Ülkemizin kırsal ekonomik koşulları ve sahip olduğu ekolojik zenginlik düşünüldüğünde sürdürülebilir, bilinçli arıcılık mutlaka yaygınlaşıp geliştirilmesi gereken bir tarımsal faaliyet olarak görünmektedir.

İnsan sağlığına, tarımsal üretime ve ülke ekonomisine katkıları ile arıcılık faaliyeti ülkemiz açısından büyük önem taşımaktadır. Arı ürünleri arasında en çok talep gören bal üretimi için ise ülkemiz uygun bir konumda olup; çiçeklenme zamanının yıl içine yayılması, zengin floraya sahip olması gibi üretimi pozitif etkileyen faktörlerin bir arada bulunması arıcılığın bir anlamda ülkemiz ile özdeşleşmesi olarak tanımlanabilir.

Son yılların en popüler iş kollarından biri şüphesiz ki arıcılık. Meşakkatli bir iş olmasına karşın getirisi yüksek olması yatırımcılar için cazibe unsuru olmuştur. Başlangıç için büyük bir bütçe istemeyen arıcılık, aynı zamanda pazarlama sorunu yaşanmayan “bal gibi bir sektördür.”

Ülkemizin dünya arıcılık sektörü içindeki durumu incelendiğinde; Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) verilerine göre, kovan sayısında 3’üncü, bal üretiminde ise 2’nci sırada, sayılı ülkeler arasında olduğu görülmektedir. Dünyada kişi başı yıllık bal tüketim miktarı ortalaması 50 g iken, ülkemizde 1,3 kg civarındadır. Ülkemizde bal tüketiminin yüzde 49’unu açık bal, yüzde 51’ini paketlenmiş markalı bal ürünü oluşturmaktadır. Tüketiciler; yüzde 41,6’ı markasız balları, yüzde 37,4’ü markalı balları tercihleri etmekte ve yüzde 55,4’ü süzme bal, yüzde 16,6’sı petek bal şeklinde olmaktadır. En yüksek tüketim aralık, en düşük tüketim ise temmuz ayında olmaktadır.

Kovan sayısına göre 2021 yılı arıcılık yapan işletme sayısı açısından ilk 5 ilimiz: Muğla (5062), Ordu (3014), Adana (2419), Antalya (2944) ve Mersin (2355) illeridir. 2021 yılı bal üretim miktarına göre ilk 5 ilimiz: Adana 2419 işletmede 12.336 ton, Ordu 3014 işletmede 11.377 ton, Sivas 3272 işletmede 5.744 ton, Muğla 5062 işletmede 3.820 ton ve Aydın 1705 işletmede 3.254 ton bal üretimi yapılmaktadır.

TÜRKİYE ARICILIK VAKFI (TAV)

Yaklaşık bir ay önce Türkiye Arıcılık Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Süleyman Kodal hocam telefonla aradı. Alman Federal Ekonomik İş Birliği ve Kalkınma Bakanlığı (BMZ) tarafından finanse edilen PEP-Ekonomik Fırsatların Desteklenmesi Programı kapsamında, Alman Uluslararası İş Birliği Kurumu (GİZ) koordinatörlüğünde Gaziantep ilinde “Sürdürülebilir Arıcılık Projesi” nin kapanış toplantılarını düzenleyeceklerini söyledi. Konuşmacıları, programı detaylı olarak anlattıktan sonra “bu toplantıya senin de katılmanı istiyoruz” deyince program takvimime bile bakmadan tamam hocam dedim.

Tamam hocam dedikten sonra arıcılık aldı beni yıllar öncesine götürdü. Yozgat’a, Sorgun ilçemize ve son olarak Eymir’e... Yufka ekmek içine petekli balı dürüm yaparak edilen ikramlara, oğul (arı yavrusu) yakalamak için dağlara bırakılan boş kovanlara ve çok zor şartlarda, kıt kaynaklar kullanarak teknik ve teknolojiden uzak, ikinci bir ek gelir kaynağı olarak yapılmak istenen arıcılığa…

Türkiye Arıcılık Vakfı (TAV), bu işe gönül vermiş, özverili, arı sevdalısı insanların 2012 yılında kurmuş olduğu projeci, eğitimci ve paylaşımcı önemli bir vakıftır. TAV, İstanbul Adalar Belediyesi ile birlikte 11 Mart 2014 tarihinde Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü (TAGEM)’nün katılımıyla “Adalarda Sürdürülebilir Arıcılığın Bitkisel Üretim, Ekosistem ve İnsan Sağlığı Açısından Önemi” konulu bir toplantı düzenlemiş. Ankara Kalkınma Ajansı, TUGODER Derneği ve Türkiye Arıcılık Derneği arasında 2019 yılında protokol imzalanmış ve kadınların meslek sahibi olmalarına katkı sağlanmış. Vakıf ayrıca yurt içinde birçok eğitim faaliyetlerine katılmış ve sektöre katkı sağlamış.

