Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MHP Lideri Devlet Bahçeli çok kararlı bir şekilde 2025 yılının bize yönelen terör tehdidinin Türkiye’de ve bölgede bitirileceğini ifade ediyor. Yapılan mücadele, alınan önlemler, terörü yaratan unsurlara yapılan çağrılar bunun güçlü adımları olarak görülmektedir.
MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin “Silahlar ya gömülecek ya da silah tutanlar gömülecektir. Yurt içinde ve yurt dışında elinde silahla gezen hiçbir caniye ve terör örgütüne müsamaha yoktur.” ve Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın “Terör örgütleri eliyle bölgemizi sömürenlerin devri sona ermiş, terörü silah, araç, maşa olarak kullanma dönemi bitmiştir. Bölücü örgütün kendini tasfiye etme dışında bir seçeneği kalmamıştır. Ya namlusu ülkemize dönük o silahlar gömülecek ya da Türkiye'ye silah doğrultanlar gömülecek. Bunun haricinde üçüncü bir yol, alternatif mevzubahis değil.” şeklindeki sözleri sadece bir temenni olarak kalmıyor, üstelik bunu eyleme dökerek kararlılığı da gösteriyorlar. Bu terörle mücadele kararlılığı “Terörsüz Türkiye” çerçevesinde bir toplumsal mutabakat oluşturmuştur. Bu mutabakat genişleyerek toplumun her kesimini kapsamaktadır.
Cumhur ittifakının “Terörsüz Türkiye” kararlılığı karşısında eylem ve söylem geliştirecek herkes, yok hükmünde olacağını çok iyi bilmelidir. Artık bu yoldan dönüş yoktur.
Türkiye’ye yıllarca maddi ve manevi acılar yaşatan terör örgütleri ve uzantıları için kaçınılmaz son yaklaşmaktadır. Canlar yakan terörün bitirileceği, teröre maske olarak kullanılan etnik fitnenin son bulacağı günleri Türk milleti mutlaka görecektir. Türkiye ve Irak üzerinde hareket alanı daralan terör örgütü PKK, sadece Suriye’de şu an için kendisine hareket alanı bulmakta ama Suriye’deki son gelişmeler üzerine de köşeye sıkışarak herkese “Bizi kurtarın” yalvarışlarının aşamasındadır. Türk devlet aklı ve mücadelesi sistemli bir şekilde bu yolun taşlarını döşemiştir.
Türkiye’deki tartışılan gündem bir çözüm süreci, bir açılım süreci değildir. Sadece “Terörsüz Türkiye” yaratma projesidir. MHP Lideri Devlet Bahçeli tarafından DEM’e “Teröre cephe alın, Türkiye partisi olun”, teröristbaşı Öcalan’a da “Terörün tamamen bittiğini ve örgütün lağvedildiğini haykır” çağrısı terörle mücadelenin bu yöndeki bir parçasıdır. DEM ve teröristbaşı Öcalan arasındaki yüzleştirmenin sonucunu Türkiye merakla beklemektedir. Bu yüzleştirme makul bir sonuç verirse, Türkiye terörle mücadeleye harcadığı zamandan, enerjiden, bütçeden elbette kazanımları olacaktır.
“Terörsüz Türkiye” inancı ve kararlılığı Türkiye’de ortak bir atmosfer oluşturmuş ve bunu da en çok yıllarca terörün gölgesinde yaşayan Güneydoğu insanı özlemle karşılamıştır. Bu yüzleştirmeden makul sonuç mu çıkmadı?
Türk devleti zaten bu çağrıdan önce de, çağrı yapıldığında da ve çağrıdan sonra da zerre terörle mücadele kararlılığına ara vermemiştir. Dün de Türk Ordusu ve Suriye Milli Ordusu yine havadan, karadan harekete geçmiş terör örgütü PKK’ya (YPG) Suriye’de kan kusturmuştur. Dağlar, yollar PKK leşlerinden geçilmez bir vaziyette idi. Terörle mücadele operasyonları aşama aşama genişleyerek büyümektedir.
Sayın Erdoğan ve Sayın Bahçeli’nin ortaklaşa kullandığı “Silahlar ya gömülecek ya da silah tutanlar gömülecektir.” ifadesi bizzat uygulamalı gösterilmektedir.
“Terörsüz Türkiye” kararlılığı hayata geçtiğinde kazanan tüm ülkemiz ve bölge insanı olacaktır. Bu yaşanan süreci sağduyulu yorumlayan Türk milletinin her evladı anlamaktadır. Sağduyuyu güçlendirdiğimizde terör bitecek, Türk-Kürt kardeşliği önündeki tüm etnik fitneler de kalkacaktır.