Son haftalarda, yılbaşı öncesinde Türkiye’de terör eylemi hazırlığında olduğu belirtilen ABD/İsrail taşeronu terör örgütü IŞİD’e (DEAŞ) yönelik olarak emniyet güçlerimiz art arda operasyonlar gerçekleştirdi. İstanbul, Kırşehir ve Malatya bu operasyonların düzenlendiği iller arasında yer aldı. Çok sayıda kişi gözaltına alındı ve tutuklandı. Operasyonlarda silahlar ve örgütsel dokümanlar ele geçirildi.
Yalova’da gerçekleştirilen benzer bir operasyonda ise, çocukları ve kadınları kalkan olarak kullanan IŞİD’li teröristler polisimize saldırı düzenledi. Saldırıda 3 polisimiz şehit oldu, 8 polisimiz ve 1 bekçimiz yaralandı. Çatışmada 6 DEAŞ’lı terörist etkisiz hâle getirildi.
Biliyorsunuz, Trump ABD Başkanı olmadan önce, “IŞİD, Başkan Obama’yı onurlandırıyor. O, IŞİD’in kurucusudur. IŞİD’i o kurdu. Ortak kurucu olarak da Hillary Clinton’ı söylerim.” açıklamasında bulunmuştu.
Her ne kadar Trump, ABD Başkanı olduktan sonra ülkesinin derin politikalarına uyum sağlamak adına bu sözlerini espri olarak yumuşatmaya çalışsa da, IŞİD’in Irak’ta peydah edilmesinden bugüne kadar yaşanan tüm gelişmeler, aslında Trump’ın bu sözlerini haklı çıkarmıştır.
ABD–İsrail ikilisi, Ortadoğu’da hedef seçtiği ülkeler üzerindeki kanlı politikalarını ve kullandığı terör örgütü YPG’yi meşrulaştırmak için IŞİD’i bir taşeron olarak kullanmaktadır. Dikkat edilirse, Ortadoğu’da tutunabilmek adına sürekli “IŞİD’le mücadele” vurgusu yapılmaktadır. Bölge ülkelerini korkutmak, Batı kamuoyunu yanlarına almak için bu söylemden asla vazgeçilmemektedir.
Avustralya’da 14 Aralık’taki Bondi Plajı saldırısının IŞİD’e bağlanması, Suriye’de ise aynı günlerde ABD askerlerine yönelik saldırının yine IŞİD tarafından gerçekleştirildiğinin öne sürülmesi; bu propagandayı güçlendiren, son derece şüpheli gelişmeler olarak kayda geçmiştir.
Bir taraftan “Yahudilere saldırı var” atmosferi oluşturulurken, diğer taraftan Suriye’de “IŞİD tehlikesi devam ediyor” algısı diri tutulmaktadır.
IŞİD, sözde İslamcı bir terör örgütü olarak kurulmuştur. Ancak hiçbir zaman ABD–İsrail’in hedeflerini bozacak, onlara zarar verecek toplu ve gerçek bir mücadeleye girişmemiştir.
Mesela Gazze’de on binlerce Müslüman katledilirken, IŞİD’i sahada görmek mümkün olmamıştır. Buna karşılık yalnızca ABD ve İsrail’in politikalarını meşrulaştırmaya yarayan eylemlere imza atmışlardır. Bu tablo, IŞİD’in kontrol altında ve yönlendirilmiş eylemler içerisinde hareket ettiğini açıkça göstermektedir.
Türkiye’de IŞİD yanlısı birine, hem de bugün terör eyleminin gerçekleştiği Yalova’da, aylar önce yapılan bir sokak röportajında “Gazze’ye savaşa gider misiniz?” diye sorulduğunda, “Türk devletinin sancağı altında Gazze’ye gitmeyiz; çünkü Türkiye devleti tağuttur, yöneticileri kâfirdir.” cevabını vermesi ve IŞİD’in Hamas’ı tehdit eden videolar yayımlaması, bu örgütün kime hizmet ettiğini hâlâ sorgulatmıyor mu?
Bu yüzden MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin, IŞİD’e yönelik olarak yaptığı “Siyonist-emperyalist alçaklığın maşa örgütü” tespiti son derece doğrudur.
Türkiye’nin “Terörsüz Türkiye” hedefi, ABD ve İsrail’i ciddi biçimde rahatsız etmiştir. Bu nedenle Türkiye’nin özellikle bu günlerde çok daha dikkatli ve uyanık olması gerekmektedir.
Şehit polislerimize Allah’tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Başımız sağ olsun Türkiye…
