleşmeli personellerin durumu özellikle ilde il müdürleri, ilçe de ise ilçe müdürlerinin inisiyatifine bırakılmamalıdır.

Ülkemizde ziraat mühendisi olmak

Okulun son sınıfında KPSS’ye çalışıp atanmak mı daha iyi? Yoksa özel sektörde çalışmak mı?

Belki de biraz İngilizce çalışıp akademisyenlik için uğraşmalı mı? Bayilik ya da danışmanlık sınavı ne zamandı? Neler yapmamız gerektiğini düşünürken içlerimizi karamsarlık sarmıştır.

Başvurduğumuz yerlerden hiçbir sonuç çıkmamış ise o çok sevdiğimiz mesleği yapamama fikri çoğu zaman bizi korkutmuştur. Ya iş bulamayacağımı söyleyenler haklı çıkarsa? Ya iş

bulamazsam?

Siyasi ve diğer nedenlerden dolayı Türkiye’nin hemen hemen her bölgesinde gereğinden fazla ziraat fakültesi açılması, ziraat fakültelerine alınan öğrenci sayısının fazlalığı, ziraat

fakültelerinde tüm bölümlerin bulunması isteği, gelen öğrenci profili, büyük şehirden gelmiş olanlar için eğitimin dezavantaj olması, fakültelere açılan yeni bölümlerde uygulama alanının olmayışı, laboratuvar ve kadro standardının getirilememesi ve benzer şartlar sağlanamadan bölümlerin açılmış olması…

Ülkemizde ziraat mühendisliğinin en üst eğitimini almışlara bile bakış açımız farklı olmamıştır. Tarıma yeteri kadar değer verilmediği için; çiftçilik mesleği de değerini yitirmiştir. Tarım ve çiftçiliğin değeri olmadığı için onlarla birlikte anılan “Ziraat Mühendisliği”’ de eski önemini kaybetmiş şimdilerde ise ziraat mühendisliği değersiz, yapılamayacak bir meslek olarak görülmeye başlanmıştır.

Hem bir çiftçi çocuğu, hem de bir ziraat mühendisi olarak bu durumu hep yadırgamışımdır. Tarımın zorluklarını ve problemlerini yaşadıkça hakiki mühendisliğin tarımda olduğunu anladım. Tarımın, toprak, su, gübre, tohum, hava, bitki cinsleri ve bunlarla ilgili pek çok bilinmeyenin çözümü, çok bilinmeyenli denklemlerden de zor bir

mühendislik işi olduğunu anladım. Bir zamanlar tarım ülkesi olarak anılan güzel ülkemizde tıp öğrenciliğini bırakıp veya tercih etmeyip ziraat mühendisliğini tercih eden kişilerin olduğu da bir gerçektir.

İnsanlar ziraat mühendisliğini küçümsüyor olabilirler ama ziraat mühendisliği aksine en önemli mesleklerden biridir. Elbette anlayabilene. Yaptığımız işin aslında ne kadar önemli bir iş

olduğunun farkında olmalıyız. Okuduğumuz bölümün ne kadar önemli ne kadar gerekli, insanlık için ne kadar kıymetli bir bölüm olduğunu bilerek okumalı ve hareket etmeliyiz.

Mezun olduğunuz vakit özellikle üniversitelerde veya devlette mühendislik yapacağım diye bir şey söz konusu olmamalıdır. Özel sektörde de iş imkânı mevcut olup, tercihiniz özel şirketten yana olur ise, ilerlemeniz daha kolay olacaktır. Ama ne olursa olsun

mesleğinizi sevmeniz gerekmektedir. Takım elbiseleri veya topuklu ayakkabıları bir kenara bırakıp, dizlere kadar çamurlar içerisinde çalışma merakınız, zorlu şartlara göğüs germe ve yeterli sabrınız var ise bu iş tam size göre.

Ülkemiz tarımının problemleri artmıştır. Şehirlerimiz kırdan göçenlerle daha da içinden çıkılmaz hale gelmeden, bu problemleri çözerek, göç eden genç çiftçi ailelerini eğiterek iş ve aş sahibi yapmanın yollarını bulmalıyız. Bu sorumluluk iktidarı ve muhalefetiyle yalnız siyasilerin sırtında değildir. Şüphesiz idari ve hukuki yetki itibariyle Tarım Bakanlığı, TBMM tarım komisyonu üyeleri, ilgili fakülteler, akademisyenler, araştırma enstitüleri, STK’lar, oda temsilcileri, biz ziraat mühendisleri, veteriner hekimler ve gıda mühendisleri de sorumluluk almalıyız.

Tedavi, doğru teşhis ile mümkündür. Ülkemiz tarımının sorunlarını teşhis etmek meşakkatli bir araştırmayı gerektiriyor. Doğru teşhisi koyup, ülkemiz tarımındaki hastalığı tedavi edecekler arasında mesleğini seven, özgüven sahibi genç ziraat mühendisleri de olacaktır. Bu düşüncelerle ülkemiz tarımında bir kıvılcım olabilirsem mutlu olacağım. Kurban Bayramı'nızı kutluyor; bayramın ülkemize huzur, barış ve bereket getirmesini diliyorum.