En son TAV, 2021 yılında Alman Federal Ekonomik İş Birliği ve Kalkınma Bakanlığı (BMZ) tarafından finanse edilen PEP-Ekonomik Fırsatların Desteklenmesi Programı kapsamında, Alman Uluslararası İş Birliği Kurumu (GİZ) koordinatörlüğünde Gaziantep ilinde “Sürdürülebilir Arıcılık Projesi” ni uygulamaya başlamış.

Alman Uluslararası İş Birliği Kurumu (GİZ) koordinatörlüğünde Gaziantep ilinde “Sürdürülebilir Arıcılık Projesi” 25 Ekim 2022 Salı günü yapılan kapanış programı ile sona erdi. Bu proje yerel yararlanıcılara ve geçici koruma altındaki Suriyeli mültecilere yaşanabilir ve sürdürülebilir ekonomik gelir sağlayacak yeterli sayıda kovan ile arı ürünleri üretmeyi ve işlerini büyütmek için altyapı oluşturarak geçimlerini sağlamayı öğretmiş. Geçici koruma altındaki Suriyeli faydalanıcılara Türkçe eğitim verilerek güzel akıcı bir Türkçe konuşma imkânı sağlanmış. Yapılan proje ile eğitimlerini tamamlayarak Arıcılık Eğitim Sertifikası alan 30 katılımcıya 20 arılı, 5 de boş olmak üzere toplam 25 kovan, 1 bal sağım makinesi ve diğer arıcılık malzemeleri verildi.

PROJE ÇÖPLÜĞÜNDEN SÜRDÜRÜLEBİLİR PROJELERE…

Tarım sektöründe bazı projeler doğmadan, bazıları emeklemeden, bazıları konuşamadan, bazıları koşamadan, bazıları da sahaya (çiftçi-üretici) ulaşamadan çöpe gidiyor. Dolaysıyla sonuca gidilmeyen etki analizi yapılmadan rota değişikliği yapılması nedeniyle belki de yapılan hatalar tekrar yapılacak, uygulanan projelerin sonuçlarından elde edilecek çıkarımlara ulaşmadan proje çöplüğe gidecek. Sürekliliği olmayınca da her proje insan ve kaynak israfından başka bir anlam taşımıyor.

Dolaysıyla sektör böyle bir haldeyken 2012 yılında kurulan Türkiye Arıcılık Vakfının böyle bir projeye ön ayak olması, sürdürülebilir anlamda proje bitimi sonrasında dahi katılımcıları takip edecek olması beni çok mutlu etti. Bu proje ile kimileri yeni bir mesleğe kimileri ek bir gelire kavuşacaklar ama güzel olan bir şey var ki o da “tarımda her zaman işin mutfağında olan eli öpülesi fedakâr kadınlarımızın işin hem mutfağında hem de vitrininde yer verilerek katkı sağlanmış olmasıdır.”

Bu projede kadınlarımızın arıcılık sektörünün hem mutfağında hem de vitrininde yer almasına ve onlara işin tekniğini de öğreterek meslek sahibi olmalarını önemseyen ve katkı sağlayan Alman Uluslararası İş Birliği Kurumu (GİZ) Türkiye ofisi çalışanlarına ayrıca teşekkür ediyorum.

Son Söz: Emeği ve tüm yatırımı ile üretim sürecine katılan arıcıların yaşam standartlarının iyileştirilmesi ve markalaşmaya yönelik çalışmalar da Tarım Bakanlığının arıcılık sektörü için temel politikalarından biri olması gerekmektedir. Dolaysıyla projeci, eğitimci ve paylaşımcı “Türkiye Arıcılık Vakfı (TAV)” ndan beklentimiz “arıcıların yaşam standartlarının iyileştirilmesi”, “arıcılıkta markalaşma” ve “işletmelerin ürünlerine alternatif pazarlar oluşturmasına katkı sağlayacak” yeni projelere imza atmasıdır.

Arıcılar, ağzınız bal gibi tatlı olsun, iyi ki varsınız. Bu ülkede hiç olmazsa tarım sektöründe sizinle iftihar ediyorum.