Geçtiğimiz günlerde orman yangınları üzerine bir yazı kaleme almış, bu felaketlerin ülkemize can ve mal kaybı açısından yol açtığı yıkımı değerlendirmiştim. Kasıtlı çıkarılan orman yangınları, yalnızca doğayı tahrip etmekle yetinmez; aynı zamanda ülkeye maddi ve manevi zarar vermeyi hedefler. Terör örgütleri ve ideolojik sapkınların temel amacı budur: Ülkenin ekonomik kayıplara uğraması ve yitirilen canlar üzerinden toplumun moralinin çökmesi.
Ormanlarda hayatını kaybeden insanlar, yanıp kül olan ağaçlar ve hayvanlar; bu karanlık zihniyet için hiçbir anlam ifade etmez. Aksine, ne kadar büyük bir kayıp yaşanırsa bu zihniyet o kadar memnuniyet duyar.
Bu tür bir düşünceyle ormanları ateşe verenler, kim olursa olsun, en ağır hukuki cezalara çarptırılmalıdır. Bu görüşü her fırsatta vurguluyorum.
Daha önce yazdığım bir yazıda da şu soruları sormuş ve bir çağrıda bulunmuştum:
“Tutuklananlar ve adli kontrol kararı verilenler kimlerdir? Hangi iltisak, irtibat ve saiklerle ormanlarımızı yaktılar? Terörist mi, ruh hastası mı, kirli emeller peşinde koşanlar mı, yoksa ihmalkâr cahiller mi? Bu kişiler gerçekten kimlerdir? Toplumun kirli algılardan korunması ve vicdanların rahatlaması için bu soruların yanıtları tek tek kamuoyuna açıklanmalıdır.”
Bu çağrıyı, toplumsal duyarlılık ve baskı oluşturmak adına yapmıştım. Nitekim bu yazıyı kaleme aldığım gün, Bursa Harmancık’ta günlerdir süren orman yangınının faili olarak Türk Silahlı Kuvvetleri’nden FETÖ bağlantısı nedeniyle ihraç edilen Ufuk Aytekin’in yakalandığı ortaya çıktı.
Aytekin’in sosyal medya profilinde kendisini İYİ Parti Harmancık Gençlik Kolları Başkanı olarak tanıtması ve eski patronunun da İYİ Partili olduğu bilgisi dikkat çekiyor. Elbette bu, İYİ Parti’ye genelleme yapmak için değil, olayın ardındaki bağlantıları sorgulamak için önemlidir. Zira İYİ Parti’nin kuruluş öncesi ve sonrasında FETÖ ile ilişkilendirildiği iddiaları herkesçe bilinmektedir. MHP’yi ele geçirme tezgâhlarında FETÖ’nün bu çevrelere destek verdiği, İYİ Parti’nin ise MHP ve Cumhur İttifakı’na yönelik düşmanlık üzerine kurulu “herkesle yol yürüme” felsefesiyle hareket ettiği görülmektedir. O yüzden bu felsefe, bünyesinde her türlü garabeti barındırabilecek bir zemin oluşturuyor.
Bu felsefenin bir üretimi olan ve profilinde “İYİ Parti Harmancık Gençlik Kolları Başkanı” yazan kişi yangını kasıtlı çıkardığını itiraf eden ve güvenlik kameralarında benzin alırken görüntülenen bu alçak, ifadesinde şunları söylüyor:
“Harmancık merkezden dönüş yoluna girdim. Kışmanlar köy yoluna geldiğimde, bir anlık ruh haliyle yol kenarındaki ormanlık alanı yakmak istedim. Aynı zamanda köyde kargaşa çıkmasını, köylüler arasında anlamsız bir karışıklık olmasını istedim. Arabadan aldığım 5 litrelik bidondaki benzini ağaçların dibine döktüm. Diğer bidon arabada kaldı. Çakmağı çaktım, bir anda ortalık alev aldı. Ne olduğunu anlayamadım. Bir anlık ruh haliyle ve gafletle bu olayı gerçekleştirdim.”
Terör örgütleriyle bağlantılı olanların “anlık ruh hali” ya da “gaflet anı” gibi bahaneleri olamaz. Bu ancak Türk milletinden ve devletinden intikam alma hırsıdır. Vicdanı ve merhameti olan bir insan, içinde sayısız can barındıran bir ormanı ateşe verebilir mi? Bu nedenle, bu tür suçları art niyetle işleyenlere asla acımamak gerekir.
Ormanlarımızı her türlü karanlık elden, teröristlerden, ruh hastalarından, menfaat şebekelerinden ve ihmalkâr cahillerden korumalıyız. Orman candır; yanarsa canımız yanar. Canımız da yanıyor…
