Batı basını, Ermenistan-Azerbaycan müzakerelerini yürütmede Rusya'yı beceriksizlikle suçladı.

Ermenistan ile Azerbaycan arasında Karabağ konusunda devam eden krizin Rusya'nın Kafkasya işlerine katılmasına olanak sağladığı ve Moskova'nın kendisini hala Kafkasya bölgesinde kritik bir oyuncu olarak gördüğü ancak Rusya'nın Kafkasya'da barış arabulucusu olma arzusunun sadece bir hayalden ibaret olduğu ifade edildi.

Ukrayna savaşı nedeniyle Rusya'nın arabuluculuk konusunda inandırıcılığının kalmadığı belirtilirken Ermenistan'ın yavaş yavaş Moskova'dan uzaklaştığına dikkat çekildi.

Yakın bir müttefiki olan Ermenistan'ın uzaklaşmasının Rusya'nın vizyonunu gerçekleştirmesini daha da zorlaştırırken Türkiye'nin bölgedeki öneminin giderek arttığına vurgu yapıldı. Analiz yazısında şu ifadeler yer aldı:

"Devam eden Rusya-Ukrayna Savaşı Moskova'nın beklentisinin çok ötesine geçti. Ukraynalılar anavatanlarını cesurca savunurken, Rusya'nın görünüşte her şeye gücü yeten savaş yetenekleri derin bir açmazın içindedir. Moskova'nın kısmi seferberlik çağrısı, içinde bulunduğu vahim durumu daha da ortaya koyuyor. Rusya'nın askeri başarısızlığı, Rusya'nın güç projeksiyonunun temelini de sarstı, çünkü dünya artık Rusya'yı her zamankinden daha zayıf görüyor. Son dönemde Azerbaycan'ın Karabağ'a giden yolu kapatması, Rusya'nın Karabağ bölgesindeki kontrolünü kaybettiğinin hayati bir işaretidir."

Rusya'nın Ukrayna'daki askeri eylemlerinin Moskova'nın güvenilirliğini daha da azalttığı, barışa aracılık etme konusunda Rusya'nın güvenilirliğini kaybettiği belirtildi.

Moskova'ya karşı güveni azalan ve Rusya dışında başka ülkelerden destek arayışına giren Erivan yönetiminin Türkiye ile yakınlaştığına işaret edildi. İki ülke arasında yürütülen diplomatik ilişkiler, Rusya'nın bölgedeki varlığının önemsizleştiğinin açık bir işareti olduğundan söz edildi.

Bölgesel meselelerde en önemli oyunculardan biri haline gelen Türkiye'nin varlığı Rusya'nın Kafkasya'daki nüfuzunu ortadan kaldırdığına vurgu yapılırken analiz yazısında, "Türkiye'nin rekabetteki rolü küçümsenmemelidir" denildi.