İnsan yiyen yamyamlar bile çağımızda medeniyete kavuşmuşken, bebek, çocuk, kadın ve yaşlı masumların kanını dökmeye doyamayan Siyonistler, gün geçtikçe daha da vahşileşiyor. “Hamas ile mücadele” maskesi altında soykırım gerçekleştiren İsrail ordusu, karşısına çıkan her canlıyı acımasızca katlediyor.
İsrail öyle korkak ki, elinde silah olan Hamas mensuplarıyla göğüs göğüse savaşamıyor. Peki ne yapıyor? “İleride büyüyüp bizden intikam alır” diyerek özellikle çocukları hedef alıyor. Bir Siyonist askerin “Öldürmek için Gazzeli çocuk arıyorum” dediği video, bu vahşetin en açık kanıtı. Mehmet Akif Ersoy’un dediği gibi: “Câni geziyor dipdiri... Can vermede mâsûm.”
ABD destekli İsrail güçleri, Gazze’de yaklaşık 60 bin masum insanı katletti; bunların 20 bini çocuk. Yaralı, sakat veya açlıktan ölmek üzere olan on binlerce Gazzeli ise adeta ölüm sırasını bekliyor. Bu manzara, içinde zerre kadar vicdan taşıyan herkesi derinden yaralar. İnsanlıktan nasibini almamış olanlarsa, bu katliamdan dahi eğlence çıkarabilecek kadar alçalmış durumda.
Ne yazık ki Türkiye’de de bu zihniyette olanlar var. Genellikle Siyonistlerin aparatlığını yapan o malum partinin çevresinde boy gösteriyorlar. Masum insanların öldürülmesini alaya almak, onlarla dalga geçmek nasıl mümkün olabilir? Bunu yapan ya Siyonist’tir ya da insan değildir. Yine Mehmet Akif’in sözleri akla geliyor: “Müslümanlık nerde, bizden geçmiş insanlık bile.”
Geçtiğimiz günlerde, 7 yaşındaki Gazzeli Amir’in yaşadığı dramı anlatan görüntüleri izledim… O görüntüler, hüzünle birlikte Siyonistlere ve onların yerli aparatlarına duyduğum öfkeyi daha da büyüttü.
Küçük Amir, yalınayak ve üzerindeki perişan kıyafetlerle, yiyecek yardımı alabilmek için aç ve susuz şekilde 12 kilometre yürüyordu. Yardım dağıtım noktasına ulaştığında birkaç parça yardım malzemesi alabildi. Kendisine yardım veren ABD’li görevlinin elini öperek teşekkür etti. Ardından, yine yalınayak, aç ve yalnız olarak dönüş yoluna çıktı. Ancak İsrail askerleri, yardım almak için toplanan kadınlar ve çocuklardan oluşan kalabalığın üzerine ateş açtı. O kurşunlardan biri de Amir’i hedef aldı.
Amir’in elini öptüğü sözde yardım kuruluşu “Gazze İnsani Yardım Vakfı”nın (GHF) eski çalışanı ve ABD ordusundan emekli Yarbay Anthony Aguilar, bu olayı bir yayın kuruluşuna şöyle anlattı:
“2 numaralı yardım dağıtım noktasında bu çocuk yanıma geldi. Adı Amir’di. Elimi öptü ve bana teşekkür etti. Yalınayaktı, çok zayıftı; kıyafetleri üstünden düşecek gibiydi. Kucağında yerden aldığı yarım paket pirinç ve mercimek vardı. Eşyalarını aldı ve kalabalığın arasına karıştı. Sonra İsrail askerleri kadınlar ve çocuklardan oluşan topluluğun üzerine ateş açmaya başladı. İnsanlar birer birer yere yığıldı. Amir de onlardan biriydi. 12 kilometre yol gelmişti ama kırıntıdan başka bir şey alamadı. Bunun için bize teşekkür etti… ve öldü.”
Müslüman bir çocuk, birkaç parça yiyecek aldığı için eski ABD askerinin elini öpüyor ve sonrasında Siyonist alçakların kurşunlarına maruz kalıyor. Bu onur kırıcı manzara, İslam dünyasının en kara ayıplarından biridir.
Amir’in annesi, Siyonist kurşunların hedefinde öldürülen oğlunun bedenini günlerdir arıyor. Hâlâ bir umutla yaşadığına inanıyor. Fakat ne ölüsü ne dirisi yok ortada…
O eski ABD askerinin elini öperken Amir’de gördüğüm çaresizlik ve muhtaçlık, gözlerimin önünden gitmiyor. İslam dünyası, şu fotoğrafa bak; belki utanç duyar ve harekete geçersin…