5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu'nun 14. maddesinin (l) bendi açıkça, “Pitbull Terrier, Japanese Tosa gibi tehlike arz eden hayvanları üretmek; sahiplendirilmesini, ülkemize girişini, satışını ve reklamını yapmak, takas etmek, sergilemek ve hediye etmek yasaktır” hükmünü içermektedir. Bu konu her gündeme geldiğinde, bu yasal gerçeği yazılarımda hatırlattığımı da belirtmeliyim.
Ne var ki bu yasa 2004’ten beri yürürlükte olmasına rağmen, uygulama ve yaptırım eksikliğinden kaynaklanan ihlaller hâlâ sürmektedir. 2004’ten bu yana arşivlere bakıldığında, pitbull ve benzeri köpeklerin saldırıları sonucu onlarca insanın yaralandığı açıkça görülmektedir.
Son örnek ise Ankara/Etimesgut’ta yaşanmıştır. 1,5 yaşındaki Efe Öztürk ve 5 yaşındaki ablası Doğa Öztürk, apartmanlarında komşularının beslediği pitbull cinsi köpeğin saldırısına uğramıştır. Her iki çocuk da yüz ve göğüslerinden ağır şekilde yaralanarak hastaneye kaldırılmış, özellikle küçük Efe’nin yüzünün büyük ölçüde parçalandığı görüntülerden anlaşılmaktadır.
Ben, önceki pek çok yazımda da ifade ettim: Çocukluğumdan beri köpek başta olmak üzere birçok hayvan beslemiş biri olarak söylüyorum; pitbull ve benzeri tehlikeli ırkları besleyenlerin önemli bir kısmında sorumluluk bilinci, toplumsal duyarlılık ve güvenlik algısı, sağlıklı psikoloji ve ölçülü davranma yeteneği ciddi ölçüde eksiktir.
Bu tür köpeklerin doğasında saldırganlık eğilimi bulunduğu bilinirken, onları ağızlıksız ve tasmasız şekilde insanların içinde dolaştıranlar; hem hayvanın doğasına hem çevrenin güvenliğine karşı ciddi bir bilinçsizlik ve umursamazlık sergilemektedir. Resmen suç işlemektedirler.
27 Aralık 2021 tarihli yazımda da bu durumu şöyle tarif etmiştim:
“Ehil olmayan ellerde bu köpekler canavara dönüştürülmektedir.
Saldırgan kişilik yapısına sahip bazı insanlar bu tür köpekleri agresif yetiştirerek, onların saldırganlığı üzerinden tatmin olmaktadır.
Bu tür hayvanları ‘daha çok saldırgan olsunlar’ diye karanlık odalarda günlerce aç ve susuz bırakan vicdan yoksunu kişiler vardır.”
1,5 yaşındaki Efe Öztürk’ün parçalanan yüzü, artık bu konuda ciddi önlemler alınmasının zorunluluğunu acı bir şekilde ortaya koymuştur. Bu tür tehlikeli köpekleri yasağa rağmen besleyenlere yönelik ağır yaptırımların tavizsiz uygulanması şarttır.
Çevresinde, yasağa rağmen pitbull ve benzeri tehlikeli köpekleri besleyen kim varsa; polis, jandarma ve Tarım ve Orman Bakanlığı ekiplerine ihbar edilerek müdahale sağlanmalı, bu hayvanların başka insanlara zarar vermesi mutlaka önlenmelidir. Bu konuda kimse vakit kaybetmemelidir.
Bu tür köpekleri besleyenler de psikolojik teste tabi tutulmalıdır. Çünkü bu tür köpekleri ağızlıksız, tasmasız ve insanlara zarar vermesi için serbestçe dolaştıran insanların psikolojisi gerçekten tedaviye ihtiyaç duymaktadır.
Yüzü paramparça olan 1,5 yaşındaki Efe Öztürk, ömür boyu o saldırı travmasını yaşayacak ve yüzündeki parçalanma izini ömür boyu taşıyacaktır. Sadece o mu? Pitbull ve benzeri tehlikeli köpeklerin saldırısına uğrayıp yaralanan yüzlerce insan…
Hayvanseverlik, önce insana değer vermeyi gerektirir. Eğer biri insanı yok sayarak “hayvan sevgisi” iddiasında bulunuyorsa, orada ciddi bir psikolojik sorun vardır. Gerçek hayvanseverlik, ne insanın ne de hayvanın zarar görmediği bir ortak yaşamı savunmaktır.
Geçenlerde bir görüntü izledim: Köpek saldırısı karşısında kendini savunmaya çalışan adama, “köpeğe şiddet uyguladın” diye etraftakilerin saldırdığını gördüm. İnsan canı tehdit altındayken, savunma refleksini bile suç sayan bu yaklaşım gerçekten düşündürücüdür.
Saldıran, yaralayan köpek gündemi Türkiye’de bitirilmelidir.
